"HUDDAM" (hizmetçiler) adı altında "CİNCİ HOCA"ya bağlanan bu cinler sayesinde hastalıklarını iyileştirildiği, kötülüklerin defedildiği ve birtakım doğaüstü olayların meydana getirildiği varsayılmıştır. Bu gibi inançların halk arasında ne kadar yerleşik ve köklü olduğunu anlamak için, günümüzde bazı "CİN FİKİRLİ" şaklabanların "EMRİM ALTINDA VEYA NİKAHIM ALTINDA CİNLERİM VAR" diye ortaya bir yem atıp ardından binlerce insanı dolandırarak nasıl zengin olduklarını hatırlamak bile yeterlidir.
Anadolunun birçok yöresinde, cinlerin kötü etkisinden korunmak için, mesela hava karardıktan sonra ağaç altına kirli su dökülmez, çünkü cinlerin ağaç kovuklarında oturduklarına inanılır.
İnanç faktörü, insan hayatında iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Eğer kendinizi bu cin-peri masallarına iyice kaptırırsanız, sonunda kendinizi birtakım parazit tesirlerin yumaklaştığı bir an kovanı içine sıkışmış olarak bulursunuz. Ama, inancın bir de olumlu yönü vardır. Kendinize olan güveniniz arttıkça, sizden kaynaklanan ve sizi bir zırh
Crowley'in aşırı içki ve uyuşturucu kullanma alışkanlığının yanı sıra, okul yıllarından kalma vazgeçemediği homoseksüel ilişkileri, cinlerle irtibat kurma yöntemlerinde tuhaf usuller icat etmesine yol açmıştı.
1914 senesinde Paris'teki çalışmalarında tanrı Jüpiter ve Hermes'e bağlı cinleri ele geçirmek bahanesiyle gözüne kestirdiği bir erkekle günlerce odasına kapanmış, ama sonunda sarhoş ve bitkin bir halde cinleri elinden kaçırdığını söylemişti. Birlikte cinlerin güçlerine sahip olacağız diyerek kandırdığı kadınlar ve erkeklerle düzenlediği toplu seks alemlerinde bol miktarda içki ve uyuşturucu kullanması bir yana, Crowley'in bu alanda yaşamış en renkli kişilerden biri olduğu muhakkaktır. Günümüzde bazı cemiyetlerde Crowley'in gelmiş geçmiş en büyük üstad olduğu kabul edilmekte ve dolayısıyla onun icat ettiği cinsel sapıklıklarla dolu cin çağırma ayinlerine de devam edilmektedir.