Georges Pachymeres

Bizanslı Gözüyle Türkler yazarı
Yazar
7.5/10
19 Kişi
57
Okunma
6
Beğeni
715
Görüntülenme

En Beğenilen Georges Pachymeres Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Georges Pachymeres sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Georges Pachymeres kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmparator tarafından ayrıcalıklara sahip olan ve güzel umutlarla yaşayan Aydın halkı şimdi yeni bir durumdaydı. Türklerden oluşan bir grup onlara saldırdı. Güçlü bir adam olan Salpakis, yani onların kendi dillerindeki adıyla Menteş Bey çok sayıda adamdan oluşan ordusuyla saldırmış ve şehri kuşatmışlardı. Şehrin başındaki Büyük Chartulaire Libadarios tüm çarelerden yoksundu; şehrin içindekiler aç ve susuz bırakılmıştı. O kadar kötü durumdaydılar ki bir sıvı elde etmek için sürekli atların damarlarını kesip kanlarını içiyorlardı. Ancak bunun susuzluklarını tam olarak dindirebilmesi mümkün değildi. Ayrıca bu durum hayvanların ölmelerine neden oluyordu. Açlığa gelince bu noktada daha iyi durumdaydılar. Çünkü eskiden geçimlerini sağladıkları hayvanları öldüğünden bu doğru olmasa da onları yiyorlardı. Ama çok daha korkunç olan susuzluk öğlen parlayan güneşle iyice kötü duruma gelmişti ve bir çare bulmak gerekmekteydi. Bu yüzden onlar da yaşayacakları her ölümün açlık ve susuzluktan iyi olduğunu düşünerek düşmanın yanına gittiler, kuru dudaklarıyla merhamet için yalvardılar. Ancak düşmanlar onları öldürdü üstelik mezarları bile olamadı.
Sayfa 59 - paul wittek’e göre salpakis bir unvandır.Kitabı okudu
Tatarlar, savaşçı bir ruha sahip olan ve adeta silahlarıyla yaşayan Türklerin ülkelerini işgale gelmişlerdi[9]. Ancak Türklerin çoğu boyun eğmemiş ve dayanmanın yolunu dağlara yakın olan yerlere kaçmakta, ya da komşularının topraklarını dolaşarak eşkıyalar gibi yaşamakta bulmuşlardı. Bu şekilde Türklerden büyük bir topluluk yeniden bir araya gelebilmişti ki, bu bizim güçsüz adamlarımızın üzerine çullanıp onlara karşı çoğu zaman üstün gelmelerine ve de onları boyun eğmeye zorlamalarına neden oldu. Adamlarımız kendilerine verilen ücretlerin yettiği ölçüde Türklere kafa tutmayı başarsalar da, topraklarında gerekli düzenlemeleri yapamadıklarından her gün geri çekilerek sınırlarını düşmanlara bırakmak zorunda kalıyorlardı. Düşmanların akınları genellikle adamlarımızın kendi yaptıkları yüzünden, arada da düşmanlar ordumuz hakkında bilgi edindiklerinden oluşuyordu. Bizler bu saldırılara olabildiğince karşı koyuyorduk.
Reklam
448 yılında Bizans sarayında Atilla'ya gönderilen elçilik heyetinde elçi Maksimos'un yanında muavin olarak görev almış ve kaleme aldığı bu eserinde Avrupa Hunlarının siyasi, tarihi ve ekonomik yapısı hakkında çok değerli bilgiler vermiştir. Elçilik heyeti yolda Sofya'ya uğramış ve burada kendilerine verilen ziyafette Hunlar, Atilla'nın ilahî menşeli, Roma imparatorunun ise sadece insan olduğunu beyan etmişlerdir. Priskos'un ifadesine göre, Bizanslılar bu işe çok hayret etmişler ve Bizanslılarca barbar sayılan birinin nasıl ilahî menşeden olabileceğini bir türlü anlayamamışlardır.
Geri13
33 öğeden 31 ile 33 arasındakiler gösteriliyor.