Evrendeki her oluşum ve olaya, varlıkta görünen akıl almaz düzene, işleyişe ve mükemmeliğe bakarsak bunların aslında Yüce Allah'ın ilmi, iradesi, kuvvet ve kudretinin bir tecellisi olarak görmemiz gerekir.
Evet bütün bu bilim adamlarını ve yaptıklarını araştırma ve buluşları öğrendikten sonra bugün, çoğu geri kalmış ülkeler arasında sayılan İslam toplumlarının geri kalmalarını İslam'a bağlamak ne kadar kötü ve bahtsız bir hatadır.
Peki ama neden 14. yy'dan sonra İslam alemi bilimsel alanda geri kaldı? Neden Ortaçağ Avrupası Rönesans ve Reform hareketlerini başlatıp bilimsel alanda dev adımlar atarken İslam alimleri bilimsel konulardan elini eteğini çekti? Bu soruların cevabını verebilmek için ayrı bir araştırma gerektirir. Ancak bizim burada vereceğimiz tek cevap, 14. yy sonrası yetişen İslam alimleri Kur'anı Kerim'de ısrarla vurgulanan ilmin, yalnızca din bilimleri olan Kur'an hadis kelam akaid... ve tasavvuf olduğunu; diğer matematik fizik kimya tıp... ve astronomi gibi bilimlerin Kur'an da bahsedilen ilimle ilgili olmadığını İslam alemine dayatmalarıdır.
Maddeyi mutlak varlık sanan büyük bir yanılgı içerisindedir. Gerçek olan varlık ruhtur, madde ise sadece ruha hissettirilen hayallerden ibarettir. Ruhun kaynağı ise Allah'tır.