Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

E. Semih Yalçın

E. Semih YalçınTürkiye Cumhuriyeti Tarihinin Kaynakları yazarı
Yazar
Derleyen
8.6/10
21 Kişi
79
Okunma
7
Beğeni
2.159
Görüntülenme

En Yeni E. Semih Yalçın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni E. Semih Yalçın sözleri ve alıntılarını, en yeni E. Semih Yalçın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendilerine her felaketli günlerde kollarını açmış olan Türklere karşı, bir kısım Yahudiler, Rumlarla işbirliği yapmıştır. İstanbuldaki Hahamhane, Patrikhane ile birlikte çalışmayı prensip olarak kabul etmiş ve Paris Barış Konferansı'na verilmek üzere ortak bir bildiri hazırlamaya girişmiştir. İzmir'in işgali günü " Ey Türkler, ay yıldızı artık gökte göreceksiniz" diye bağıran yahudiler görülmüştür.* *TANSEL, Mondros'tan.., Cilt I, s.125
Sayfa 167 - Berikan Yayınları
İzmir'in işgali günü yaşanan feci olaylar sebebiyle belgelerde ve hatıralarda İzmir'in işgali yunan mezalimi ile birlikte anılmıştır. Tabii ki işgal günü yaşanan mezalim sadece öldürme ve yaralamalardan ibaret değildir. İzmir'in yunanlar tarafından işgali denildiği zaman, kadın ve kızlara tecavüz, yağma, yakma, tahrip, gasp, hakaret vb. akla gelmedik zulümler hatırlanmaktadır. Bu olaylardan tespit edilebilenler bile yunan işgalinin insanlık dışı bir uygulama ile gerçekleştirildiğini göstermektedir.* İzmir'in yunanlar tarafından işgal edilmesinin Milli Mücadele'nin başlaması noktasında önemli bir yeri vardır. yunanların işgalleri sırasındaki icraatları İtilaf Devletleri temsilcilerine iletilmiş ise de bu konuda İtilaf Devletleri'nin kayıtsız kaldıkları, hatta Türkleri itham eder bir siyasi tavır takındıkları görülecektir. Bu kayıtsızlık, Türk milletinin kendi hukukunu, silahli bir mücadele ile bizatihi kendisinin gerçekleştirilebileceği kanaatinin oluşmasını sağlamıştır. Bu gerçeği çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa'nın Havza'dan yayımladığı bildiride yunan işgalinin protesto edilmesi yönündeki istekleri de bu kanaatin bir an önce oluşması amacına yöneliktir. Sayfa 139-140 *İzmir'in işgali ve işgal sırasında yaşanan olaylarla ilgili olarak geniş bilgi için bkz. (TURAN, yunan mezalimi..., s.73 vd).
Sayfa 140 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
Reklam
Paris Barış Konferansı sırasında müttefikler, aralarında birçok konuda pürüzler ve görüş ayrılıkları çıkmasına rağmen Türkleri Anadolu'dan atmak ve topraklarını paylaşmak konusunda fikir birliği içerisindeydiler. ... Görüldüğü üzere toplanan Paris Konferansı, iddia edildiği üzere hak ve adaletle değil hırs ve intikam duyguları ile hareket etmiş, Osmanlı Devleti'ne karşı duyulan düşmanlık açıkça su yüzüne çıkmış, Almanya ise son derece ağır bir anlaşma olan Versailles'i imzalamak zorunda kalmıştır.
Sayfa 130 - Berikan Yayınları
Paris Barış Konferansı
... Görünürdeki geniş katılımına rağmen aslında kararlara hakim olan sadece beş devlettir: ABD, İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya. Ancak savaştan yenik çıkan ve toprakları paylaşılacak olan devletler, konferansa davet edilmemiş, adeta yok sayılmıştır. Bu durum, konferansın güvenirliğine ve demokratikliğine daha en başında gölge düşürmüştür. ... Zira konferansın aldığı en yanlış kararlardan birisi olan Versailles Anlaşması, Almanya'yı daha da hırslandırmış ve II. Dünya Savaşı'na giden süreçte Almanya Avrupa'nın en militer gücü olarak ortaya çıkmış ve dengeleri tekrar etmiştir.
Sayfa 125 - Berikan Yayınları
Mondros Mütarekesi
25 maddelik bu mütareke, maddeleri bir yana kelime manası ile de bir "ateşkes" olmaktan çok uzak, tam anlamıyla bir işgal ve paylaşım anlaşmasıdır. Mütarekenin en çok tartışılan maddeleri 7 ve 24. maddeler olmuştur. 7. madde anlaşmaya "şartsız teslim" karakteri verirken müttefiklerin istedikleri stratejik bölgeleri işgal hakkına sahip olmaları ise oldukça endişe vericidir. 24. madde de yer alan Vilayet-i Sitte'den kasıt ise Doğu Anadolu'da bulunan altı vilayettir. Mütarekede Ermenistan'a aidiyeti hakkında açıkça bir hüküm mevcut değilse de İtilaf Devletleri tarafından altı Ermeni vilayeti olarak düşünülmektedir. Ateşkesin İngilizce metninde bu altı vilayetten, altı Ermeni vilayeti şeklinde bahsedilmesi, Osmanlı Devleti'nin toprakları üzerinde bir Ermeni devleti kurulması hususunda İtilaf Devletleri'nin kesin kararlı olduğunu göstermektedir.
