Beyazid'in İran şahına sığınması, onu sadece uluslararası bir rekabet dolayısıyla Tahmasb'ın oyuncağı yapmamış, aynı zamanda bundan istifade etmek isteyen herkesin iştahını kabartmıştı.
Mustafa daha önce Venediklilere gönderdiği mektup gibi içeride de kendisine taraftar olabilecek devlet adamlarından -en azından babasının ölümünden sonra olmak üzere- yardım talep etmekten geri durmadı. Söz gelimi Erzurum Beylerbeyi Ayas Paşa'ya gönderdiği mektubunda yazdıkları babasının ölümünden sonra kardeşlerinden önce kendi hakkı olması hasebiyle tahta geçme planlarını göz önüne seriyor.
Nitekim Selim'in Osmanlı tahtına oturduğunu duyan Ahmed ilk iş olarak tahtın kendi hakkı olduğuna, daha önce büyük olarak veliaht tayin edilmesine istinaden adına sikke kestirip hutbe okutarak babası II.Bayezid'den sonra şimdi de yeni hükümdar olan kardeşi Selim'e karşı muhalefetini başlatmış oldu.
Uzun ve meşakkatli bir mücadele sonunda Cem'in 1495 yılında bertaraf edilmesinden sonra ancak rahat bir nefes alan II.Beyazid'in hükümdarlığının son zamanlarında yaşına da bağlı olarak çocukları arasındaki rekabetin başlaması II.Mehmed'in kanunnamesinin yarattığı sorunların hala devam ettiğini göstermekteydi. Ancak II.Bayezid'in son yıllarında başlayan bu yeni mücadele sadece şehzadeler arasındaki bir rekabet değil aynı zamanda Osmanlı hükümdarı olan babalarına karşı da bir muhalefet girişimiydi. Bu bakımdan şanssız II.Bayezid, hem hükümdarlığının ilk senelerinde kardeşinin hem de son senelerinde çocuklarının muhalefetine maruz kalmış ilk ve tek Osmanlı hükümdarı olarak tarihe geçecekti.
Şehzâdenin gözleri yavaş yavaş kapandı. Nefes almıyordu. Ayağının seğirmesi de durmuştu. İsimsiz, mekânsız ve zamansız bir yoksuzluğun hâkim olduğu boşluktaydı.