1946’da Bagheria’da (İtalya) doğan yazar, Palermo Üniversitesi’nde dil felsefesi profesörüdür. Dili, dilbilimsel olmayan olguların gizli cephelerini ortaya çıkarma aracı olarak inceler. 1979’da yayımladığı Lingue, intellettuali, egomonie in Gramsci kitabında bir dilbilimci olan Gramsci’nin hegemonya kavramının kökenlerini onun dilbilim çalışmalarında aramıştır. Yayınlanmış diğer kitapları: Linguaggi, macchine e formalizzazione (1974); Aristotele e il linguaggio (2003); L’enigma del quaderno: la caccia ai manoscritti dopo la morte di Gramsci (2013); Il professor Gramsci e Wittgenstein: il linguaggio e il potere (2014). 2012’de yayımlanan Gramsci’nin İki Hapishanesi İtalya’da Premio Viareggio ödülü almıştır.
"Modern devlet, sosyal grupların mekanik bloklarını, onların yönetici ve hâkim grubun etkin hegemonyası altına alınmasıyla ikame eder, sonuçta bazı özerklikleri yok eder ancak partiler, sendikalar, kültürel dernekler olarak başka biçimler altında bunlar yeniden doğarlar. Çağdaş diktatörlükler yasal olarak bu yeni özerk biçimleri de yok eder ve devlet bünyesine dahil etmeye çalışırlar: tüm ulusal yaşamın hâkim grubun elinde yasal olarak toplanması 'totaliter' olur."
Sayfa 102 - Gramsci, Defterler 25, 1934, s. 20Kitabı okudu
“Gramsci sınıf bilincinin dışarıdan verilebilecek bir bilinç olduğunu kabul etmez. Sınıf bilincinin; sınıfların toplumsal pozisyonlarından kaynaklandığını ileri sürer...”
"Bana öyle geliyor ki, her geçen gün geçmiş dünya ile olan bağlarımdan yeni bir iplik kopuyor ve bu kadar çok kopmuş ipliğin yeniden onarılması gittikçe daha zor."
Gramscinin Iki Hapishanesi ya da Bir Kişilik Cinayetinin Anatomisi
Gramsci 20.yuzyılın şuphesiz en ilginç figurlerinden biri olarak tarihsel onemini hala korumaktadır.Kanımca Gramsci'nin bize kalan en onemli eseri olan Hapishane Defterleri'ndeki açmazların nedenlerini anlayabileceğimiz ilginç bir çalışmayla karşı karşıyayız.Pıparo'nun kitaptaaki