Hamza Andreas Tzortzis

Hakikatin İzinde yazarı
Yazar
8.9/10
70 Kişi
217
Okunma
75
Beğeni
4.154
Görüntülenme

En Eski Hamza Andreas Tzortzis Gönderileri

En Eski Hamza Andreas Tzortzis kitaplarını, en eski Hamza Andreas Tzortzis sözleri ve alıntılarını, en eski Hamza Andreas Tzortzis yazarlarını, en eski Hamza Andreas Tzortzis yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Schweiser’in çalışması oldukça incelikli bir çalışma. Mizoteizmi, agnostik mizoteistler, tam mizoteistler ve siyasi mizoteisler olarak tasnif ediyor. Schweiser’in ana fikrini şöyle hülasa edebiliriz: Mizoteist, şu kilit sorudan hareket eder: İnsanlık ne yaptı da Tanrıyı ve onun mahal verdiği kötülükleri ve ıstırabı hak etti? Benim tecrübeme göre,
Ümit, bir şeyin vuku bulmasına dair bir beklenti ve arzu olarak tarif edilir. Hepimiz güzel bir hayatımızın olmasını, sağlıklı olmayı ve iyi bir işimizin olmasını arzularız, ümit ederiz. Nihayetinde hepimiz, ebedî ve mutlu bir hayat sürmek isteriz. Hayat öyle muhteşem bir nimettir ki hiç kimse, kendi varlığının sona ermesini istemez. Benzer bir
Reklam
Ateizme göre, nihai adalet ulaşılamaz bir hedeftir, hayat dediğimiz çölde bir seraptır. Ahiret olmadığına göre, insanların hesaba çekileceği yönündeki bütün beklentiler nafiledir. 1940ların Nazi Almanya’sını düşünün. Eşinin ve çocuklarının gözleri önünde katledilen Yahudi bir kadının gaz odasına atılma sırasını beklerken adaletten ümidi kalmamıştır. Naziler nihayetinde mağlup olmuş olsalar da, adalet, bu bayanın ölümünden sonra vuku bulmuştur. Ateizme göre bu bayan şimdi hiçbir şey, sadece maddenin farklı bir şekle dönüşmüş halinden ibaret. Cansız bir varlığı teskin etmeniz de mümkün değil. Fakat İslam, herkese İlahî adaleti vadediyor. Hiç kimseye adaletsizlik yapılmayacak ve herkes hesaba çekilecek: "O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir."(Kur’an, 99:6-8) "Allah, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez." (Kur’an, 45:22)
Felsefi natüralizmin nazarında hayat, bir annenin çocuğuna bir oyuncak vererek sebepsiz yere geri almasına benziyor. Hayat, şüphesiz, muazzam bir nimettir. Fakat tecrübe ettiğimiz bütün zevkler, neşeli arılar ve sevgi, bizden alınacak ve ebedind yok olacak. Ateist, İlahî olanı ve ahireti reddettiğine göre, dünyada tecrübe edilen bütün güzellikler de yok olacak. Daimî bir mutluluk, sevgi ve neşe için ümidimiz yok. Fakat İslam ile bu müspet tecrübeler ahiret hayatında zenginleşerek devam eder: "Orada kendılerı için diledikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.." (Kur’an, 50: 35) "Güzel iş yapanlara (karşılık olarak) daha güzeli ve bir de faylası vardır. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne de bir zillet. Işte onlar cennetliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.."(Kur’an, 10:26) "Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır."(Kur’an, 36:55-58).
İslam nokta-i nazarından baktığımızda Allah, bize değerimizi anlamamız, ahlakî hakikatimizin farkına varmamız için doğuştan gelen bir temayül bahşetmiştir. (bkz Bölüm 9). Bu temayüle fıtrat denir (bkz. Bölüm 4). Nihai değer hususundaki iddiamız geçerlidir çünkü Tanrı bizleri bir gaye üzerine yaratmış ve yarattıkları arasından bizleri imtiyazlı
Diğer bir itiraz, Tanrı’nın bize bir değer verdiğini kabul etsek bile bu değerin tarafsız değil sübjektif (öznel) olacağını çünkü O’nun kendi bakış açısına göre karar vereceği iddiasıdır. Bu görüş, sübjektivitenin (Öznelliğin) ne demek olduğunun doğru anlaşılmamasından kaynaklanıyor. Sübjektivite, bir ferdin kısıtlı aklî kabiliyeti ve/veya
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.