Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. Semih Yalçın

E. Semih YalçınTürkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
21 Kişi
79
Okunma
7
Beğeni
2.154
Görüntülenme

En Eski E. Semih Yalçın Sözleri ve Alıntıları

En Eski E. Semih Yalçın sözleri ve alıntılarını, en eski E. Semih Yalçın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Rusya
Kırım Harbi öncesinde Çar I. Nikola'nın ifadesiyle "hasta adamın mirasının dostça paylaşılması"* yönündeki faaliyetlerin yanı sıra Rusya'nın politikası, bütün Slavları Osmanlı Devleti ve Habsbourg İmparatorluğu'nun harabeleri üzerinde, merkezi İstanbul olmak şartıyla bir Slav devleti kurmak olarak tanımlayabileceğimiz "Pan-Slavizm" ekseninde şekillenecektir.* Ancak burada belirtmek gerekir ki Rus Panslavizminin amacının, bütün Slavları Rusya'nın hegemonyası altına koymak ve Slavları Ruslaştırmak olduğu açıktır. Bu bağlamda Pan-Slavizm, Rus tarihçisi Pogodin tarafından şöyle ifade edilmektedir: 1-Türkler Avrupa'dan kovulmalıdır. 2-Slavlar mutlaka Türk ve diğer milletlerin hakimiyetlerinden kurtarılmalıdır. 3-Rusya, Avrupa'da üstün bir duruma çıkarılmalıdır. 4-İstanbul Patrikhanesi'nin mevkii yükseltilmeli ve Ortodoks Kilisesi'ne layık olduğu önem verilmelidir.* *Çar I. Nikolo'nın İngiliz elçisine hitabı ve Osmanlı topraklarının paylaşılması yönünde yaptığı teklif için bkz.(Kurat, Türkiye ve Rusya, s.70-71) *Bu konuda geniş bilgi için bkz. (Hans Kohn, Panislavizm ve Rus Milliyetçiliği, Çev.Ağah Oktay Güner, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı yayını, 3. Baskı, Ankara, 1991) *KOHN, Panislavizm...., s.8
Sayfa 30 - Berikan yayınları, 1. Baskı, 2008
Amerika Birleşik Devletleri
1774 yılında İngiltere'ye karşı başlayan ayaklanma sonunda bağımsızlığını kazanan ABD, zengin tarım alanları, çok büyük miktarlarda ham madde ve bu kaynakları geliştirecek çağdaş teknoloji ve önemli dış tehlikelerin bulunmayışı sebebiyle hızla büyümüştür, Ham petrol üretimi 1865'te 3,000.000 varilken 1898'te 55.000.000 varile, külçe ve dökme çelik üretimi 20.000 long tondan 9.000.000 long tona ulaşmıştı. 1914 yılında 37 milyar dolarlık milli gelir toplamı ile birinci sırada yer alması (Almanya'nın milli gelir toplamı 12 milyar, İngiltere'nin 11 milyar dolar) Amerika'nın baş döndürücü gelişmesini göstermektedir.* *KENNEDY, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, s. 282-284
Sayfa 31 - Berikan yayınları, 1.Baskı,2008
Reklam
ABD
1886 yılında dünyada 80'in üzerinde Protestan misyoner örgütünün 32'si Amerika, 24'ü İngiltere, 24'ü de Kıta Avrupası devletlerin kurdukları örgütlerdi. Dünyadaki misyoner örgütleri içinde gelir ve misyoner sayısı itibariyle ABD'nin yaklaşık üçte birlik bir paya sahip olduğu* ve bu yönde en önemli gelişmeleri ABD'nin göstermiş olduğu dikkat çekicidir. ABD'de takriben 5000 Protestan kilisesinin dini bütün mensuplarının bağışlarıyla desteklenen ve asıl amaçlarının Hristiyanlığı yaymak olduğu için misyonerler Osmanlı Devleti'nde bu amacı aşan faaliyetler bulunuyordu. *Uygur Kocabaşoğlu, Doğu Sorunu Çevresinde Amerikan Misyoner Faaliyetleri", Tarihi Gelişmeler İçinde Türkiye'nin Sorunları Sempozyumu(Dün-Bugün-Yarın), Hacettepe Üniversitesi,(Ankara/8-9 Mart 1990) TTK yayını, Ankara 1992, s.66-67
Sayfa 32 - Berikan yayınları,1.Baskı,2008
Lale Devri
Lale Devri'nde yenileşme bakımından kayda değer en önemli olay, matbaanın Türkiye'ye girmesidir.* ... Matbaa, Avrupa'da kuruluşundan 280 yıl sonra Türkiye'ye girebilmiş ise de uzun süre Türkçe kitap sayısında bir artış olmamıştır.* (*Esasen baskı sanatı Osmanlı Devleti'nde daha önce de bilinmekteydi. 1494 yılında İstanbul'da Yahudiler bir matbaa kurup kendi dillerinde kitap basmışlardı. 1565'de Ermeniler, 1627'de Rumlar matbaa kurmuşlardı ve kendi dillerinde kitaplar basmışlardır.) (*1730 yılından sonraki yetmiş yıl içinde 50 kadar kitap basılmıştır.)
