1977’de Şam’da doğdu. 1998’de Şam Üniversitesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2004 yılında çocukları yazarı olarak çalışmaya başladı. Yirmiden fazla resim ve metin alanında kitap çıkardı. “My Ego and I” (Sırtımdaki Ağır Yük) adlı kitabı 2013 “Won Alsharjah 6-8 Yaş Çocukları İçin En İyi Kitap” ödülünü aldı. 2009 yılında Şam Anna Lindh vakfında “Kızgın Olduğumda ve Üzgün Olduğumda” adlı hikâyesiyle ödül kazandı. İki kitabı Fransızca ve Türkçe’ye çevrildi.
Diğer renklere baktım ama bulamadım.
Derken üzerimde bir gölge hissettim. Uzaktan göründü. Bir anlık yakaladım. Onda bütün renklerimi gördüm. Benim renklerim beni görmezden geldi ve yoluna devam etti. Onlar benim değildi.
Gökkuşağı gibi rengarenk bir uçurtma yükseklerde uçuyordu. Bütün çocukların aradığı kayıp renkler tastamamdı. Hepsinin hayali bu renkli uçurtmayla oynayabilmekti.
Sırtımdaki Ağır Yük
Kitabın kahramanı Tarık adında tek başına oyuncaklarıyla zaman geçiren bir çocuktur. Her şeyin en iyisine sahip olduğunu, en güzelini kendisinin yaptığını düşünür. İçinde birikenler sırtına yük olur. O yük o kadar ağırlaşmış ve büyümüştü ki arkasına bile yaslanamaz olur. Fakat bir gün paylaşmayı keşfeder, yüklerinden kurtulur. Hafifledikçe arkadaşlığın ve paylaşmanın keyfine varır.
Çizimleri ve ele aldığı konusuyla ben kitabı beğendim. Sadece çocuklar değil, paylaşmayı bilmeyen büyükler de okumalı diye düşünüyorum.
* Yazan ve Resimleyen: Gulnar Hajo
* Yayınevi: Erdem Çocuk
* Sayfa Sayısı: 32
* Yaş Grubu:5+
Nokta’nın Hikayesi #okudumbitti
“Nokta’nın Hikayesi”, sadece bir çocuk kitabı değil, aynı zamanda bir başyapıt. Beyaz bir kâğıt üzerinde yaşayan bu küçük nokta, okuyucuları muhteşem bir maceraya davet ediyor. Nokta, uzun bir süredir aynı yerde kalmaktan sıkılmıştır ve artık harekete geçme zamanının geldiğini hisseder. Cesur bir kararla adım atan
Okul Kütüphanemizde bulunan bu kitabı, sonunda bugün inceleme şansı buldum. Gerçekten çok beğendiğim bir eser oldu.
Bir çocuğun, farkında olmadan düşünceleri sebebiyle artan yüklerinden bahsediyor. Başarılı her çocuk edebiyatı kitabında olduğu gibi, bu kitapta görünen ve dile getirilen hikayenin yanı sıra da örtük mesaj-lar içeriyor. Yalnızlığı tercih eden ve kendini her alanda çok iyi -en iyi- gören Tarık'ın onu rahatsız eden yüklerinden nasıl kurtulduğunu anlatıyor.
Neydi Tarık'ın yükleri? Bencilliği, egoları... Oysa paslatıkça, paylaştıkça yükler daha hafif, sevinçler daha büyük değil mi? İşte Tarık'ın bu farkına varış yolculuğunu anlatıyor bu hikaye.
Yine bir yetişkin olarak, bir çocuk kitabını, yetişkinlere tavsiye ediyorum. Çünkü inanıyorum ki, yetişkin olan bizlerinden çocuklardan daha çok ihtiyacı var yüklerimizi fark etmeye.
Hikayenin çizimlerini de çok sevdim. Sade, karmaşadan uzak ve anlaşılır. Anlamının ve mesajının çok derin kitaplarda görsellerin daha sade ve nokta atışlı olması gerektiğini düşünüyorum.
Gulnar Hajo'nun okuduğum ikinci kitabıydı (Kayıp Renkler) iki kitabında da hayata bakış açısını, hikayelere bakış noktasını çok anlamlı buldum. Umarım başka kitaplarını da okuma şansını elde ederiz (varsa).