Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gürkan Uluçhan

Gürkan UluçhanBit Pazarı yazarı
Yazar
8.6/10
15 Kişi
35
Okunma
5
Beğeni
929
Görüntülenme

Hakkında

1979'da Lefkoşa'da doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi burada tamamladı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 2000 yılında tamamladı. Lefkoşa'da bir şirkette hukukçuluk ve yöneticilik pozisyonlarında çalıştı. Edebiyat çalışmalarına 1994'te başladı. Filiz Naldöven tarafından kurulan şiir atölyesine katıldı. Naldöven'in yanı sıra Agatha Christie, Edgar Allan Poe, Howald Philips Lovecraft, Bilge Karasu, Elif Şafak ve Faize Özdemirciler'in etkisinde kaldı. İlk kitabı olan, 1994-2003 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşan Cin Seli'ni 2004'te yayımladı. Kitap 32 şiir ve üç bölümden oluştu: "Deja-vu" (1994-2000), "Şiir Ceninleri" ve "Cin-sel" (2000-2003). Hüzün, yalnızlık, karamsarlık duygularını yansıtan şiirler, yayımlandığı dönemde "umutsuzluk hissi verdiği" kanısıyla eleştiriye uğradı, Uluçhan bunun o dönemki ruh hâlini yansıttığını ifade etti. Şiirlerde metaforlar, kapalı bir anlatım ağırlıkla kullanıldı, bazılarında mitolojik motifler yer aldı. Serbest vezinle yazılsa da yer yer kafiye veya mısra içi kafiye kullanıldı. "Şiir Ceninleri" bölümünde görece daha kısa olan şiirlerde zamanın geçiciliğini ele aldı. "Cin-sel" bölümündeyse değindiği konular arasında üçüncü cins yer aldı. Kitabı değerlendiren Banu Altınova, Uluçhan'ın şiirlerinin "hem muhteva hem biçim özellikleri yönüyle özgün" olduğunu ifade etti. 2004 yılında Emaa 1. Genç Öykücüler Yarışması'na katılan Uluçhan, "Akıl Hastanesi" öyküsüyle üçüncülük aldı. Uluçhan'ın ilk romanı olan Ahna Kitabı 2005'te yayımlandı. Uluçhan'ın Mart 2002-Haziran 2005 tarihleri arasında kaleme aldığı roman, Kuzey Kıbrıs'ın Düzce (Ahna) köyünde geçer. Postmodern bir yapıya sahip roman, savaş konusunu farklı yönlerden işler. Kitapta olaylar ev, mezarlık, kilise, çeyiz sandığı, paskalya yumurtası gibi nesnelerin ağzından anlatılır. Mihrican Aylanç'ın değerlendirmesine göre "Bu romanda da postmodern eğilimlerin modern romandan ayrılan en önemli özelliklerinden olan usun sınırlarını zorlayan, üçüncü yeni çizgileriyle belirgin bir farklılığı ortaya koyan yapı hemen dikkat çeker." Aylanç böylece romanı Kıbrıs Türk romanında Mehmet Yaşın, Özden Selenge gibi isimlerle bağlayan postmodern eğilimin, tematik olaraksa 2000'lerden itibaren yeniden ağırlık kazanan savaş temalı edebiyatın parçası görür. 2013'te yayımladığı ikinci romanı Keçiboynuzu ise ilk romanı doğrultusunda yine postmodern bir tarza sahiptir, metnin yazılma sürecine dair emareler romana dâhil edilmiştir. Polisiye roman türünün Kıbrıs Türk edebiyatındaki "ender" örneklerindendir.
Doğum:
Lefkoşa, 1979