Sayfa 38 - Berikan yayınları,1.Baskı,2008
II.Mahmut'un tahta geçtiği sıralarda yeniçeriler, ilerlemenin en inatçı düşmanı ve disiplin tanımayan bir güruh haline gelmişlerdi.* (*Alemdar Mustara Paşa'nın şu sözleri bu tespitin ifadesidir. " Kimse, katılmaktla onur duyduğum bu şanlı Yeniçeri Ocağı'na benim kadar saygı duyamaz. Eğer ona tehlikeli kötülükler sızmasaydı, dün olduğu gibi bugün de yenilmez olurdu. Ama bu ocakta görevler mertliğe ve yeteneğe göre verilecek yerde satıldı, kışlalardan kaçanlar çoğaldı. Emirlerde belirtilen taimler unutuldu. Nöbetçi Yeniçeriler ya da kol gezen birlikler halkı koruyacak yerde reayı haraca bağladılar. Sonuçta, askerlik sanatı bilinmez oldu, disiplinsizlik aldı yürüdü." Bk,Paul Imbert, Osmanlı İmparatorluğu'nda Yenilik Hareketleri, (Çev.Adnan Cemgil), İstanbul 1981,s.128,
Sayfa 44 - Berikan yayınları,1.Baskı,2008
Doğum günü kutlamalarını gelenekselleştiren padişah!
.... Ayrıca müsadere kaldırılmış*(1), halk arasında din bakımından bir fark gözetilmediği ifade edilmiştir*(2). Yine bu dönemde ilk defa nüfus sayımı yapılmıştır.*(3) ..... Bu dönemde setre pantolon, mecburi kıyafet olarak kabul edildikten sonra kavuk kaldırılarak memurlar için fes kabul edilmiştir. II.Mahmut, devlet dairelerine resmini astırmış; Avrupa hükümdarlarının yaptığı gibi doğum yıl dönümünü kutlamayı gelenekselleştirmiştir. Biraz bilgelendirme yapalım.. *(1)Müsaderenin kaldırılmasını; II.Mahmut "Bundan söyle saltanatın millet için bir dehşet, bir korku kaynağı değil fakat bir destek olmasını istiyorum. Bunun için kişinin malına devletçe el konulması geleneğini kaldırıyorum." diyerek açıklamıştır. Bk.(KARAL, Osmanlı Tarihi, Cilt 5, s.152) *(2)II.Mahmut, "Tebaamdan Müslümanları ancak camide, Hristiyanları kilisede, Yahudileri de havrada tanımak isterim" demiştir. Bk.(KARAL, Osmanlı Tarihi, Cilt 5, s.152) *(3)Anadolu ve Rumeli'de yapılan nüfus sayımı din esasına göre yapılmış olup, İslam ve Hristiyan erkeklerin sayısı tespit edilebilmiştir. Anadolu ve Rumeli'de toplam 4 milyon civarında erkek nüfusun varlığı tespit edilmiş olduğuna göre ülkenin toplam nüfusunun 20 milyona yakın olduğu anlaşılmaktadır. Kısaca bu zamanda yapılan ilk nüfus sayımı askeri amaçla yapılmış sadece erkekler bir de büyük baş hayvanlardan öküzler için yapılmış bunun amacı ise vergi.
