Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülayşe Koçak

Gülayşe KoçakÇifte Kapıların Ötesi yazarı
Yazar
Çevirmen
7.8/10
76 Kişi
244
Okunma
23
Beğeni
3.829
Görüntülenme

Gülayşe Koçak Gönderileri

Gülayşe Koçak kitaplarını, Gülayşe Koçak sözleri ve alıntılarını, Gülayşe Koçak yazarlarını, Gülayşe Koçak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gülayşe Koçak
Gülayşe Koçak
'ın
Yaratıcı Yazmanın Hazzı
Yaratıcı Yazmanın Hazzı
adlı kitabından sonra ikinci kitabı oldu
Denemedi Demeyin
Denemedi Demeyin
. Sanırım sırada romanları olacak. Bu güçlü kalemin elinden çıkmış romanları da okuma niyetindeyim. Denemedi Demeyin, her ne kadar deneme türünde
Denemedi Demeyin
Denemedi DemeyinGülayşe Koçak · Alfa Yayıncılık · 20179 okunma
Yazdığımız her mektup, henüz doğmamış bir romanın fragmanı olma potansiyeline sahiptir.
Sayfa 160 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Reklam
Zarfa hapsolmuş mektup*, azat edilmeyi bekleyen sestir. * Mektupla kastettiğim, kâğıt üzerinde elle tutulur mesajlar. E-mail'i mektuptan saymıyorum.
Sayfa 154 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Hiçbirimiz kendimizi "ırkçı" olarak tanımlamak veya görmek istemeyiz, ama hoşumuza gitmeyen sıfatları aklileştirmek için uydurduğumuz kalıpların veya açıklamaların hiçbiri, gerçeği değiştirmez. Bu, sadece ırkçılık için değil, hayattaki her şey için geçerli. Olaylara, insanlara, fikirlere zihnimizdeki kategorileri kırabildiğimiz oranda önyargısızca ve açık zihinle yaklaşabiliriz. Ama bu hiç de kolay bir şey değil: Önyargılardan arınmamızın önündeki en büyük zorluk, bize "normal" gelen düşüncelerimizin "önyargı" olduğunu tanıyamamamızdan ileri geliyor. Bu yüzden de tuzaklara düşmemek için herhalde ömür boyu bir çaba, daimi bir sorgulama ve cin gibi uyanık olma hali gerekecek.
Sayfa 141 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
... Kendimiz olmaktan korkmamızın asıl nedeni, şudur: Yabancılaşma hayatı çok kolaylaştırır, çünkü bu sayede sorumluluğu atabiliriz üzerimizden. Kendi olmaktan çıkmak demek, kendi olmanın getirdiği sorumluluktan da çıkmak, demek. Oysa farkındalıklı birer birey olacaksak yabancılaşmış'ın karşıtı bir kelime bulamadım), mecburuz bunun getirdiği sorumlulukları da yüklenmeye. Acı haberlerden kaçınmak o kadar kolay ki! Ama bunlarla yüzleşmek, dahası çözüm de üretmek durumundayız. Bu, yabancılaşmaktan kurtulmanın en zorlayıcı yanı.
Sayfa 138 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
... Soruyorum: Bu toplum renklerin yeniden belirmesine, yeniden duygularına kavuşmaya dayanabilir mi? (Yazarın "Topaç" adlı romanından)
Sayfa 137 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Reklam
Durumu "kapitalizm" klişesi ile açıklamayı asla istemem ama şunu da araya sokuşturmadan edemeyeceğim: Bu yabancılaştırmaların hepsinin bilinçli olduğuna inanıyorum, tıpkı McFalan-filanlarla insanları önce doğal beslenmeye yabancılaştırıp, şişmanlatıp, arkasından ortak-şirketlerle zayıflama ilaçları sattıkları gibi. Veya tıpkı, önce küresel ısınmaya sebep olup, sonra güya çevre dostu arabalar üretmeleri gibi. Veya tıpkı, insanları önce yabancılaştırıp, sonra NLP ve benzeri empati eğitimleri ile bunun üzerinden para kazanmaları gibi.
Sayfa 137 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Yabancılaşma, cehalet, empati...
... Yabancılaşma ile cehalet arasındaki sınır nerede başlar? Doğru dürüst bir şey okumazsan, sadece duymak istediklerinle yetinirsen hayatını pembe-dizilerle geçirir, yani haberdar olmayı reddedersen, tabii ki algılamayacaksın Somali'deki açlığı; o zaman da tabii ki şatafatlı iftar sofralarında, düğün yemeklerinde en ufak bir huzursuzluk hissetmeyeceksin.
