Her insanın içinde, lider olma arzusu var. Yön vermek, gerekirse tüm hikayeyi yeniden yazmak. Bu çok anlaşılır. Çünkü herkes, en çok, kendi hayatının bilirkişisi, patronu, son sözü söyleyeni. Hiçbir şey değilse, içtiği suyun efendisi...
“İzin verdiğimiz kadar yaşıyoruz hayatı. İzin verdiğimiz kadar da öğreniyoruz, doğruyu da yanlışı da. Bazen bir cesaret, evet dediklerimiz yaşatıyor bizi. Bazen de bir cesaret, evet dediklerimiz öldürüyor. Hiç bir zaman bilemeyeceğiz cesaret ettiklerimizin bizi ne kadar yaşatıp ne kadar öldüreceğini. Bilmenin tek yoluysa cesaret etmek!”
Oysa yakın gibi görünen uzak güzellikler bir saniye sonra olmayabilirdi. Ayrıca birşeylere ulaşabiliyor olmak, onun değerini azaltmamalı, aksine bu hediyelere sahip olduğu için özenle ve teşekkür ile karşılık verilmeliydi çünkü hiç bir an aynı değildi, her bir an daima akarak ilerlerdi. Su gibi…