Giosafat Barbaro

Doğu’ya Yolculuk yazarı
Yazar
7.0/10
2 Kişi
23
Okunma
0
Beğeni
252
Görüntülenme

En Eski Giosafat Barbaro Sözleri ve Alıntıları

En Eski Giosafat Barbaro sözleri ve alıntılarını, en eski Giosafat Barbaro kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer Venedikli tüccarlar ve denizciler dünyaya açılmasaydılar bilinmeyen yaşam alanları keşfedilemeyecekti.
Sayfa 25 - Kronik KitapKitabı okudu
Pek çok zengin kimse zamanı gelir fakir ve aciz kişilere muhtaç olur.
Sayfa 43 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Çerkezler erkek değildir fakat kadın gibidirler
Bir gün meydandayken birkaç Tatar geldi ve yaklaşık 3 mil uzaklıktaki bir koruda yüz Çerkez atlının saklandığını söyledi. Bu haberi işittiğimde ok satan bir dükkanda idim. Semencina'dan gelen bir Tatar tüccar da vardı. Bunu duyduğunda ayağa kalktı ve şöyle dedi: "Neden onları yakalamaya gitmiyoruz? kaç atlı var?". Ona cevap verdim: "Yüz". O da: "iyi, biz beş kişiyiz. Siz kaç atlı hazırlayabilirsiniz?" dedi. Cevap vererek; "Kırk kişi" dedim. O da: "Çerkezler erkek değil fakat kadın gibidirler, hadi gidip onları yakalayalım" dedi. Çerkezlerin bir kısmı gölgede oturmuştu, bazıları da uyuyordu. Onlara saldırdık fakat yetişemeden önce kötü bir olay oldu. Bizim trompetçi boruyu öttürmeye başlayınca çerkezlerin çoğu kaçtılar. Mamafih 40 kişiyi öldürdük veya esir ettik.
Bir gün Tana'da (Bizim bildiğimiz ismiyle Azak kalesi) bulunuyordum, kapısının üzeri çok güzel olan bir kule vardı. Kuleye bakarken yanımdaki Tatar tüccara sordum; "Ne düşünüyorsun? Bu kule güzel değil mi? O gülümseyerek cevap verdi: "Her kim kule inşa ediyorsa, korkuyordur."
Yedikleri Ata tapan Tatarlar
Yılın belirli zamanlarında, kırsal bir alanda atların dört ayağını ve başını direklere bağlarlar. Bu yapıldıktan sonra yay ve oklarıyla gelip uygun bir mesafeden atın kalbine doğru atarlar ve at ölünceye kadar devam ederler. Sonra derilerini yüzerler ve tulumun içine etleri saklarlar. Kendi aralarında tören yaparlar ve sonra da yerler. Sonra da bu derisini samanla doldurup, bacaklarını düz bir şekilde sırrığa geçirirler. Son olarak büyük bir ağaçlık alana giderler ve plan yaparlar. Hayvanı ağacın üzerine koyup buna taparlar. Bizim kilisede mum dikmemiz gibi bu ağacın üstüne de kakım, sincap ve tilki kürkleri asarlar. Bu şekilde ağacın her tarafını değerli kürklerle kaplarlar.
1473 yılında Mersin Silifke
Silifke (Seleucha) Curcho'dan 10 mil kadar uzaktaki dağın tepesinde kurulmuştur. Tepenin altında Brenta (Bizdeki adıyla Göksu) adında nehir geçer. Tepenin yakınında Verona'daki tiyatronun tarzında büyük bir tiyatro yer alır. Tiyatro tek parça sütünlarla çevrelenmişti. Tepeden yukarıya gidip şehre girmek istediğimizde sol tarafta çoğu tek parça pek çok Kemer göze çarpıyor. Onların çoğunu tepenin içine oymuşlar. Kapıları 15 ayak yüksekliğinde genişliği ise bunun yarısı kadar. Çok kalın ve güçlü olan kapıları sanki demirden değil de gümüştendir. Surları çok büyük ve sağlam olup sert zemine oturtulmuştur. Duvarların dışına toprak dökülmesi ise düşmanın yakınlaşmasını bütünüyle önlüyor. Etrafındaki arazinin surları o kadar geniştir ki aşağıdan 3 mil kadar çevrilidir. Bu dairenin içinde burçlarla dolu duvarları ile Silifke kalesi vardır. Şehrin iç ve dış surları arasında o kadar boş arazi var ki 300 yüz "Bushel" ( Takribi 7.680 kg) buğday elde edebilirsiniz.
Reklam
26 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.