Okurlar

5 okur beğendi.
35 okur okudu.
2 okur okuyor.
9 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Aşk ne kadar kısa ve unutmak ne kadar uzun." Pablo Neruda
Sayfa 15 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
"Uzaktan seviyorum seni. Kokunu alamadan, Boynuna sarılamadan, Yüzüne dokunamadan, Sadece seviyorum. Öyle uzaktan seviyorum seni. Cemal Süreyya
Sayfa 9 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Mutsuzluğunun bir nedeni de kendini acıya ikna etmiş olman. Oysa geçip gitmesine izin versen, kendine ne yaptığının farkına varsan, kolayca huzurda ve dinginlikte kalabileceğini göreceksin. Belki daha sonra hatırlayacağın şeylere öylesine derin acı anlamlar yüklüyorsun ki, bir şekilde hepsinin sende kalıcı olmasına neden oluyorsun. " Marcus Aurelius
Sayfa 165 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
"Ben burada, bu cehennem haritasının en yırtık yerinde üşürken, sen ne yapıyordun acaba?"
Sayfa 81 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
"En sevdiğim çiçeğin papatya olması tesadüf değildi. Acıtırdı, kanatırdı, yaralardı, yaranı deşerdi hattâ ; ama ölümüne dürüsttü."
Sayfa 166 - İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
362 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Sevgilisinden ayrıldıktan sonra alkollü bir vaziyette araç kullanıp kaza yapan ve bu ilginç kaza sonucu Rehabilitasyon merkezi ile cezaevi arasında bir seçim yapması gerekince , rehabilitasyon merkezini seçen ana karakterin, bu merkezde kaldığı süreçte psikologunun önerisi ile vazgeçemediği, unutamadığı eski!  sevgilisine yazdığı mektuplardan oluşan bir aşk romanı Bit Pazarı. Gittiği ülkelerde, şehirlerde bit pazarlarından topladığı oyuncaklar ile oyuncak kolleksiyonculuğu yapan  ana karakterin en sevdiği oyuncak ise Pembe Panter. Ayrıca üç yıl boyunca bir ayrılıp bir tekrar birlikte olmaya karar verilen, vazgeçilemeyen, unutulamayan sevgiliye taktığı isim Pembe Panter. Roman da  ; üç yıllık o süreci sevgiliye yazılan mektuplarla anlatırken, bir taraftan da rehabilitasyon merkezin de onunla birlikte kalan kişilerle olan arkadaşlığı ve onların hikayesinin de anlatımından oluşuyor. Güller ve Dudaklar, Gurme, Nizam İntizam, Pinokyo, Atom Karınca'nın da hayli ilginç hikayelerine tanık oluyorsunuz. Pembe Panter ile ya da onsuz gidilen şehirler ve bu seyahatlerde yaşanılan anılar ile sıra dışı bir aşk romanı. Romanın en vurucu kısmı ise sonuydu bence, böyle bir son beklemiyordum doğrusu.
Bit Pazarı
Bit PazarıGürkan Uluçhan · İkinci Adam Yayınları · 021 okunma
362 syf.
·
Puan vermedi
İlk olarak kitabın kapak tasarımına bayıldığımı söylemeden geçemeyeceğim. Kitabımız sevgilisinden ayrıldıktan sonra alkollü araç kullanarak kaza yapan, bunun sonucu olarak rehabilitasyon merkezinde yatmaya karar veren bir yazarın eski sevgilisine yazdığı mektuplardan oluşuyor. Her ne kadar ilk bakışta mektup falan diyince aşk romanı gibi görünse de bence psikolojik yani da epey ağır olan bir kitap. Ben sanırım bu psikolojik yönü çok sevdim. Ayrıca kitapta yazardan ziyade rehabilitasyon merkezinde kalan diğer karakterlerinde kişiliğine değinilmesini ben çok beğendim. Yine benim kitapta en beğendiğim kısım her mektubun başına iliştirilmiş ünlü yazarlar, şairler vs den alintilama yapılmış olmasıydı. Peki ya o nasıl sondu? Kapağı kapatınca ufak bir şok yaşadım.
Bit Pazarı
Bit PazarıGürkan Uluçhan · İkinci Adam Yayınları · 021 okunma
362 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
bit pazarı
Merhaba arkadaşlar bugün size BİT PAZARI ile geldim. Çeşitli yarışmalardan ödüller dereceler alan başarılı yazarımızın Kıbrıs’da şiir,novella, öykü,roman ve polisiye romanı türlerinde kitapları yayımlanmıştır. Türkiye‘de yayımlanan ikinci kitabı olan #bitpazarı kitabından bahsedeceğim size Kitapda da en çok dikkatimi çeken karakterlerin hiç birinin isminin olmaması hepsinin karakterine uygun takma isimleri var baş karakterimiz “Yazar” sevgilisi “Pembe Panter” en yakın dostlarından “Şiirden Düşen” isimler karaktere uygun şekilde verilmiş hep… Geçirdiği kazadan sonra ya hapse ya rehabilitasyonu seçmesi gereken Yazar rehabilitasyon merkezini seçiyor ve orada kaldığı süre zarfında kendiyle ve yaşadıklarıyla yüzleşiyor. Rehabilitasyon merkezinde ki yeni arkadaşları ile yaşadıkları, Pembe Panterle yaşadıklarını ve travmasını atlatmaya çalışırken bir yandanda Gothika’nın önerisiyle mektuplar yazmaya başlar ve Pembe Panterle yaşadıklarını kaleme alır…. Sonu hiç beklemediğim bir şekilde gerçekleşti hala şaşkınım beklemiyordum bu sonu gerçekten kalemi çok güzel ve çok akıcı yazarımızın sanki oturup dertleşiyormuşuz gibiydi özetle ben çok sevdim eminim sizde çok seversiniz okuyun… okutun…. “Bu saatten sonra farklı hikayelerin farklı kahramanlarıyız. Herkes kendi hikayesinin başrolünde.” Özlemek, ölümün kıyısında gezinmek gibi bir şey. Bazı aşklar bitmek için yaşanırmış, çünkü bazı âşıklar sadece gitmek için yaratılmış. Gideceksen, gözlerimde gölgesini unutma gözlerinin. Onları da al götür.
Bit Pazarı
Bit PazarıGürkan Uluçhan · İkinci Adam Yayınları · 021 okunma