Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Film Arası Dergisi

Film Arası DergisiFilm Arası Dergisi - Sayı 56 dergisi
Dergi
9.0/10
6 Kişi
6
Okunma
9
Beğeni
939
Görüntülenme

Hakkında

Temmuz 2010’da yayın hayatına ‘merhaba’ diyen Film Arası Sinema Dergisi, beşinci yılına doğru, yoluna daha emin adımlarla devam ediyor. Kapak dosyaları ve röportajlarıyla her ay sinema gündemine damgasını vuran Film Arası, artan okuyucu kitlesi ile sinema heyecanının paylaşıldığı büyük bir aileye dönüştü. Sayısız ulusal gazetede ilk sayfa haberi olan dergimiz, hali hazırda yayınlanmakta olan birçok kültür- sanat sitesine de haberleri ile kaynaklık ediyor. Gündeme getirdiği konularla birçok tartışmaya zemin hazırlayan Film Arası Dergisi, ayrıca sinema yazarlarının duayenleri ve genç kuşak sinemacıların yer aldığı köşe yazarlarıyla sinema gündemini okurları için yorumluyor. Piyasada sayıları hayli az olan sinema dergileri, popüler kültürün hâkim olduğu bir anlayışla yayın yapıyor. Ne yazık ki başta yabancı sinemanın ses getiren gişe avcısı filmleri olmak üzere, piyasa algısına hitap eden ürünlerle okuyucuya popülist üslupla hazırlanmış bir içerik sunuluyor. Çoğu günübirlik gişe, salon ve piyasa bilgilerini içeren söz konusu yayınlar, sinemanın alt metnine dair bilgi ve yorumlardan uzak bir tavır geliştirmiş bulunuyor. Film Arası Dergisi ‘yerlilik’ ekseninde çıktığı sinema yolunda, bu toprağın kendine özgü değerlerine önem ve öncelik veren bir anlayışla okuyucuya sesleniyor. Dergimiz, sanatın sorumluluktan bağımsız bir alan olmadığı düşüncesiyle, röportajlardan haberlere kadar, tüm içerikte okuyucularının bilinç ve fikir dünyasına katkıda bulunma çabası güdüyor. Bu noktada önyargılardan uzak, herhangi bir kesimin ya da anlayışın güdümünde olmadan, farklı düşüncelere mensup arkadaşlarımızla birlikte, ortak bir zeminin sinema mecrasında konuşulmasını öncelikli prensip edindik.
Doğum:
Temmuz 2010

Okurlar

9 okur beğendi.
6 okur okudu.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
... Son 20 yıldır büyük konu ve senaryo sıkıntısı çeken Hollywood için özellikle Uzakdoğu, Latin ve Kıta Avrupası hikâyeleriyle birlikte üçüncü dünya hikâyeleri büyük önem kazanmıştır. Amerikan sineması bu bağımsız ve güzel sinema örneklerinin içini boşaltarak, yağmalayarak ve tahrip ederek melez yeni filmler yaratmaya çalışmaktadır.
Mualla Sürer
Mutlu muydu sanatçı? Kim bilir? Bilinen tek şey, yalnızlığıydı. Küçücük bir evin tek odasında kalıyordu. Hastaydı. Kalbi vardı. Zaman zaman soluk almakta güçlük çekerek, dört adımı ardı ardına atamayacak kadar hastaydı, Türk sinemasının ölümsüz Mualla Sürer "Bedia" sı... Ancak çalışması gerekiyordu. Zorunluydu buna. Elinden tutan da yoktu, "Artık sen dinlen ablacığım. Biz sana yardımcı oluruz" diyen de... Çaresizdi. Ama, aç ve muhtaç değildi kimseye. Olmak da istemiyordu. Yaşının 75, kalbinin hasta olmasına aldırmaksızın çalışıp duruyordu. Gururuna yediremiyordu kapısını çalmayan insanların kapısını çalmaya. Film setlerinden çıkmıyordu. Son güne kadar da çıkmadı. Tek gözlü evinin geçimi, kalbini yaşatacak ilaçların parası için film şirketlerinden gelen en küçük teklifleri bile kabul ediyordu. Rol seçecek, düşünecek zamanı yoktu. Yapayalnızdı. Hem de öyle bir yalnızlık ki, Azrail'in karşısında bile. Evinin pencere kenarında yakalamıştı ölüm onu.
Sayfa 43 - Ahmet OlcayKitabı okudu
Reklam
Aaaa aynı biz
İran filmlerinin birçok festivalde kazandığı başarıyı ülke içinde takdir edenler olduğu gibi, festivallerde ödül kazanan bu filmleri beğenmeyenler de vardı. Festivale katılan filmler halkın ilgisini çekmediği gibi filmlerin "Farsi film" ve "Batıcı, avangard (öncü), festivallik" filmler şeklinde ayrılmalarına da sebep olmuştur.
Sayfa 25 - Gökşen AydemirKitabı okudu
Mikro düzeyde fotoğraf karelerinden oluşan sinema anlatısının, fotoğrafçılık sanatının önüne geçerek, bu karelerin bir kurgu dahilinde sirkülasyonunu tesis etme işlevi bulunuyor. Pastoral atmosferlerin uzun süreli planlar eşliğinde sıklıkla kullanıldığı filmlerin birer fotoğraf galerisine dönüşmemesi için bu mantıksal bağlantıyı kurması gerek. Sinemamızda bu bağları gevşek tutan hatırı sayılır ölçekte film mevcut. İzleyiciye birbirinden bağımsız olarak keyifli görüntüler sunabiliyor olmasına karşın, üzerinde muhakeme yapılabilecek bir iz bırakamıyorlar ne yazık ki.
Sayfa 11 - Ahmet DeydinKitabı okudu
Bu Toprağın Ustası Lütfi Akad
... Zira Akad, kendisinden öncekilerin izlediği yolda yürümeyi kabul etmemiş, köklü değişimlerin yaşandığı 60 ve 70'lerde halkı eğitilmesi, aydınlatılması gereken kalabalıklar olarak görmemiştir. Aksine halkın tarihten aktarılmış köklü tecrübelerle kendisine özgü bir anlayış, yaşayış ve kültür oluşturduğunu savunarak bu kültürün "anlaşılması" gerektiğini söylemiştir. İşte bu yüzden toplumun temel değerleriyle çatışmak yerine bu yargıları sorgulayan, yer yer mutedil bir dille eleştiren bir dil tercih etmiştir.
Sayfa 41 - Suat KöçerKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok