"ilahi aşk kişiyi mütevazı yapar¸
Kalbine kendini beğenme/kibir ve riya girmesin önler.
Aşk İnsanınn ibadetlerini ihlâs ve sadakatle
yerine getirmesine vesile olur.
Sûfî¸ aşk ile Allah'ı kendi nefsine tercih eder.
Kalbini kaplayan Allah sevgisi nedeniyle sûfî
O'nun eseri ve mazharı olan her şeyi sever. Allah aşkı ile daima O'nu tefekkür
eden sûfî¸ bütün varlığıyla sevdiğinde fani olur.
Bu fena hali neticesinde sûfî¸ akıl ve nazarla
ulaşılamayacağını belirttiği Allah'ın bilgisine(marifete)ulaşır."
Kalp,Allah ı , ilahi sırları ve ilm-i batın ismi altına giren her şeyi bilme vasıtasıdır.
Sufiler, bazen onu kalbe nispet etseler de onlar a göre sevginin merkezi "ruhtur. "Bu bağlamda Sufiler e göre 3. Bağlantı yolu vardi ki o da Allah hakkında tefekkürün merkezi olan "sır" dır.
Lokman oğluna şöyle hitap etmiştir: "Ey oğulcuğum, yaptığın şey, bir hardal tanesi kadar olsa, ister bir kaya içinde bulunsun, ister göklerde veya yerin içinde olsun, Allah onu getirir. Şüphesiz Allah, Latiftir, her şeyden haberdardır."
Allah kendisinden belanın kaldırılması için dua etmesine rağmen Eyyûb'un sabrını övmüştür. Böylelikle öğrendik ki bir kul kendisinden sıkıntıya kaldırması için Hakk'a dua ettiğinde Bu dua onun sabrına zarar vermez.