9.0/10
2 Kişi
5
Okunma
0
Beğeni
833
Görüntülenme

En Beğenilen Hasan Horkuç Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Hasan Horkuç sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Hasan Horkuç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir nevi tasarım temelini oluşturan drama sanatından ilham alan Risale-i Nur'a bir bina gibi yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Aslında, Risale-i Nur sadece bir bina değildir, onun yerine büyük müellifin kariyer hayatı boyunca değişik noktalarda kurulmuş büyük binalardan meydana gelen bir komplekstir. Her ne kadar son yıllarda onu ortaya çıkarmak için bazı teşebbüsler olmuşsa da Batida håla büyük ölçüde bilinmemektedir. Onun yerine kumlar altında kaybolan ve tuğlaları gitgide ortaya çıkan muhteşem bir çöl sarayına benziyor. Böyle olunca da kompleks hâlâ büyük ölçüde dokunulmamış halde duruyor.
Sonuç olarak Said Nursî vefat ettiğinde, bir buçuk milyondan fazla olduğu tahmin edilen çok sayıda Nurcu talebeleri ile birlikte Türkiye'de metin temelli iman hareketinin en güçlü kurucusu olarak biliniyordu. Mücadele, sıkıntı ve zorluklarla dolu bir hayata rağmen, yirminci yüzyılın en etkin Müslüman âlimleri ve felsefecilere destek veren, arkasında İslâm dünyası ve ötesinde milyonlarca insana ilham olmaya devam eden bir eser bırakan Said Nursî tartışmasız bir şekilde Türk İslâm'ının çehresini ilânihaye değiştirdi.
Reklam
Tarikat geleneğinde eğitim almış olmasına rağmen Said Nur si, bu tarikatlara karşı bir tavır içindeydi. Çünkü o, Müslümanların gönüllerine yeniden iman aşılamanın, ilahinin kendisini gösteriş biçimine dair spekülasyonlardan çok daha önemli olduğuna inanıyordu. Buna rağmen, Kur'ân anlay şi ve yorumu, mistik tarzın damgasını taşımaktadır.
Said Nursi'nin İttihad-ı İslâm'a karşı gözlemlediği engeller den birisi Doğunun insanları arasında Batının milletlerini taklit etme tutkusuydu. “Bir ihtiyar hocaya tango bir kadın libası giydirilmediği gibi, körü körüne taklit dahi çok defa maska ralık olur" (Nursî, Mektubat, s. 454), Çeşitli risalelerinde Said Nursî, Asya ülkelerinin, Avrupa'yı körü körüne taklit etmesi rini eleştirir. Ona göre Doğunun insanları sonuç olarak karak terlerini yitiriyorlardı. Bu Said Nursi'nin Avrupa tarafından üretilen her fikir ve yeniliği reddettiği şeklinde anlaşılmamalidir. Doğrusunu söylemek gerekirse Said Nursi, Avrupanin cumhuriyet ve meşrutiyet dahil olmak üzere bir çok demokratik ve insanî kurumlarının taraftarıydı. Onun reddettiği, Batinin niteliksiz ideolojilerinin İslâm toplumlarının üzerindeki etkisi düsünülmeden kendi hatırına benimsenmesidir.
İnsanoğlunun yaratılışı, sadece Yaratıcının varlığını kabul etmesi ve bir takım ibadetler yoluyla onun kanunlarina itaat etmesi amacına bağlı değildir. Said Nursi için Allah kabul edilmesi gereken bir prensip ya da itaat edilmesi ken kanunlar koyan birisi değildir. Kur'ânda tasvir edilen Allah; sonsuz, hiçbir kayıtla mukayyet olmayan (mutlak), teorik açıdan (künhüyle) anlaşılamaz ve nihai olarak bu kavramlar gerçek anlamı çerçevesinde idrak edilemez bir Zât olduğu halde, O, yarattığı mahluklar ile bilinebilir ve daha da önemlisi, onun hakikati Allah'a yaklaşmaya muktedir olan ve doğrudan Allah ile bağlantılı olarak (imago Dei) yaratıldığından dolayı, kendi varlığının hakiki kaynağı olan Zât ile iştirak edebilme kapasitesi taşıyan insan tarafından tedricen idrak edilebilir. Kur'ån tarafından ima edilen ve Risale-i Nur'un da bu yüzden üzerinde durduğu kozmolojide, bir tecelliden ibaret olan insa nin yaratılış gayesi, kendisinde tecelli eden Zat'ı idrak etmesi ve anlamasıdır. İnsan bu vazifeyi icra ederek, kendi varlığının, varoluşla ilgili muammasını çözecektir.
Gerçekten birçok felsefeci farklı şekillerde de olsa ilâhlara ibadet etmişlerdir. Rijson, hayatın kendisini bir ilâh olarak görürken, Darwin, evrimi ilâhlaştırmıştır. Hegel, mutlak ruhu ilâh kabul ederken, Marks, diyalektik materyalizmi rab olarak tanımıştır. Durkheim'ın ilahlaştırdığı toplum,Freud'un takdis ettiği cinsiyet, Sarter'ın putlaştırdığı ferdin vücudu, zikredilen ilâh şekillerinden bazılarıdır. Bütün bunlar, kâinat sarayında Allah'ın yarattığı ve icad ettiği sosyal, hayatî, insanî ve kevnî fiil ve hareketlere takılan adlardan başka birşey değildir (Ubayd, 'Methods of Teaching in the Risale-i Nur, s. 250).
Reklam
19 öğeden 11 ile 19 arasındakiler gösteriliyor.