Sayfa 123 - Berikan Yayınları
"Hamdolsun, İstanbul'u da kurtardık."
Mustafa Kemal Türk askerinin ruh halini şöyle ifade eder: "Biz kişilerin kahramanlık sahneleriyle ilgilenmiyoruz. Yalnız size Bombasırtı hadisesini anlatmadan geçemeyeceğim. Karşılıklı siperler arasında mesafemiz 8 metre, yani ölüm muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulamamacasına kamilen düşüyor. İkinciler onların yerine geçiyor. Fakat ne kadar gıpta şayan bir soğukkanlılık ve tevekkül biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir korku ve endişe bile göstermiyor, sarsılmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kuran-ı Kerim, Cennet'e girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelime-i şahadet getirerek yürüyorlar. Bu Türk askerindeki ruh kudretini gösteren hayrete değer ve tebrike yaraşır bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebesi'ni kazanan bu yüksek ruhtur." Yine boncuk gözlümün şu meşhur ve ünlü sözlerini yazmadan geçemeyeceğim.. "Ben size taarruz emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir." -Mustafa Kemal ATATÜRK
Sayfa 104 - Berikan Yayınları
Reklam
"Ölüme gülerek giden bir başka millet yoktur."
Liman Von Sanders, Çanakkale'de Türk askerinin tükenmez azmini, vatan sevgisinin derecesini, cesaret ve fedakarlıklarını şu şekilde anlatmaktadır: "Çoğu yarı çıplak, yarı açtılar. Haftada bir öğün kemikli bir parça et verilebiliyordu. Nebat yağında haşlanmış buğday kırığı yiyorlar, sıhhi vasıflardan mahrum su içiyorlar, taş üzerinde yatıyorlar, güneşe, fırtınalara, soğuğa, yağmura karşı korunmamış siperlerde, çamur ve toz içinde günler geçiriyorlar. Fakat dünyanın bütün vasıta ve imkanlarına sahip düşmanlarını buldukları zaman aslanlar gibi dövüşüyorlardı. Bu ne gösterişsiz, nümayişsiz bir yurt sevgisiydi. Arkalarında fakir bir vatan toprağı duran bu insanlar savaş boyunca birer kahramandılar. Ölüme gülerek giden bir başka millet yoktur. Bu hasletleri sebebiyledir ki, hürriyetlerini en ağır bedelle ödüyorlar, esaret bilmiyorlardı."
Sayfa 103 - Berika Yaynıları
Öle öle kazanılan savaş..
Liman Von Sanders'in dediği gibi, düşman, Türk birliklerinin şiddetli karşı koymasını önceden hesap edememişti.* Bu hususta Churchill, "Türkler öyle bir savunmaya girişmişlerdi ki, canlarını veriyorlar, ama vatan topraklarından bir karış yer bile vermiyorlardı" demiştir.* ........ Çanakkale'de 200.000-250.000 Türk şehit, yaralı ve kayıp vardır. Bu rakamlardan da anlaşılacağı gibi insanlık tarihihinde hiçbir zafer bu kadar pahalıya mal olmamıştır. *SANDERS, Türkiye'de Beş Yıl, s.85 *AYDEMİR, Tek Adam, Cilt I, s.271
Sayfa 103 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
Çanakkele Cephesi:"Çanakkale Geçilmez"
Çanakkale üzerindeki mücadele, düvel-i muazzama kuvvetlerinin, 3 Kasım 1915'te Seddülbahir ve Kumkale istihkamlarını bombalaması ile başlamıştır. Bu kuvvvetler içinde İngiliz ve Fransız birlikleri ile birlikte Rum ve Yahudi gönüllüler, Anzaklar(Avustralyalı, Yenizelandalı askerler), Sihler, Gurkanlar, Sudanlı zenciler, Senegalli, Faslı askerler de bulunuyorlardı. Çeşitli dil, din ve ırklardan oluşan bu insanlar, kendilerinin olmayan bir savaşta bir araya gelmişlerdi. Anlaşılan o dur ki, emperyalist devletler Mehmetçik'e karşı dünya savaşına yakışır bir biçimde(!) bütün akvam-ı beşeri Gelibolu'da toplamışlardı.
Sayfa 101 - Berikan Yayınları, 1.Basım, 2008
I. Dünya Savaşı
Menfaatleri çatışan emperyalist devletlerin arzuları, güçleri ve politikaları çok yakın bir gelecekte kaçınılmaz bir büyük savaşın çıkacağını gösteriyordu. Bu devletlerin çıkarları ve güçleri oranında ittifaklar oluşturmaları da tabii olarak kaçınılmazdı.
Sayfa 94 - Berikan Yayınları, 1.Baskı, 2008
92 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.