Bu kuvveti canda değil, canan da buldum.
Canan kim, o, bir gözlere görünmez peri,
Bir aydır ki gönüllerde parlar izleri;
Gökyüzünde ararken ben o dilberi,
Onu, gökte değil, yerde: Turan'da buldum.
TBMM'de çıkarılan, 12 Mayıs 1928 tarihli bir kanunla, Türkiye'de okullar ve okulların dışında izcilik, keşşaflık teşkilatının ancak maarif vekaletinin iznine tabi ve sadece Türk vatandaşlarına ait olduğu kararlaştırılmıştır.
Bu asırda varlığını temin etmek, vatanını, ırz ve namusunu düşmanlara karşı korumak isteyen her millet için, bütün manasıyla milleti müsellaha haline girmekten başka çare yoktur.
İlginçtir ki Balkan Harbi öncesinde, izciliğe ilgi gösteren Türkçü aydınlar olmakla beraber, ilk izci grupları Galatasaray gibi kozmopolit mekteplerde ortaya çıkmıştır.
1914 yılı başlarında Enver Paşa'nın Harbiye Nazırı olması ve başta izcilik olmak üzere, gençlik hareketlerinin hükümetin himayesine alınması ile birlikte, Türk gücü de yeni düzenlemeler doğrultusunda yalnızca beden terbiyesi Cemiyeti şeklini almıştır.
Balkan mağlubiyetine kadar, Osmanlı aydınları arasında Alman ve Fransızların birbirlerini duydukları türden, belli bir milleti ya da düşmana karşı ortak bir kin ve nefret duygusunun varlığından söz edilemez.
Baden Powell'a göre "Tanrıya inanmayan ve onun kanunlarına saygı göstermeyen bir insan hiçbir işe yaramaz"dı. Bunun için her izci seçeceği dini belirlemekte serbest olmakla birlikte, mutlaka bir dine bağlı olmalıydı.
Erol Akcan/ İttihat ve Terakki Fırkası 'nın Paramiliter Gençlik Kuruluşları.
Dr. Erol Akcan 1980 yılında Konya'nın Karapınar ilçesinde doğdu. 2001 yılında Gazi Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesinin Tarih öğretmenliğinden mezun oldu. Halen Iğdır Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
19. Yüzyılın son çeyreğinde Avrupa'da başlayan, dünya savaşının hazırlıklarından birisi de, asker çağına gelmemiş genç çocukların askerliğe hazırlanma süreciydi. 12-17 yaş arasındaki bu çocukların fiili askerlik sürecine hazırlanmaları için, devletler Eğitim Bakanlıkları ve Savaş Bakanlıklarıyla hazırladıkları teşkilatlarla, organize etmeye çalışmışlardır.
Avrupa'da başlayan Mille-i müsellaha anlayışı Osmanlı devleti'nde Türk Gücü, Osmanlı Gücü, İzciler Ocağı ve Genç Dernekleri teşkilatı adıyla kendini göstermiştir. Bu dönemde Osmanlı devleti'nde İttihat ve Terakki Partisinin iktidar olması dolayısıyla özellikle Enver Paşa'nın bu konuda yapmış olduğu çalışmalar yazar tarafından ortaya konmuştur. Ayrıca bu derneklerin kuruluş amacı, işleyişleri, Türkiye Cumhuriyetine geçiş sürecindeki faaliyetleri ve Cumhuriyet döneminde yapmış oldukları faaliyetlerde akademik bir çalışma olarak göz önünde serilmiştir. Kitapta bu zamana kadar yanlış olarak bildiğimiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün Genç Dernekleri müfettişliği gibi görevini olmadığı,, Mustafa Kemal'in Osmanlı Güç ve Genç Dernekleriyle hiç bağının olmadığı tespiti yapılmaktadır.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Kuvvayi milliye döneminde aydın cephesinde komutanlık yapmış olan Demirci Mehmet Efe’nin milli mücadeleye faydaları, İstanbul ve Ankara Hükümetleri ile ilişkileri ile ilgi kapsamlı bir araştırma olmuş. Çok geniş bir kaynak taraması yapılarak oluşturulmuş eserde yazar her ne kadar Demirci Mehmet Efe yanında bir konum almış olsa da karşı görüşleri de esere ekleyerek okuyucuya sunmuş. Güzel bir tarih araştırması olduğunu düşünüyorum.