Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. Semih Yalçın

E. Semih YalçınTürkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
21 Kişi
79
Okunma
7
Beğeni
2.160
Görüntülenme

En Beğenilen E. Semih Yalçın Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen E. Semih Yalçın sözleri ve alıntılarını, en beğenilen E. Semih Yalçın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lider tayin olunmaz, kendi kendini tayin eder. Lideri toplum yaratır ve toplumun istek ve tamayülleri besler
Fransa
İhtilaldan sonra önemli bir güç haline gelen Fransa, Osmanlı toprakları üzerindeki emellerini askeri güç ile halletmekten çekinmemiştir. III. Selim döneminde Fransa ile dostane münasebetler devam ederken Napolyon Bonoparte, 1 Temmuz 1798'de Mısır'ı işgal etmiştir. Akka Kalesi'ni kuşatan ancak Cezzar Ahmet Paşa karşısında mağlup olan Fransa, Rusya ile ittifak oluşturmuştur. 1827 yılında Navarin'de savaş halinde olmayan Osmanlı donanmasının yakılmasına katılması, İngiltere ve Rusya ile birlikte hareket ederek Yunanistan'a bağımsızlık verilmesi yönündeki Londra Antlaşması'nı imzalaması gibi olaylar Fransa'nın hiç de iyi niyetli olmadığını ve Osmanlı ülkesi üzerinde emperyalist amaçları olduğunu göstermekteydi. ( Dipnot: III. Selim döneminde kurulan Nizam-ı Cedit ordusu, 1798'de Cezzar(Kasap) Ahmet Paşa komutasında Fransızlara karşı Akka Kalesi'ni(Suriye) savunmuş ve ilk zaferini elde etmiştir. Akka mağlubiyeti sonrasında Napolyon: "Eğer Türkler beni Akka Kalesi önünde durdurmasaydı, bütün Doğu'yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı. ancak kader, Akka'da beni bir ihtiyarın (Cezzar Ahmet Paşa) oyuncağı etti." demiştir.)
Sayfa 23 - Berikan yayınları, 1. Baskı, 2008
Reklam
Her şey Türk milleti için, Türk'e doğru, Türk'e göre
Sayfa 121Kitabı okudu
Görüşlerimizin temeli Türk milliyetçiliği ise siyasi aksiyonun dayandığı doktrin 9 ışıktır
Sayfa 121Kitabı okudu
ABD
1886 yılında dünyada 80'in üzerinde Protestan misyoner örgütünün 32'si Amerika, 24'ü İngiltere, 24'ü de Kıta Avrupası devletlerin kurdukları örgütlerdi. Dünyadaki misyoner örgütleri içinde gelir ve misyoner sayısı itibariyle ABD'nin yaklaşık üçte birlik bir paya sahip olduğu* ve bu yönde en önemli gelişmeleri ABD'nin göstermiş olduğu dikkat çekicidir. ABD'de takriben 5000 Protestan kilisesinin dini bütün mensuplarının bağışlarıyla desteklenen ve asıl amaçlarının Hristiyanlığı yaymak olduğu için misyonerler Osmanlı Devleti'nde bu amacı aşan faaliyetler bulunuyordu. *Uygur Kocabaşoğlu, Doğu Sorunu Çevresinde Amerikan Misyoner Faaliyetleri", Tarihi Gelişmeler İçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu(Dün-Bugün-Yarın), Hacettepe Üniversitesi,(Ankara/8-9 Mart 1990) TTK yayını, Ankara 1992, s.66-67
Sayfa 32 - Berikan yayınları,1.Baskı,2008
Rusya
Kırım Harbi öncesinde Çar I. Nikola'nın ifadesiyle "hasta adamın mirasının dostça paylaşılması"* yönündeki faaliyetlerin yanı sıra Rusya'nın politikası, bütün Slavları Osmanlı Devleti ve Habsbourg İmparatorluğu'nun harabeleri üzerinde, merkezi İstanbul olmak şartıyla bir Slav devleti kurmak olarak tanımlayabileceğimiz "Pan-Slavizm" ekseninde şekillenecektir.* Ancak burada belirtmek gerekir ki Rus Panslavizminin amacının, bütün Slavları Rusya'nın hegemonyası altına koymak ve Slavları Ruslaştırmak olduğu açıktır. Bu bağlamda Pan-Slavizm, Rus tarihçisi Pogodin tarafından şöyle ifade edilmektedir: 1-Türkler Avrupa'dan kovulmalıdır. 2-Slavlar mutlaka Türk ve diğer milletlerin hakimiyetlerinden kurtarılmalıdır. 3-Rusya, Avrupa'da üstün bir duruma çıkarılmalıdır. 4-İstanbul Patrikhanesi'nin mevkii yükseltilmeli ve Ortodoks Kilisesi'ne layık olduğu önem verilmelidir.* *Çar I. Nikolo'nın İngiliz elçisine hitabı ve Osmanlı topraklarının paylaşılması yönünde yaptığı teklif için bkz.(Kurat, Türkiye ve Rusya, s.70-71) *Bu konuda geniş bilgi için bkz. (Hans Kohn, Panislavizm ve Rus Milliyetçiliği, Çev.Ağah Oktay Güner, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yayını, 3. Baskı, Ankara, 1991) *KOHN, Panislavizm...., s.8
