Gültekin Yıldız

Osmanlı Askeri Tarihi yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
Editör
8.7/10
14 Kişi
67
Okunma
13
Beğeni
1.730
Görüntülenme

Gültekin Yıldız Gönderileri

Gültekin Yıldız kitaplarını, Gültekin Yıldız sözleri ve alıntılarını, Gültekin Yıldız yazarlarını, Gültekin Yıldız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir imparatorluk olarak anılsa da Osmanlı Devleti, 19. yüzyılda kolonizatör güçler arasına katılmadı. Ordusunun ihtiyacı olan insan gücünü, her sınıf lojistik malzemeyi ve enerji kaynaklarını giderek küçülen ülke havuzundan karşılamaya çalıştı. Ayrıca 1768'den 1918'e dek yaklaşık 150 sene boyunca neredeyse bütün muharebeler ülke topraklarında kabul edildi. Böylelikle, savaş lojistiği ve finansmanının ülke ekonomisini tüketici etkisine, sıcak çatışmaların beşeri coğrafya üzerindeki yıkımı da eklenmiş oluyordu. Bunlara, savaş araçlarının hazır mamul olarak ithal edilmesinin maliyeti ile birlikte savaş tazminatları da eklenince, Osmanlılar 19. yüzyılın ortasındaki mali durumlarını tarif için lugatlerine Fransızca crise kelimesine karşılık buhranı sokmak zorunda kaldılar.
Sayfa 48 - Timaş Yayınları
Klasik dönemde denizlerdeki en büyük rakipleri olan İspanya, Venedik ve Portekiz'e benzer olarak Osmanlılar da, hem ülkelerinin jeopolitik konumu hem de hakim unsur olan Türklerin kültürel mirası sebebiyle, tam bir deniz gücüne dönüşemediler, okyanus ölçekli bir büyük strateji geliştirmediler. Bunun bir neticesi olarak, Osmanlılar 18. yüzyılın sonlarından itibaren sadece karadaki komşularıyla değil, başta İngiltere olmak üzere bölgeye yabancı deniz güçleri ile de asimetrik bir rekabet içine girmek zorunda kaldı.
Sayfa 47 - Timaş Yayınları
Reklam
Osmanlı Devleti altı asırlık siyasi ömrü boyunca hep bir kara/ kıta gücü oldu. Pâyitaht İstanbul'un bir liman şehri olmasına ve donanmasının 16. yüzyılda, başta Akdeniz olmak üzere, mücavir iç denizlerde varlığını hissettirmesine rağmen, Osmanlı siyasetinin başlıca askerî enstrümanı kara kuvvetleri idi.
Sayfa 47 - Timaş Yayınları
Rusya'nın artık kendisi için de bir tehlike olduğunu gören Avusturya, 1791 Ziştovi Antlaşması'ndan sonra, Osmanlı ile savaş haline son verse de Rusların artık yardımcı güce ihtiyacının kalmadığı kesindir. Zaten Küçük Kaynarca'dan sonra Rusya, Osmanlı'ya karşı kazandığı her savaş sonunda, daha ileriye uzanmasına yarayacak maddeleri antlaşmalara koyduracaktır. 1792 Yaş Antlaşması Turla Nehri'ni Rusya ile sınır yapınca Özi, Kılburun ve Hocabey; 1812 Bükreş Antlaşması ile de Prut Nehri sınır olunca Hotin, Bender, Akkerman ve Kili elden çıkacaktır. Zaten bundan sonra Rusya'nın kale veya toprak almasına gerek kalmayacaktır. Çünkü sıra Balkan milletlerini Osmanlı'dan ayırmaya gelmiştir ki, bu program 1878'de başarı ile sonuçlanacaktır.
Sayfa 42 - Timaş Yayınları
Küçük Kaynarca, 1878 Berlin Antlaşması'ndan önceki, Osmanlı'nın en büyük kaybının belgesidir. Bu antlaşma ile yalnızca Kırım ve hinterlandı elden çıkmayacak, pâyitaht İstanbul dahil olmak üzere bütün Karadeniz kıyıları Rus tehdidi etkisine girecektir.
Sayfa 42 - Timaş Yayınları
Osmanlı kalelerinde yaşayanların temel gıda maddelerinin, buğday ekmeği, koyun eti, sadeyağ, mercimek, nohut, pirinç, bulgur, soğan, zeytinyağı ve tuz olduğu söylenebilir. Ramazan ayında tayinat miktarının iki kat olarak verilmesi kanun gereğidir. Savaş zamanında ise, tabak-kaşık ile uğraşılmayıp, yalnızca ekmek ve koyun eti verilir.
Sayfa 34 - Timaş Yayınları
Reklam
89 öğeden 91 ile 89 arasındakiler gösteriliyor.