Hervé M. Abajoli Sözleri ve Alıntıları
Hervé M. Abajoli sözleri ve alıntılarını, Hervé M. Abajoli kitap alıntılarını, Hervé M. Abajoli en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Bazı insanlar hiç ruhsal gelişme göstermeden ölüp giderler demek istedim. Genelde korkak olanlardır onlar. Güvende hissetmek, yaşamaktan önce gelir bunlarda. Hemen her zaman bir çuval paranın üzerine otururlar, kendilerine zarar vermeyeceklerinden emin oldukları sahte arkadaşlar edinirler. Erkekleri genelde hayatının amacını daha fazla para kazanmak üzerine kurar. Kadınları da çocuklarına ihtiyaç duyduklarından fazla ilgi gösterir, en sofistike lezzetleri nerede bulacaklarını bilmelerini kültürlü olmanın şartı zanneder. Kısacası böyle insanlar yaşlanmaz eskirler, seksen yaşında bile olsalar olgunlaşmazlar ve egolarına prangalanmış bir hâlde göçüp giderler.”
Sayfa 97Kitabı okudu
“ Doğru kulağa hoş gelmez, kulağa her hoş gelen doğru değildir.
İyi insanlar anlamsız tartışmaz,
Öğrenme amacı olmadan tartışan insanlar iyi değildir.
Bildiğini sanan kişi öğrenmemiştir, öğrenmiş kişi bilmez.
Bilenler konuşmuyor, konuşanlar bilmiyor!”
Sayfa 41Kitabı okudu
İçinde hiç kimsenin yaşamadığı bir ev zamanla yıkılmaya meyleder.
Sayfa 48Kitabı okudu
Artık insanların değer yargısı sakatlanmış, her şeyin fiyatını biliyorlar da hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Sayfa 84 - Bilinçdışı Yayınları
İster inançlı biri olun, Tanrı, kader diye isimlendirin, ister bilimin akılcılığını kabul etmiş olun ve olasılık, şans, evrim diye nitelendirin, kör bir saatçi milyarlarca yıl önce en mükemmel işini çıkardığı hiç aksamayacak kusursuzlukta bir saat imal edip zembereğini kurup bırakmıştır.
Sayfa 44
Carl Gustav Jung
Tutkularının cehenneminden geçmemiş bir insan hiçbir zaman onların üstesinden gelemez çünkü o zaman, o tutkular komşu kapıda pusu kurarlar ve herhangi bir anda kıvılcımlanarak insanın kendi evine saldırırlar. Bir şeyden vazgeçersek ve bir şeyi geride bırakıp onu iyice unutursak, görmezden geldiğimiz şeyin güçlenerek geri dönme tehlikesini oluşturmuş oluruz. Bilincimize getirmediğimiz her şey karşımıza kader olarak çıkar.
Carl Gustav Jung
Görüşünüz ancak bakışlarınızı kendi yüreğinize çevirebilirseniz aydınlanır. Dışta her şey çatışır durumdadır ancak içeride bir uyum içinde birleşebilir. Dışarı bakanlar düş görmektedir, uyanık olanlar içer bakanlardır.
“Hayata geçmesine müsade etmediğimiz potansiyel kötü enerjimizle yüsleşir ve kabullenirsek, onu bilinçdışından bilince çıkarmış oluruz ki bu da iki zıt kutup arasında akışı dengelenmeyi sağlar. Böylece ruhun gelişimine katkıda bulunarak olgunlaşmasına yardım ederiz. Eğer o kötü enerjiyi inkar edersek ya da kötülük yapma duygularımızı yok sayar ve bastırırsak bilinçdışında kalmış nur topu gibi bir kompleks sahibi oluruz,o kadar.”
Sayfa 178Kitabı okudu
Her şey birbiriyle ilişkilidir. Gök ve yer, hava ve su. Her şey ancak bir şeydir ne iki ne üç ancak bir. Birlikte olmadıkları yerde yalnızca tamamlanmamış bir eser vardır. Tıpkı gökyüzünde yıldızların olması gibi insanın içinde de yıldızlar vardır. Evrende hiçbir şey yoktur ki benzeri mikrokozmosta bulunması.
Matematiğin çözemediğini sezgi çözer. Akıl ülkesinin sınırının bittiği yerde gönül ülkesi başlar. Akıldan gelen bilgilerin ötesinde sezgiden gelen bilgiler vardır ki önemli olan da asıl bu bilgilerdir.
Blaise Pascal
Sayfa 37Kitabı okudu
Stavrogin, inanırsa inandığına inanmaz, inanmazsa inanmadığına inanmaz.
Sayfa 58 - Dostoyevski’nin Ecinniler romanının başkahramanı için söylediği söz.
"insanlar sırtları dönükken arkalarından yapılan dedikodudan asla ölmezler"
Sayfa 15 - GabrielKitabı okuyor
Ya sonra?
"Bilinçdışını bir okyanus olarak kabul edersek, bilinçlilik hali dediğimiz şey bu okyanusun üzerinde aniden beliren volkanik bir adaya benziyor. Gözünün önüne dünyamızı getir ama tamamı denizlerle kaplı olsun. Şimdi bir yerinde mesela Yeni Zelanda boyunda bir adanın yüzdüğünü gözünde canlandır. İşte bu ada bilinçtir. Emsalsiz büyüklükteki bilinçdışı okyanusu üzerinde yüzen ve bu okyanusun tabanına bağlı küçük volkanik bir ada. İşte insanlar hayata bilinçsizlikten doğarken bilinçle donatılıp yaşları ilerledikçe bu bilinçlilik hâlleri gelişip serpilir."
"Ya sonra?"
Sofia hafifçe gülümsedi. “Adanın batıp gitmesi gibi biz de ölür gideriz. Dünyadaki varlığımızın son bulmasıyla beraber fiziki dünyayı algılama organımız olan bilinç de yok olur, çünkü onun bilinçdışı gibi zaman ve mekândan bağımsız bir sürekliliği yok."
Sayfa 142Kitabı okudu