Doğum tarihi: 28 Kasım 1975 , Tasikmalaya, Endonezya
Eş: Ratih Kumala (e. 2006)
Eğitim: Gadjah Mada University
Filmler: Koper
Adaylıklar: Médicis Yabancı Yazarlar Ödülü
“Onu bir akıl hastanesine yatırmanız gerektiğini söylememe gerek var mı?”
“Buna gerek olmayacak... Akıl sağlığı son derece yerinde, asıl çıldırmış olan dışarıda onu bekleyen dünya.”
Arkadaşlar herkese merhaba. Kendime göre uzun bir okuma listesi oluşturdum. Daha önce okuyan varsa ya da fikri olan kitaplar ile ilgili buyurun sohbet edelim. Buradaki dostların da kitapları var. Her ay kendime belirli bir miktar bütçe ayırdım almak için. Fikirlerinizi bekliyorum.
1)
Güzellik Bir Yaradır, Endonezya edebiyatından okuduğum ilk eser ve çok ama çok sevdim. Eka Kurniawan, Endonezya’da hayali bir şehir olan Halimunda’da yaşayan bir fahişe ve üç kuşak ailesinin hikayesi üzerinden, ülkesinin acılarla dolu tarihini anlatıyor aslında. Uzun bir süre Hollanda’nın sömürgesi olan ülkenin, 2.Dünya Savaşı sırasındaki Japon işgaline, binlerce insanın katliamıyla sonuçlanan antikomünizm savaşına ve askeri darbelere uzanan hikayesini, fantastik ve mistik ögelerle harmanladığı yer yer sarkastik ve her satırda okuru büyüleyen bir masalla anlatıyor yazar. Hem bir ülkenin hem de bir tarihsel süreçte bu ülkedeki kadınların yaşadığı sömürüyü okuyoruz. Tarihsel gerçekleri kültürel ve yerel inanç ve geleneklerden de beslenen fantastik ögelerle zenginleştirmesi muazzam. Bunun yanında kitap, aslında oldukça uzun bir tarihsel dönemi, buna bağlı olarak sayıca fazla karakterle anlatmasına rağmen, hiçbir karakter bir diğerinin gölgesinde kalmadığı gibi, kitap boyunca hiçbir hikaye de bir diğerinden geri planda kalmamış. Karakterlerin hepsi çok derin, anlatılan tüm masalsı hikayeler sağlam bir zemine oturulmuş ve incelikle işlenmiş. Kurguda hiç kopukluk olmadığı gibi, aksine oldukça sürükleyici ve akıp giden bir eser. Elimden bırakamadan, nasıl bittiğini anlamadan okudum. Hem büyülü gerçekçilik, hem bir ailenin kuşaklar boyu hikayesi denince akla ilk gelen eser olan Gabriel Garcia Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık’a da benzetiliyor eser. Bu açıdan bakıldığında öyle gibi görünse de bence Eka Kurniawan’ın tarzı ve üslubu Marquez’den biraz daha farklı. Yıla harika bir başlangıç yapmama vesile oldu kitap, mutlaka tavsiye ederim.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, ülkelerin birinde çok güzel bir k-....
Pardon. Bu hikaye böyle değildi... Çünkü bu hikayede güzel kızlar mutlu sonların habercisi değil, daha çok felaket tellalı, bela geliyor sinyali… Burada güzel bir kız varsa ya da güzel olarak betimleniyorsa eğer birileri, anlayın ki felaket yakın. Çünkü..
Güzellik bir
‘Her birimizin içinde bir kaplan yaşıyor’ hissine kapılıyor musunuz siz de? Onu beslediğinizde, usulca okşadığınızda varlığı güven veriyor, hoşnut kılmadığınızda da ansızın hırçınlaşıp dişlerini gösteriyor gibi geliyor mu? Cevabınız hayır ise Kaplan Adam’ı okumak fikrinizi değiştirebilir.
Çünkü sakin bir genç olan Margio, Enver Sedat’ı öldürüyor. Bunu baştan biliyoruz, hatta nasıl öldürdüğünü de.
Neden öldürdüğü ise henüz muamma.
Margio’ya, onun içindeki kaplana kulak vermemiz gerekiyor: biraz daha yaklaşın!
.
Yaklaşık beş sene önce yazarın Güzellik Bir Yaradır adlı eserini okuduğumda; hazmetmesi zor demiştim. Kaplan Adam da altta kalmıyor anlattıklarıyla! Şiddet yoğunluğu belki daha az ama beslendiği konular öyle çeşitli ki!
Halk efsaneleri, travmalar, aile içi şiddet, cinsiyet eşitsizliği..
.
Kaplan Adam’ın sevdiğim diğer özellikleri neler peki? :
-zaman atlamaları ile sağlanan dinamik kurgu,
-kadın karakterlerin (bilhassa Nuraeni karakteri) iç dünyalarının aktarılmasındaki ustalık,
-sonu belli bir hikayede dahi okuyucuyu merakta bırakabilme.
.
Çok sevdim!
.
Seda Çıngay Mellor çevirisi, Alex Merto kapak tasarımıyla ~