Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feraye Sünev Çokgürses

Feraye Sünev ÇokgürsesBacak Arasından Türkiye yazarı
Yazar
7.7/10
171 Kişi
614
Okunma
25
Beğeni
4.349
Görüntülenme

En Eski Feraye Sünev Çokgürses Sözleri ve Alıntıları

En Eski Feraye Sünev Çokgürses sözleri ve alıntılarını, en eski Feraye Sünev Çokgürses kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bebeklerin ulusu yok Başlarını tutuşları aynı Bakarken gözlerinde aynı merak Ağlarken aynı seslerinin tonu"
Sayfa 141 - Ataol BehramoğluKitabı okudu
Toplum için gerekli oldukları açık bir gerçek olmasına rağmen fahişeler yüzyıllardır parmakla gösterilmiş, her zaman her yerde dışlanmış, hep bir yerlere kapatılmışlar. Bu örnek, ikiyüzlülüğün her toplumda çok eskiden beri var olduğunun ilkel bir göstergesidir. Eski Yunan'da fahişelerin , soylu kadınlarla karıştırılmamaları için boz renkli bir cüppe giymeleri, sarı bir peruk takmaları mecbur kılınmış.
Reklam
Bir kadına öğüt verecek olsaydınız bu ne olurdu? Sev. Bir genç kıza? Sev. Ya bir çocuğa? Sev. Tanrı'ya inanır mısınız? Evet, çünkü aşka inanırım.
Görüyoruz! Hemen hemen bütün kötü yaşanmışlıkların nedeni parçalanmış aileler, alkol, uyuşturucu, cinsel taciz. Ya biri ya hepsi birlikte.
Karaköy'den İstiklal Caddesi'ne çıkan hatırı sayılır yokuş "Yüksek Kaldırım" ve komşu sokak "Zürafa Sokağı". 1920'lerin bileği bükülmez, bela çıkarmaya namzet, ensesi kalın, fesli yelekli bitirimlerinin mesken edindiği sokaklarmış bunlar. Bu posbıyıklı müşterilerin birçoğu işveli, cilveli, feraceli aşüfteleri koruma altına alan serdengeçtilermiş. Fedailik ve sattığı kadını tekelinde tutma işte ta o günlerde başlamış.
Öz baba Adana. 42 yaşındaki adam dört çocuk babası. İki kızına cinsel tacizde bulunuyor. 14 ve 15 yaşındaki kızlardan büyüğü bir süre sonra ortadan kayboluyor. Küçük olanın şikayeti üzerine iş yargıya intikal ediyor ve köyün yakınlarında, yakıldıktan sonra tarlaya gömülen kız çocuğu cesedinin o kıza ait olduğu anlaşılıyor. Düşünün ki adam öz evladını, sapıklığını giderdikten sonra öldürüyor, yakıyor ve gömüyor.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Bazen hasta yakınları bizi Tanrı yerine koyuyor. Biz Tanrı değiliz.
Sayfa 187Kitabı okudu
Dr. Göksel Kalaycı-11 Kasım 2005 Altmış altı yaşındaydı. Önce genel cerrahi, sonra göğüs cerrahisi ihtisası yapmış, profesör olmuştu. Ameliyat ettiği hastası, "Ben ölürsem sen de öleceksin!" diye tehdit etti. Hastanın yakını tarafından, yıllarını verdiği İstanbul Tıp Fakültesi'nin bahçesinde vuruldu. 11 Kasım 2005 günü hayatını kaybetti. Düşünsenize, hocam akciğer nakilleri yapıyor. Bu işte son derece başarılı. Öldürüldüğü yerde on boş kovan bulunuyor, katil yedisini tutturmuş. Yine hasta yakını, kine bakın! Doktorun, aynı zamanda cinayetten birkaç saat önce akciğer kanserinden ölen bir hastanın yakınları tarafından tartaklandığı öğreniliyor. Bu olay üzerine Kalaycı tehlikeyi sezmiş olacak ki, asistanına, "İkimizi de öldürecekler," diyor ve karakola giderek ihbarda bulunuyor. Ancak güvenliği sağlanamadan, daha karakol dönüşü vuruluyor.
Sayfa 187Kitabı okudu
Kadın
Eğer bir kadın yeterince hırslı, kararlı ve yetenekliyse, yapamayacağı hiçbir şey yoktur.
Kitap Okuma
Bir kötü yanımızsa okumayı pek sevmiyor oluşumuz; televizyonun delisiyiz, internetin başından kalkmıyoruz. Diziler deseniz hastasıyız! Ama asla kitap okumuyoruz. TÜİK 2014 yılı verilerine göre günde altı saat televizyon izleyip, üç saat internet kullanırken kitap okumaya sadece bir dakika Zaman ayırdığımız ortaya çıktı. Türkiye'nin kitap okumada dünya ülkeleri arasında sırası ise seksen altıncılık.
688 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.