Gözde Kazaz

Bu Ülkeden Gitmek yazarı
Yazar
8.3/10
9 Kişi
25
Okunma
1
Beğeni
402
Görüntülenme

Gözde Kazaz Gönderileri

Gözde Kazaz kitaplarını, Gözde Kazaz sözleri ve alıntılarını, Gözde Kazaz yazarlarını, Gözde Kazaz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Çocuk doğduğunda biz ne yaşıyorsak o da onu yaşayacak. Çünkü fikri bile beni çok yormaya başladı, ortada çocuk yok ama fikri yüzünden istemediğin halde yurtdışına gitmek istiyorsun.”
kendisi anne/baba olsun veya olma­sın hemen her görüşmeci, çocuk sahibi olmayı yurtdışına çıkmak için meşru bir gerekçe olarak gördüğünü belirtti. Örneğin, Türkiye’den göç etmeyi düşünmeyen ve çocuk sahibi olmayan fotoğraf sanatçısı Güngör için “kapısına silahlı birileri dayanmadığı” ya da “çocuk sahibi olmadığı” sürece bu ülkeden ayrılmasını gerektire­cek bir neden yok: "Ne bileyim, çocuğu olup da gitmek isteyenleri anlıyorum ve destek veriyorum," derken, sevgilisi Idil de “Bir tek onları anlıyorum,” diyerek onaylıyor bu görüşü.
Reklam
Üç sene Londra’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen Nazan’a, İstanbul’da yaşarken onu en çok korkutan şeyin ne olduğunu sorduğumuzda hiç duraksamadan “erkekler” diye yanıt veriyor: “Geldiğimden beri erkeklerden korkuyorum. Bana bir şey yapacaklar diye çok korkuyorum."
Bu noktada bir parantez açarak kadın görüşmecilerce dile ge­tirilen, gündelik hayata farklı biçimlerde sızan şiddet, ayrımcı­lık ve baskı biçimlerine değinelim. Kadınlara yönelik ev ve ilişki içi şiddet ve cinayet vakalarının yanı sıra toplu ulaşımdan soka­ğa, işyerinden okula dek muhtelif kamusal mekânda kadınların karşılaştıkları taciz ve tecavüz biçimindeki cinsel şiddet vakaları son yıllarda dramatik bir biçimde arttı ve görünür hale geldi. Bu somut vakaların yanı sıra gerek kamu kuramlarındaki gerekse de işyerlerindeki ayrımcı uygulamalar, psikolojik şiddet ve baskı mekanizmaları da artık daha fazla gündeme geliyor. Türkiye’de devlet, erkek şiddeti ve kadın cinayetleriyle ilgili verileri kamuoyuyla paylaşmıyor; konuyla ilgili en istikrarlı ve güncel bilgile­re ise Bianet’in “Erkek Şiddeti Çetelesi” başlıklı veritabanından ulaşabiliyoruz. Bu veritabanın aylık periyotlar dahilinde düzenli olarak güncelleniyor oluşu bile durumun vehametiyle ilgili epey fikir veriyor.
İstanbul’a 2010 yılında Erasmus programıyla gelen Slovakyalı Gabriela (34) ise Türkiye’de yaşadığı ilk birkaç yıl boyunca siyasi ve toplumsal meseleleri çok umursamadığını, zaten durumun şimdiki kadar ağır olmadığını belirtiyor: “O zamanlar yabancılara karşı önyargı yoktu. Burada iyi kar­şılandım, genel olarak herkes çok yardımseverdi. Tabii bazı garip bakışları özellikle erkeklerden görüyordum ama çok dikkat etmiyordum.”
“Bu ülkede iyi bir şey olmayacak, en fazla daha kötüsü olabilir”
Reklam
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.