Öyle hissediyorum ki halka gerçeği söylemekten korkuyorsun. Proleter siyaseti burjuva yöntemlerle yürütmek istiyorsun. Kendi çevrelerinde, kendi aralarında gerçeği bilen ama kitlelere, kendi söylemleriyle, onlar cahil ve kıt anlayışlı oldukları için bunu iletmeyen önderler, proleter önder değildir. Doğruyu söylemek gerekir. Yenilgiden korkuyorsan, bunu zafer kazanılacak diye satmamalısın; eğer uzlaşmaya gidiyorsan kitlelere bunun uzlaşma olduğunu söylemesin; zafere kolayca ulaştıysan, illa zordu diye ısrar etmemelisin ve eğer zor olduysa da 'çok kolaydı' diye böbürlenmemelisin; hata yaparsan, kendi itibarın için, bunun hata olduğunu itiraf etmelisin çünkü sana itibar kaybettirecek olan esasında hataların konusunda sessiz kalmandır; eğer koşullar yön değişmeni gerektiriyorsa, olayları sanki hiçbir değişiklik yokmuş gibi sunmamalısın; eğer sınıfın sezgilerine ve devrimci sağduyusuna güveniyorsan, ona karşı doğru sözlü olmalısın. Bir marksistin bunlara inanmaması ayıptır ve çürümüşlüktür. Ayrıca düşmanı bile aldatmak son derece karmaşıktır, çift yönlüdür ve ancak en somut askerî taktikler alanınca caizdir. Çünkü düşmanlarımız ve dostlarımız arasında demirden bir duvar yok, düşmanlarımız halk üzerinde hala etkili ve kitleleri kandırma becerileri sayesinde bizim dahiyane manevralarımızı, kitleleri aldatma girişimi gibi -üstelik de başarıyla- gösterebiliyorlar. 'Düşmanı aldatmak' adına kitlelere samimiyetsiz davranmak, aptalca ve yanlış hesaplanmış bir siyaset tarzı. Proletaryanın gerçeklere ihtiyacı var ve soylu küçük burjuva yalandan daha fazla hiçbir şey onun davasına zarar veremez.
Onu, önenli görevler üstlenmenin önünde her zaman bir engel olan zarar görmeme arzusu sınırlıyordu. Ama önemli görevleri, zarar görmeyeceğini garanti altına alarak başarmak mümkün değil.
Sovyet keşifçilerinin mücadelesi ekonomide faşist işgalcilere karşı verilen
büyük mücadelenin bir kesitini işler.
Yıl 1944…Hitlerci saldırgan güçler önemli
önemli ölçüde geriletilmiştir.Ama asıl güçleri de ayaktadır henüz.Alman cephesi kuşkulu bir şekilde suskunlaş-
mıştır.Bu beklenmeyen suskunluğun giz
perdesi indirilmelidir.Görevi,on bir kişilik bir keşif birliği üstlenir.Alman hatlarının içlerine sokulacaklardır.
inanmaktan vazgeçmemek ve zorlu koşullara rağmen direnmek..liderlik ve devrimci ruh..lenin ve yoldaşlarının kısa süreli bir saklanma serüvenine tanıklık ediyoruz..kitabı okurken liderlik vasfının özünü anlayabiliyoruz..önderlik etmek ve yoldaşlarıyla birlikte harekete geçmek..kitabın bana hissettirdiği duygu; çalışkanlık, azim, inanç ve asla korkmadan vazgeçmeden yola devam edebilmek..kitaptan ufak bir alıntı..
"yenilgiden korkuyorsan, bunu "zafer kazanılacak" diye satmamalısın; eğer uzlaşmaya gidiyorsan, kitlelere bunun uzlaşma olduğunu söylemelisin; zafere kolayca ulaştıysan, illa zordu diye ısrar etmemelisin ve eğer zor olduysa da çok kolaydı diye böbürlenmemelisin; hata yaparsan, kendi itibarın için, bunun hata olduğunu itiraf etmelisin, çünkü sana itibar kaybettirecek olan esasında hataların konusunda sessiz kalmandır, eğer sınıfın sezgilerine ve devrimci sağduyusuna güveniyorsan, ona karşı doğru sözlü olmalısın..gerçeğin birden fazla çeşidi vardır unutmamalısın."
Mavi DefterEmmanuil Kazakeviç · Evrensel Basım Yayın · 2013108 okunma
Alçakgönüllü, kibirlilikten çok uzak. Bir liderde bu özelliğe pek az rastlanır..bir fener gibi etrafını aydınlatıyor, saf bir ışığı var..insancıl ve nazik..düşmanlarına karşı çok sert, ama yalnızca düşmanlarına karşı.