“Tarih boyunca aşkın son derece karşı konulmaz olmasının nedeni, toplumsal cinsiyet ilişkilerinin kalbindeki köklü eşitsizlikleri güzelleştirerek gizlemesiydi.”
Biyolojinin aşka getirdiği açıklamaların kültürel çerçeveler üzerinde kısmen farklı bir etkisi olmuştur. Biyologlar aşkı ge nellikle kimyasal süreçlerle açıklar ve bu açıklama, aşkı, psiko lojiden bile daha fazla, aşk duygusuna yabancı olan faktörlere indirger. Nörobilim alanındaki çalışmalar insanlar âşık olduk larını
Kadınlar (çoğunlukla heteroseksüel partner çerçevesi içinde) çocuk sahibi olmak gibi normatif bir baskı altında olduğundan ve biyolojinin onları kısıtladığı algısıyla hareket ettiğinden, eş seçimi konusundaki kararın sınırlı bir zamanda verilmesi gerektiğini düşünürler.