Sayfa 30 - Berikan yayınları, 1. Baskı, 2008
Reklam
Wilson Prensipleri Cemiyeti
Mondros Mütarekesi'nin ağır hükümleri ve Türkiye'nin İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlanması, bazı aydınları çaresizlik ve moral çöküklüğüne uğratmış, kurtuluşu "büyük bir devletin himayesi altına girmekte" görmelerine sebep olmuştur. Bu kişiler, kurtuluşu, parası çok ve Türkiye ile sürtüşmesi olmayan ABD'nin mandaterliğinde görmüşlerdir. 4 Aralık 1918 günü İstanbul'da Vakit gazetesinin bürosunda faaliyetlerine başlayan cemiyet, başkan Wilson'a bir muhtıra göndererek Türkiye'nin parçlanmasına izin verilmemesini istediler. Cemiyet üyeleri ABD sayesinde hür, güçlü, kültürlü ve refah içinde bir "Küçük Amerika" benzeri Türkiye yaratılacağına inanıyorlardı Bu muhtıranın milli düşünce ve inançtan uzak, kendi kendini yönetemeyeceğini düşünen ve acizlik gösteren bir anlam ifade ettiği açıktır. .... Bu cemiyet bünyesinde Ali Kemal, Refik Halit Karay, Halide Edip, Yunus Nadi, Celal Nuri İleri ve Ahmet Emin Yalman gibi isimleri barındırıyordu.
Sayfa 169 - Berikan Yayınları
Öle öle kazanılan savaş..
Liman Von Sanders'in dediği gibi, düşman, Türk birliklerinin şiddetli karşı koymasını önceden hesap edememişti.* Bu hususta Churchill, "Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar, ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlardı" demiştir.* ........ Çanakkale'de 200.000-250.000 Türk şehit, yaralı ve kayıp vardır. Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi insanlık tarihihinde hiçbir zafer bu kadar pahalıya mal olmamıştır. *SANDERS, Türkiye'de Beş Yıl, s.85 *AYDEMİR, Tek Adam, Cilt I, s.271
Sayfa 103 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
1897 yılında Osmanlı-Yunan savaşı başlamıştır. Türk kuvvetleri Yunanları büyük bir bozguna uğratmış, Yenişehir ve Tırnova ele geçirilmiştir. Osmanlı ordularının artık Atina'ya girmeleri için hiçbir engel kalmamıştı. Ancak yine Avrupa devletleri araya girmişler ve mütareke yapılmıştır. 93 Harbi yenilgisinin verdiği ezikliğin hüküm sürdüğü, Mısır,Tunus ve Kıbrıs gibi vatan topraklarına birer bahane ile el konulduğu ve devletin hiçbir şey yapamadığı bir sırada kazanılan bu zafer, Türk toplumunu sevindirmişse de Osmanlı Devleti artık Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan gibi devletlerle bile baş edemez bir duruma düşmüştür. Son dönemlerdeki olaylar göstermiştir ki Osmanlı Devleti, bu devletçikler karşısında bir başarı elde ettiği zamanlarda ise bu devletlerin arkasındaki büyük devletleri karşısında bulmuştur.
Sayfa 89 - Berikan yayınları, 1.Baskı, 2008
Osmanlı Fikir Akımları-Batıcılık
Batıcılık fikrinin ideolojik-doktriner bir hareket olmadığı, birçok bakımdan devlet yönetimini ve diğer fikirleri savunan aydınları etkilemiş olduğunu belirtmemiz gerekmektedir. Bu fikri savunan aydınların, özellikle Osmanlı toplumunda dogmatik düşüncenin yıkılması, laik anlayışının kabul görmesi, modern mekteplerin açılması ve Batı'nın tanınması bağlamında önemli katkıları olmuştur. Ancak gayesi iyi tespit edilemeyen bu fikrin sistematik hale gelmediği ve Osmanlı Devleti'nin yıkılmasını önlemek yönünde aksiyoner bir ideolojiye dönüşemediği bilinmektedir.
Sayfa 82 - Berikan yayınları, 1.Baskı, 2008
92 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.