" Tüm dinlerde önemli bir yeri olan bağışlama, bizi bağışlayan o güç, bağışlandığımızı düşündüğümüz o an. Bunlar içimizde. Dilersen içimizdeki tanrı da diyebilirsin. Böylesi anlar çok ender. Sürekli ruhsal bir yücelme arzusundayız, ama bu korkunç olurdu, asla başaramazdık. Bu yüzden yüce yaşamlar sürdüğüne inandığımız kutsal kişiler, gururlu azizler, mağara keşişleri, cesur önderler, ateşli ozanlar yaratıyoruz. Oysa zamanlarının çoğunda onlar da başka işlerle uğraşıyorlar, topuklarındaki nasırları ayıklıyor, güçlü esintilerde sütunlara tutunuyor, damlatan tavandan kaçınıyorlar. Bizlerde bu kısacık içgörü anlarımızda varsıllaştığımızı düşünüyoruz. "
Türkiye'nin içinde bulunduğu adaletsiz sistemi, mahkemeleri, yargılanan gazetecileri, yazarları, okutulması engellenen kitapları, siyaset yanlısı bir ortam yaratıldığını, çıkarcılığı, ırkçılığı, insanların cahilliğini ve caniliğini ve daha birçok konuyu yabancı bir yazardan eleştirel bir gözle okuma imkanı tanıyan bu kitabı kesinlikle çok sevdim. Yazar Türkiye'de ki gözlem ve deneyimlerinden yola çıkarak fazla gerçekçi bir roman ortaya koymuş. Kişinin kendi görüşü ne olursa olsun eleştirel bir göze sahipse mutlaka kitaptan farkındalık kazanılacak çok şey olduğunu düşünüyorum. Bu zamana kadar da kitabı nasıl yasaklamamışlar anlayamadım. Mutlaka okuyun!
Geri alınamaz adımlar attığını, dönmeni yaşam boyu engelleyecek bir söz ettiğini, bir tavır sergilediğini sanıyorsun -oysa bir bakmışsın hiçbir şey değişmemiş. Yalnızca içindeki boşluk büyümüş.
....; ama her şeyden önce edebiyat kendi toplumumuzun çatlaklarını görmemize yardımcı olur, böylece doğduğumuzda kendimizi içinde bulduğumuz dünyamızda, insanlığın yaşam koşullarının iyileşmesine katkıda bulunabiliriz.
Türk siyaseti dışarıdan bir bakış açısı ile ele alınmış. Yazarın tarafsız bir gözle yazdığını düşünmemekle birlikte tutuklu gazeteciler, kürt sorunu 6-7 eylül olaylarının siyasi tarihimizde var olmadığını da inkar edemeyiz. Farklı görüşlerde olsak da karşı tarafın tezlerinin de dinlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar dış mihrakların oyunu diyerek geçmek , en kolayı. Körü körüne, sorgulamadan savunulacak hiçbir fikrin geçerliliği yok bence. Bu yüzden her tür fikir dinlenebilmeli ve insanoğlu en sonunda akıl süzgecinden geçirip kendi fikirlerini oluşturmalı. Bazen olayların içinde yer alınca gerçeklerin farkına varamayabiliyoruz, uzaklaşıp olayları irdelemek bazen bizi doğruya daha kolay götürebiliyor. Yazar siyasi duruşunu sergilerken çok da derinlere inmemek adına biraz karışık yazmış, olaydan olaya sürüklenmiş.Sonlara doğru iyice kurgu dağildi. Bu kitapta bir kez daha anladım ki iyi bir öykücü , iyi bir gözlemci olarak karşılaştığı her insandan , her olaydan bir öykü konusu oluşturabiliyor. Bunun en iyi örneği bence Sait Faik öyküleri