Mışıl mışıl ölüyordu insanlar.
Binalar gökyüzünü bir bıçak gibi kesiyor, sabah sisi ise sağa sola koşuşturan insanların üzerine bir tül perde hafifliğiyle iniyordu.
Akşam olduğunda insanların etrafında sis bulutlarından geriye kocaman bir yalnızlık kalıyor, yalnızlığı soluyan herkes sanki gizli bir örgütün üyesiymişçesine başını öne eğerek evinin yolunu tutuyordu.