Merhaba arkadaşlar! Bugün sizlere #zirveninsavaşı kitabının yorumu ile geldim.
Bir masa ve yüzüklü amcaların güç savaşlarının sonuçlarından bolca etkilenen çocuklarından birisi Asil diğeri ise Cesur’dur.
Bu iki çocuğun yaşantılarının zorlukları ve ardından birbirlerine rastlamaları ile başlıyor diyebilirim.
Konu kafanızda 150 sayfa sonra tam olarak oturup aksiyonun pençesine düşüyorsunuz. Kadın karakterin güçlü olduğu her kitaba bakış açım 360 derece değişiyor. Asil karakteri kesinlikle gücü ve zekasıyla beni etkisi altına aldı. Güçlü ve zengin bir ailenin çocuğu olan Asil, tam olarak annesinin kızı.
Ve gelelim o kutsal karaktere Cesur, ah kalbimi deliveren aşk. Kesinlikle her genç kızın bağ kuracağı o karakter tiplemelerinden biri. Aileden ve güçlü masanın getirisi olan bir zorunlu yaşamın dayatmaları ile savaşan biriydi Cesur. Kendisi olmaktan iyice çıkmaya başladıkça bu baskıdan kurtulmak için sürekli yollar ararken bir savaşın ortasına düşmesi ile işler benim için eğlenceli olmaya başlamıştı. Neden mi çünkü Asil ile karşılaşmıştı.
Heyecanla ve soluksuz bir nefes ile okuyacağınız o kitap Zirvenin Savaşı. Mutlaka okuyun. Yazarın kalemi daim olsun.
Esra Kocakuzu
Zirveye çıkmak için yalan olana dek yalanlar söylersin… Zirvede tutunabilmek için de bunların bedelini teker teker ödersin.”
Hayat denen kandırmaca, ona hep en güneşli günleri yaşatmıştı. Peki ya şimdi? Asil Karen, karanlığa bulanmış bu gelecekte önünü nasıl görecekti?
Simsiyah bir oda ve yuvarlak masa.
Sahipler ve varisler.
Denge.
YORUMUM;
Kitabın yorumuna başlamadan öne küçük bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabın girişi ile gelişme süreci çok sürükleyici olmaktan ziyade daha çok açıklayıcı bir şekilde ilerliyor.
Asıl olay sonuç kısmında başlıyor bence.
Asil ile Cesur’un hikayesine konuk oluyoruz Zirvenin savaşında.
Evet bir Zirvenin kaç sahibi olabilir. Tek kişi olması için savaş başlar ve kazanan kişi o tahta oturur. Ve zirvenin eteklerinde dolanan küçük varisler vardır yeni savaşın oyuncuları o eteklerde yaşamak zorundadırlar.
Cesur ve Asil o eteklerde oynayan çocuklardan sadece ikisiydi. Asil güçlü ve zengin ailenin başarılı ve adı gibi asil çocuğu. Cesur ise kalıplaşmış yaşantının esirlerinden biriydi. Ona dayatılan hayatı yaşıyordu.
Bir yerde bir savaş çıkacaksa önce çanlar çalmaya başlar. Burada çanlar Asil ile Cesurun karşılaşması ile başladı. Bu çanlar o kadar güzel çaldı ki tatlı tatlı atışmaları okumak oldukça keyifliydi.
Gurur duyduğum bir noktadan bahsetmek istiyorum Nora’nın kızı Asil güçlü bir kadın karakterdi. Annesinin kızı tabiri kesinlikle onun için biçilmiş kaftandı. Kitaplarda artık ezilmiş, gurursuz ve pasif kadın karakterleri okuduktan sonra bu kitap ilaç gibi geldi diyebilirim. Serinin 2. Kitabını ise oldukça merakla bekliyorum.