Sayfa 137 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Utanıyorum... Beni, şu gezegende misafir edildiğim kısacık süreyi rahat geçirmem için ehlileştirmek ve illüzyonlarında asimile etmek istemelerini anlayabiliyorum elbet. Ama bu amaçla sürekli kendi korkularını, kendi ön yargılarını bana aşılamak, dünyayla ilgili kendi zavallı algılarıyla oluşturdukları kocaman illüzyona beni de inandırmak ve dahil etmek için çabalıyorlar! Hepimiz aynı, hepimiz eşdeğerde, hepimiz koskocaman bir aile, hepimiz BİR olduğumuz halde, beni ısrarla hayali kalıplara sokarak başkalarından farklıymışım ve üstünmüşüm yanılsamasını ben de uyandırmaya çalışacaklar: Şu halktansın, şu milliyettensin, şu dinden, şu etnik kökendensin... Dahası: "İnsan"sın, bütün canlılar arasında en akıllı türe mensupsun - üstünlüğün, kerameti kendinden menkul! Sanki akıl, bir üstünlük kriteriymiş gibi... Sanki üstünlük veya kriter diye bir şey olabilirmiş gibi.
Sayfa 133 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Kibir? Bencillik? Hırs? Salt kötülük?
Hepimiz aynı evrenin çocukları olduğumuza göre, canı yanan veya mutsuz tek bir canlı varsa, herkesin canı yanmaz mı? Savaşlardaki insanlar da eminim hissediyor olmalılar, aynı pençenin sadece farklı tırnakları olduklarını. Öyleyse, niçin birbirlerini sevmiyorlar? Ne bileyim; başkalarına üstelik "hayal bile edilemez" acılar yaşatmayı düşünenler örneğin, o "başkaları"na yaşatacakları acıyı nasıl oluyor da aynı derecede duymayacak olabilirler? Nasıl olabiliyor da sadece kendi acılarını hissedebiliyorlar? Birbirlerine böylesine yabancı olmalarına yol açan, ne olabilir?
Sayfa 125 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Reklam
Depresyon, azap içinde kıvranan kişinin yaşadığı, dünyaya baktığı noktadır.
Sayfa 116 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Terk edilenin acısı, hayatta kalan sevgiliden hafif değil ...
... "Terk edilen," sevgiliyi "hayatta kalan"dan (sevgilisi vefat edenden) da daha temelli bir ebedilikle yitirmiş durumdadır: Kalp kırılmış, yollar ayrılmış, öbür dünyada bile umut yok. Mahşer söz konusuysa; şayet ölüm, ayrılık acısı sona ermeden gerçekleşirse, sarf edilebilecek tek bir cümle kalır geriye: "Mahşerde hesaplaşırız..."
Sayfa 106 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Aşk, biriyle bir olmak, aşk acısı ise yarım bırakılmak...
Sayfa 105 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Mizah, şefkat, sevgi, insan sevgisi, hayvan sevgisi, canlı sevgisi - bunların hepsi arasında açıklayamayacağım bir tür bağ var sanki. Belki de -tıpkı sevgi gibi- mizah duygusu da en başlarda, insanlar arasında bir köprü olarak tasarlanmıştı. Belki de bizler bunun değerini tam bilemedik, galiba da feci şekilde suistimal ediyoruz: En incelikli ve üst boyuttaki mizahı kendimizden farklı olduğunu sandıklarımızı ötekileme, hatta aşağılama aracı olarak kullanabiliyoruz. Oysa mizah birleştirici olmalı, kapsayıcı olmalı; bir fıkra hangi ortamda anlatılırsa anlatılsın, kimsenin canını yakmamalı, kimseyi dışlamamalı.
Sayfa 103 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
Mizah, bizlere sunulmuş çok özel ve çok değerli bir hediye, bir görme biçimi. Mizah her yerde var ve bunu görme melekesi, bizlere, gülmekten veya güldürmekten de öte, çok daha üst bir amaçla bahşedilmiş olmalı: Her lütuf bir sebeple gelir, bir şeyin aracıdır; beraberinde bir sorumluluk getirir. Mizahın belki de gizli anlam ve amacı, sonucunda yol açacağı gülme eylemi yoluyla düşmanlıkların, kırgınlıkların birkaç saniyeliğine de olsa unutulduğu ortak bir sinerjik deneyimin yakınlaştırıcılığını, sıcaklığını tattırmak insanlara.
Sayfa 103 - ALFA, 1. Basım, Temmuz 2017Kitabı okudu
454 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.