Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Friedrich Albert Lange

9.6/10
5 Kişi
23
Okunma
3
Beğeni
1.189
Görüntülenme

Hakkında

Alman, düşünür. Yeni-Kantçılık’ın öncülerindendir. 28 Eylül 1828’de Solingen yakınlarında Wald’de doğdu, 12 Kasım 1875’te Marburg’da öldü. Protestan tanrıbilimci J.P.Lange’nin oğludur. Duisburg’da Herbart’ın öğrencisi oldu, Bonn Üniversitesini bitirdi. Köln, Bonn ve Duisburg’da öğretmen olarak görev aldı. 1861’de siyasal etkinlikleri nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldı. Duisburg Ticaret Odası sekreterliği ve sosyal demokrat bir yayın organının yönetmenliğini üstlendi. Bu işleri de aynı gerekçeyle bırakmak zorunda kaldı. Bir süre gazete çıkardı, 1866’da İsviçre’ye gitti. 1870’te Zürich Üniversitesi’nde mantık ve edebiyat, 1873’te de Marburg Üniversitesi’ne felsefe profesörü oldu. Lange, Bebel’in önderlik ettiği Alman sosyal demokrat işçi hareketini destekleyerek, sendikalar içinde çalışmış, Prusya’nın yayılmacılığına karşı çıkmıştır. Toplumsal sorunların işçilerin eğitimsizliğiyle ilişkili olduğu, emekçilerin gereksinmelerinin ancak toplumsal reformlarla karşılanabileceğini savunmuştur. Lange’nin Geschichte des Materialismus (“Özdekçilik’in Tarihi”) adlı yapıtı, Mekanikçi Özdekçi-lik’e getirdiği eleştiriyle önem kazanmıştır. Yapıtta, doğa olgularında bu akımın geçerli olduğunu, ancak insan davranışları ve toplumsal olaylar konusunda, dolayısıyla da bütün dünya için, açıklayıcı sayılamayacağını öne sürmüştür. Kant’ın görüşlerinden yola çıkarak bilgi öğelerinin olgulara indirgenebileceğini, biçim ve kategorilerin öznelliğini, içgözlem yoluyla tine varılamayacağını ve metafiziğin olanaksızlığını savunan Lange, Marburg’da Yeni-Kantçılık’ın başlamasına olanak sağlamıştır. Metafizik kuramların, din ve sanatın dışına çıkarak, bilimsel bilgi alanına girmemesi gerektiği konusundaki görüşleri, öğrencisi Vai-hinger’i etkilemiştir. Marburglu Yeni-Kantçı düşünürlerden H.Cohen ve Natorp ise onun kimi düşüncelerini eleştirenler arasındadır.
Unvan:
Düşünür, Akademisyen, Sendikacı
Doğum:
28 Eylül 1828
Ölüm:
23 Kasım 1875

Okurlar

3 okur beğendi.
23 okur okudu.
1 okur okuyor.
43 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Filozofun kendisi fizikçi olmadıkça ve bizzat kendisi deney yapmaya hazırlanarak, diferansiyel hesaba başvurarak bu işin daha iyi nasıl yapılabileceğini göstermedikçe, böyle bir karşı çıkışın ne felsefi, ne mantıksal hiçbir anlamı olmayacaktır. "Bu mümkün olmalıdır; çünkü akılsaldır" şeklinde basit bir iddia, içerdiği kendini beğenmişliğe karşın atomculuğun doğrudan doğruya kullanımına karşı çıkmak için yeterli değildir.
Madde, en fazla zihnin nesnel bir gerçekliğe tekabül ettiğini farz ettiği bir tasarımdan ibarettir
Reklam
Bu durumda da Haşaşilerin meydana getirdikleri bu mezhep,tarihte materyalist felsefenin canavarlık,tutku ve sistemli cinayetlerle birlikte bulunmasının tek örneği olacaktır.
Burada yeniden soracağız: Gerçekten felsefi bir eğitim almış insanlar nerededirler? Şüphesiz adlarının sonunda "ci, çi" takısı bulunanlar arasında değil.
Ve fenomenoloji hayatımıza girer
Kanr'ın kendisi, kendisini Kepler'le karşılaştırmak gibi bir düşünceden çok uzaktı. Ancak o daha anlamlı ve daha sağlam başka bir paralellik kurmaktaydı: Yaptığı işi Kopernik'inkine benzeriyordu. Bu iş ise metafiziğin o zamana kadar benimsemiş olduğu bakış açısını tersine çevirmekten ibarerti. Kopernik "duyulara ters düşen, fakat doğru olan bir tarzda" gök cisimlerinin gözlemlenen hareketlerini, onların kendilerinde değil, gözlemleyenin kendisinde aramak cesaretini gösrermişti.
Okumayı düşündüğüm bir kitap olan
Materyalizmin Tarihi
Materyalizmin Tarihi
sentez yayınlarından da çıkmıştır. Materyalizm felsefe tarihi dışı tutulabilen bir ideolojik oluşum. Çoğu insanda bir materyalist eğilim, yeni bir arayış sonucu çıkar ama idealizm-materyalizm çatışması özgürlüğü de başka fenomenleri de kafa karıştırmasına yol açar. Marx, bu çatışmaya getirdiği çözüm ile felsefenin Einstein’ı denilebilir
Barış

Barış

@Granma
·
03 Mayıs 11:11
Materyalizm, edilginliği, tevekkülü, boyun eğmeyi yaratmak değildir. Bir eylem çağrısıdır. Olanaklı olanın kesinlikle bilinmesine, insanın gerçek gücünün saptanmasına olanak sağlar. İşte özgürlük budur. Gürültü koparan cafcaflı bir bildiri değil, kendini ortaya koyan bir güçtür.

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok