Ersin Doğan kitaplarını, Ersin Doğan sözleri ve alıntılarını, Ersin Doğan yazarlarını, Ersin Doğan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mahrumiyet Oteli
Ersin Doğan'ın özgün anlatımı ve derin karakter dokusuyla işlediği etkileyici bir roman. Hikaye, görücü usulü evlenmiş, sevgisiz bir birlikteliğin meyvesi olan Leman'ın hayatını merkeze alıyor. Babasının sevgisizliği, kaçışının ardında beklenmeyen sınavlarla dolu bir yaşamın kapılarını aralıyor.
Leman'ın hayatında kırılma noktası, Gölge Feyyaz'ın ona uzanan koruyucu eli ve bir gece kulübünde başlayan yeni bir dönemle başlıyor. Feyyaz'ın Leman'ı kollama misyonu, karakterler arasında derin bir bağın filizlenmesine neden oluyor. Ancak Leman'ın yaşamı, hala zorlu dönemeçlerle dolu.
Roman, sadece bireyler arasındaki karmaşık ilişkileri değil, aynı zamanda Mahrumiyet Oteli'nin sırlarını çözmeye de odaklanıyor. Bu otel, terk edilmiş çocuklara sığınak olurken, aynı zamanda geçmişin yükünü taşıyan gizemli bir atmosfere ev sahipliği yapıyor.
Eser, yazarın duygu yüklü anlatımı ve karakterlerin içsel yolculuklarına odaklanmasıyla okuyucuyu derinden etkiliyor. Hikaye, aşkın, dramın ve insanın zorlu yaşam mücadelesinin dokunaklı bir tablosunu çizerken, okuyucuya unutulmaz bir deneyim sunma amacını taşıyor.
Benim için çok keyifli bir okumaydı. yazarımızın ve yayınevinin emeğine sağlık.
Mahrumiyet Oteli, Uyanma Vakti’nden sonra yazardan okuduğum ikinci roman oldu ve okurken iki romanın birbirinden farklı ama aynı şiirsel ruhla yazıldığına tanık oldum. Afet Leman’ın hikayesini okurken bir kadın olarak etkilenmeden edemedim. Bir çocuğa biçilen Kardan Adam ismi hem felsefi hem de insanı açıdan ruhumu alıp başka diyarlara götürdü. Kalbimi yorarken zihnimi sürekli düşüncelere itti. Mahrumiyet Oteli’ne okuma gruplarında sık sık denk geliyordum, yazarın kalemini de daha önce okumuştum ama bütün bunlarla birlikte beklentimin çok üstünde bir roman çıktı. Gönül rahatlığıyla ve şiddetle tavsiye ediyorum.
Böyle yazar mı olur?
Neden düşük puan verdiğimi sorduktan sonra aldığım cevap;
"Kusura bakmayın ama bu bir edebiyat anlayışı değil, ben de düşündüm ki kitaplarımı okudunuz ve yorumlarınızı duyacağım ama toplumun içine düştüğü kısır ve ben biliyorum, bu böyledir, bu böyle olmalıdırdan öte bir şey yokmuş. Keşke deseydiniz ki Uyanma Vakti’nde Alevi’yi Kürdü Rum’u görüp Türkü atlamışsınız. Toplumcu görünürken popülist kalmışsınız ya da Mahrumiyet Oteli’nde ütopyanızın sınırlarında yaşamışsınız. Bu cümlelerle yerin dibine soksanız başımın üstünde yer verecektim ama kusura bakmayın ama ortada bir edebiyat anlayışı yok, ben beni yerden yere vursa bile bir değerlendirme beklerken beni gerçekten notlayabileceğini düşünen bir yapı karşısında hayal kırıklığına uğradım.
Ersin Doğan"
Dümdüz yazılmış, sadece mühendis kafasıyla kurgu yapılarak ve okuyucunun duygularına hitap edilerek üslup ve ritmin bir kenarı bırakıldığı bir kitap.