Sayfa 47 - Berikan yayınları,1.Basım,2008
Reklam
31 Mart Hadisesi
Türk siyasi düşüncesi, ilk kez bu olay sayesinde somut örnek bağlamında ele alınmaya başlanmıştır. 31 Mart Hadisesi'ni çeşitli boyutları gözlerden ırak tutularak, yalnızca bir "irtica" hareketi şeklinde yorumlamak, hadisenin objektifliğinin ortaya konmasını engeller. Kaldı ki irtica kavramı geriye dönüş, eskiyi, eski rejime dönülmesi taraftarlığı olarak tarif edilmektedir. İrtica kavramı da siyasi literatürümüze bu hadiseyle ilk kez girmiştir. İsyan birçok kişinin ölümüne, asayişin bozulmasına yol açmış, İstanbul halkının korku ve endişe yaşamasına neden olmuş, siyasi, idari ve sosyal bir kaos meydana getirmiştir. İsyanda yüze yakın insan katledilmiştir. Öldürülenler arasında; Adliye Nazırı Nazım Paşa, Lazkiye Mebusu Emir Şekip Mehmet Arslan (Hüseyin Cahit'e benzerliği yüzünden yanlışlıkla öldürülmüştür!...) .... Şu cümleye dikkat lütfen; benzediği için yanlışlıkla öldürülmüş!!! Bir insan yahu insan!! Sırf benzediği için yanlışlıkla öldürülüyor var mıymış bunun bi telafisi bi geri dönüşü!!
Sayfa 69 - Berikan yayınları,1.Baskı, 2008
Osmanlı Fikir Akımları-Türkçülük
Türkçülüğe dair fikirlerin tartışılması sonunda milli tarih, milli vatan ve milli kültür kavramları, Türk aydınları ve Türk halkı tarafından yaşanan dramatik olayların da etkisiyle kabul görecek ve milli bir hassasiyetin canlanması söz konusu olacaktır. Türkçülük hareketi her ne kadar devletin dağılmasını önleyemeyecek ise de Türk milliyetçilerinin inançlı ve kararlı mücadeleleri sonunda yıkılan bir devletten yeni bir Türk devleti hayat bulacaktır. Gerek Türkçülük gerekse çoğu zaman onunla birlikte zikredilen Turancılıktan bahsedilirken, bu fikirleri ilmi temeller üzerine kurmaya çalışan Ziya Gökalp'in görüşlerinin önemli olduğunu belirtmemiz gerekir. Dünyadaki Türkler'in bir bayrak altına birleştirilmesi amacının karşılığı olarak kullanılan Turancılık, Gökalp'e göre Türklerin ideal vatanıdır. Türklerin oturduğu, Türkçe'nin konuşulduğu ülkelerin toplamıdır. Ziya Gökalp bu görüşünü şu mısralarla ifade etmiştir: "Vatan ne Türkiye'dir Türklere ne Türkistan Vatan büyük ve müebbed bir ülkedir Turan"
Sayfa 79 - Berikan yayınları, 1.Baskı, 2008
Osmanlı Fikir Akımları-Batıcılık
Batıcılık fikrinin ideolojik-doktriner bir hareket olmadığı, birçok bakımdan devlet yönetimini ve diğer fikirleri savunan aydınları etkilemiş olduğunu belirtmemiz gerekmektedir. Bu fikri savunan aydınların, özellikle Osmanlı toplumunda dogmatik düşüncenin yıkılması, laik anlayışının kabul görmesi, modern mekteplerin açılması ve Batı'nın tanınması bağlamında önemli katkıları olmuştur. Ancak gayesi iyi tespit edilemeyen bu fikrin sistematik hale gelmediği ve Osmanlı Devleti'nin yıkılmasını önlemek yönünde aksiyoner bir ideolojiye dönüşemediği bilinmektedir.
Sayfa 82 - Berikan yayınları, 1.Baskı, 2008
92 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.