Gültekin Yıldız

Osmanlı Askeri Tarihi yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
8.7/10
14 Kişi
67
Okunma
13
Beğeni
1.718
Görüntülenme

En Eski Gültekin Yıldız Gönderileri

En Eski Gültekin Yıldız kitaplarını, en eski Gültekin Yıldız sözleri ve alıntılarını, en eski Gültekin Yıldız yazarlarını, en eski Gültekin Yıldız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Koca Yusuf Paşa'nın Sultan III.Selim'e hitaben kaleme aldığı satırlar, siyasi iradenin o tarihlerde nasıl bir askerî kuvvet hayali kurduğunu açıkça gözler önüne sermektedir: "Bize bir takım asker lazımdır ki, emrimize bağlı, hükmümüzü yerine getirir ola, padişah ulûfesi yiyip, gece ve gündüz tüfeği elinde bıçağı belinde olup, dur dediğimiz vakit dura, git dediğimiz vakit gide, gereğine göre bir yerde beş sene bekleye ve savaştan başka bir işi olmaya. Eğer bizim devletimizde talimli, birbiriyle bağlantılı, düzenli kâfire karşılık verebilecek kadar asker tedarik edilirse, ihtiyaç olduğunda düşmana cevap verip, yedi kralı feth eyleriz."
Sayfa 57 - Timaş Yayınları
Osmanlı Askeriyesi'nde Paralı Askerler
Sekban, levend, deli, tüfekçi isimleriyle bilinen bu savaşçıların tek derdi geçimlerini sağlamak olduğundan, kendilerini istihdam eden ister devlet ister mahalli güç sahipleri olsun, işverenlerine karşı herhangi bir ideolojik ya da manevi bağ hissetmiyorlardı. Sefer zamanı cephede ordunun kalabalık olmasına yarasalar da muharebe performansları oldukça düşüktü. Paraları ödenmediği zaman işi hemen bırakıyor; düşman biraz üstünlük sağlayınca firar ediyor; kendi liderleri dışında kimsenin sözünü dinlemiyorlardı. Standart bir askerî eğitim görmedikleri ve aynı silahları kullanmadıkları için, bunlardan taktik ve stratejik düzeyde etkin büyük birlikler oluşturmak da neredeyse imkânsızdı. Daha ziyade gayrinizami harp şartlarında kullanılmaya elverişli müfrezeler halindeydiler.
Sayfa 58 - Timaş Yayınları
Reklam
Kadrolu askerlerden farklı olarak yılın tamamında maaş almayan, emeklilik ya da işgörmezlik tazminatı gibi özlük hakları bulunmayan, elbiselerinden silahlarına bütün teçhizatlarını kendileri karşılayan sözleşmeli savaşçı toplulukları, kısa vadede cephedeki asker mevcudunu artırmaya çalışan devlet adamlarına cazip geliyordu.
Sayfa 61 - Timaş Yayınları
Hem III.Selim'in Nizam-ı Cedid hem de II.Mahmud'un Asâkir-i Mansure projelerinde, Osmanlı yönetici elitinin ordunun yeninden yapılandırılmasını meşrulaştırmak için kullandıkları anahtar kavram, düşmana ona benzer bir şekilde karşılık vermek (bi'l misl mukabele) olmuştu. Osmanlı sultanları ve devlet ricalinin bununla kastettikleri, karşı karşıya geldikleri Hıristiyan Avrupa orduları hangi silah, teknik ve taktiği kullanıyorlarsa kendi silah güçlerinin de bunlara başvurmasının bir mecburiyet olduğuydu.
Sayfa 65 - Timaş Yayınları
Dönemin meşhur komutanlarından Keçeçizade İzzet Fuad Paşa'nın 93 Harbi'ndeki gözlemlerine dayanarak yaptığı eleştiriye bakılırsa, "kozmografyayı, kimyayı, fizik bilimini, uzay ve yerçekimini, kadastroyu, integral ve differensiyal hesabını bilen subaylar vardı. Fakat sıra bir büyük karakol kurmaya veya bir kol yürütmeye geldiğinde çok güçlük yaşıyorlardı."
Sayfa 96 - Timaş Yayınları
Osmanlı askere alma sistemi, 1846-1909 arasındaki dönemde gönüllü profesyonellikten yurttaş askerliğine doğru bir dönüşüm geçirdiyse de, pratikte hiçbir zaman bütün nüfusu kapsayan umumi bir zorunlu askerlik uygulaması halini almadı. Bunun için, önce II.Meşrutiyet döneminin 1909 tarihli askerlik kanununu ve arkasından da Birinci Dünya Savaşı arefesinde çıkartılıp Türkiye Cumhuriyeti döneminde de büyük değişiklikler geçirmeden yürürlükte kalacak Askerlik Mükellefiyeti Kanunu'nun hayata geçirilmesini beklemek gerekecekti.
Sayfa 108 - Timaş Yayınları
Reklam
89 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.