Yazar bu kitapta, yoksunlukları ve insanlık dramlarını işlemiş. Her bir karakterin farklı bir dramı olsa da hepsinin bir şekilde birbiriyle bağı var.
Yoksunluklar, sonuç olarak kırgınlıklara, küskünlüklere ve nefrete sebep olabiliyor. Her sayfada bunları görebiliyoruz.
Her sayfada her satırda farklı dram, farklı duygu, faklı psikoloji...
Kitabı neredeyse baştan sona gözleriniz dolu dolu okuyacaksınız. İyi bir yönetmen elinde iyi bir film yapılabilir. Konusu, kurgusu ve dili bakımından çok beğendim kitabı.
Kitap tutkunkarı çok iyi bilirler, bazı kitaplar okunmaz, yaşanır. Yazanın ya da kitabın enerjisinden midir bilinmez, bazı kitaplar okuru içine çeker, tüm sırlarını açar, tüm satır aralarını gözleri önüne serer okurunun.
Mahrumiyet Oteli, işte o kitaplardan biri bana göre. Duyguların dünyasında seyyah misali dolaştıran bir kitap. Huzursuz bir hikâyenin huzurlu anlatımı...
Bilinen hattâ filmlere konu olmuş bir hikâye ancak bu kadar özgün yazılabilirdi diye düşündüm kitap bittiğinde.
"Henüz on altısında, baba ocağından kaçmayı kurtuluş sayıp, on yedisinde yine o kapıya sığınmak zorunda kalan bir Leman'dım ben... Ama o kapı hiç açılmadı."
Leman ile Feyyaz'ın
Afet Leman ile Gölge'nin hikâyesi
Eşini ve kızını sevgisizliğe mahkum eden Terzi Arif'in hikâyesi.
Cami duvarının önündeki çöp tenekesinin yanına terk edilen bebeğin, öyle ya da böyle bırakılan, terk edilen çocukların hikâyesi.
Ve tüm o bırakılmışlara, terk edilenlere yuva olabilen Mahrumiyet Oteli 'nin hikâyesi.
"Bu yaşıma kadar öğrendiğim bir şey varsa o da görünenle görünenin ardında bekleyenin her zaman farklı olduğudur..."
@ersin_dogan1, emeğinize sağlık. Kaleminiz de kelamınız da daim olsun.
@angeyayinlarikitap' ın şahane kitaplarından biri Gönül rahatlığıyla tavsiye ederim sevgili kitap dostlarım.
Sizi hüzne boğacak bir kitapla geldim.
Kitabın yazı puntosu, sayfa düzeni, basım hatalarının olmaması gibi detaylar yayınevinin ne kadar profesyonel olduğunu gösteriyor. Bir önceki incelememde belirtmiştim eseri çok beğenmeme rağmen yazı puntosu gözümü çok yormuştu.
Kitap çok akıcı bir dil ile yazılmış ve olay örgüsü o kadar heyecanlı anlatılıyor ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Ana teması bence dram olan bu kitapta, karakterlerin hissettiklerine yakından şahit oluyorsunuz. Bazı kısımlarda gözleriniz dolmasına engel olamayabilirsiniz…
Kalbi büyük bir sevgiyle dolu olsa da bu sevgiyi kızına göstereyemen Akif Bey’in kızı Leman’ın hayatına konuk oluyoruz. Babasından sevgi göremediği için yanlışlara savrulan ve yaptığı hatalar yüzünden babasının kapısı yüzüne kapanan Leman, Ankara geceleri denince akla gelen pavyonlardan birinde çalışmaya başlıyor. Fakat bir gün Kardan Adam ile tanışmasıyla hayatı tamamen değişiyor. Afet Leman, Gölge, Kardan Adam, Derviş Baba gibi birçok karakterle tanışmak için bu kitabı okumanızı öneririm…
Bana kalsa 220. Sayfada bitmesini isterdim. Bunun sebebini de kitabı okuyunca anlayacaksınız. Beni bu değerli eserle tanıştırdıkları için ange yayınlarına
teşekkür ederim.