Yalnızlığımda ne var biliyor musun? Astarı yüzünden pahalı şiirler var, göçümsüz bir kuşa kış günü verilmiş yem gibi hayatî, takvim yapraklarını üçer beşer koparır gibi sabırsız. Canımı çekiştirip durma. Ben oldum olası yaşamayı hiç olmadığım yerlerde sanıyorum. Böyle böyle çoğaltıp zihnimi, fikirlerimi çarşılıyorum.
İnsan paylaştıkça kalabalıklaşır diyorlar. Odamda ki boş yatağın okuduğu, bitmeyen gamlı bir şiir var. Anlatırsam, kurtulurum belki üzerime giydiğim bu yalnızlıktan.
Bana bu sensizlik atakları bilmem niye gelir, nereye gider... Hasretinin kasırgası, yeniden inşa etmeye çalıştığım ne varsa, bir gecede viran eder. Başka nağmelerle defalarca bastırmaya çalıştığım sesinin, kalbimi bu kaçıncı çınlatışı...
Öyle bir zamanda gel ki;
Ben senin, balıkçı kahvesinde oturmuş,kalbime şiirler kazırken, gözlerimin perdesinden içeri güneş gibi sızabilme ihtimalini severim.
Ben de az değilim, her mutlulukta bir bityeniği arıyorum. Ağzından dökülen her notanın altına bakıyorum. Boydan boya mutluluğun şüphe çeken bir hali var çünkü.
"Sevgimizin rengi soldu yıkılmaktan. Yavaş yavaş göçtü hevesimiz. Birtakım köhne sorgular biçti saflığımızı. Sorgulandıkça çürüyor güven. Kırılıyor insan ne yalan söyleyeyim. Neden dikeni seçiyoruz onca gül arasından?"