Basit çocuk ruhunda derinden derine bir şeyler değişiyordu;
Hayata dair, hani içinde hepimizin bazen kederli, bazen neşeli köleler olduğumuz hayata dair, bazı gerçekleri kavramaya başladığını hissediyordu.
Boka akıllı 1 çocuktu, ama insanların birbirinden farklı olduğunu, bu farklılıkların nedenlerini kavramak için acı çekmemiz gerektiğini henüz öğrenmemişti.
Birden o zamana kadar başını masanın üzerinde yaslamış sessizce duran babanın hıçkırmaya başladığı duyuldu. Çok derinden gelen bir acıyla, yetişkinlerin ağladığı gibi, yani sonsuz bir kederle ağlıyordu. Hıçkırdıkça omuzları sarsılıyordu, ama zavallı terzi bu durumda bile dizlerine yatırdığı Bay Csetneky'nin kahverengi ceketine özen göstermeye çalışıyordu. Gözyaşları cekete zarar vermesin diye eliyle dizlerinin üzerindeki ceketi biraz öteye itmişti.
Kimsenin söylemeye bile cesaret edemediği şeyi o artık hissediyordu! Sevgili "askerinin" yavaş yavaş nasıl tükendiğini, sessiz bir hüzün içinde yok oluşa doğru nasıl gittiğini görüyordu..