En Eski Erol Erdoğan Sözleri ve Alıntıları
En Eski Erol Erdoğan sözleri ve alıntılarını, en eski Erol Erdoğan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oruç, kendisini samimiyetle tutan her yüreğe hem sabrı hem nezaketi hem de mutmainliği ve merhameti kavratıyor.
Sayfa 46
Her ölüm kalbimizi dağlar ama çocuk ölümü çok sabır istiyor.
Sayfa 50
Ramazan mutfağı, oruç ayını yemek ayına dönüştürme aracı hâline getirilmemeli.
Sayfa 58
Hakkında yazılacak ve konuşulacak çok şey olsa da Ramazan çok konuşma ayı değildir. Ramazan oruç, Kur'an, namaz, dua ve zikir ayıdır; sabır sükût, dua ve tefekkür ayıdır; yardımlaşma, paylaşma ve şükretme ayıdır. Sözü değil özü çoğaltmalıyız.
Sayfa 58
Gün boyu tuttuğu oruçtan hak ettiği rahmani karşılığı görmek istiyorsa yapması gereken tercih belli; kavgadan, tartışmadan, kötü sözden uzak duracak. Uzak durdukça sabrı güçlenecek, iradesine hâkim oldukça iç dünyasında rahatlayacak. Sabrın lezzetini tadan, öfkenin şehvetine meyletmez.
Sayfa 61
Medyamızın doğru örnekler vermek konusunda zayıf kaldığını hepimiz görüyoruz. Ramazan'ın bir festivalmiş gibi yeme-içme ve eğlenme zamanı olarak algılanması veya hurafelerin sahih bir dini vecibe gibi ekranlarda sıklıkla yer almasında toplumun kendi eğilimleri kadar medyanın Ramazan'la ilgili ortaya koyduğu yaklaşımın payı büyüktür.
Sayfa 71
Cem olup Hakk'a münacât edelim
Nûr-ı Kur'ân ile doğru gidelim
Niyazı Mısrî
Sayfa 74
Unutursak kalbimiz kurusun.
İnsan hangi psikoloji veya duygu ile mağdur durumdaki sınıf arkadaşının başındaki örtüye el uzatır. Haksızlığa uğramış birine hiç değilse acıyarak bakmak varken, bir de onun sesini kısmak için ağzını kapatmak, sözünü kesmek, şiddet uygulamak hakikaten nasıl bir ruh halidir?
Sayfa 146Kitabı okudu
İkinci Kare
Aklıma düşüp duran ikinci kare ise İstanbul'dan. Erkek bir polis memurunun bir kızın başındaki örtüyü arkasından yanaşarak hışımla ve cesurca çekip çıkarışının fotoğrafıydı o kare. Bu davranış "Ben polisim, güçlüyüm, kanun benim." Psikolojisinden öte bir şey olmalıdır. Daha içselleştirilmiş bir düşmanlık gibiydi memurun yaptığı. O polis memurunu da bugünlerde bulup dinlemek ve gözlerinin içine bakmak isterdim. Neler anlatacaktır acaba?
Sayfa 146Kitabı okudu
Eskiden bir mahallede hali vakti yerinde olanların sayısı arttıkça o mahallede yoksulluk azalır, yüzler güler, huzuru artardı insanların. Paylaşmak, komşuluk, diğergamlık kültürüydü bu. Ekmeği olmayan komşular, komşularca bilinirdi. Okul parası olmayan çocuklar da...
Şimdi zenginimiz artıyor, yoksulumuz ise hiç eksilmiyor. Üstelik zenginimiz arttıkça yoksulun sesi de duyulamaz oluyor.
