İran asıllı gazeteci, yazar (İstanbul 1870-Ankara 1942). Ailesi 1850'de İsfahan'dan gelerek İstanbul'a yerleşti. Rüştiye, Mülkiye ve institution Française'de bir süre okudu, ingilizce dersleri aldı, iran'da Horasanlı Hacı Rı-zakuli ve Tebrizli Hacı Mirza Mehdiden arapça ve farsça öğrendi. 1894'te Türkiye'ye dönüp ikdam gazetesinde yazmaya başladı. Mahmut Celalettin Paşa'nın çocukları Prens Sabahattin ve Lutfullah'a ders verdiği sırada onlarla birlikte Avrupa' da bulundu. Dönüşünde Düyunu umumi-ye'de çevirmen oldu. Galatasaray ve istanbul Üniversitesi edebiyat fakültesi'nde iran edebiyatı tarihi ve farsça okuttu. Aka Mirza Ali Ekber Han ile istanbul'da Sürüş gazetesini çıkarttı. Mütareke döneminde türklük aleyhinde oldukları gerekçesiyle üniversiteden ayrılması istenen profesörler arasındaydı. Başta Servet-i tünün olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde şiir ve makaleleri yayımlandı. Başlıca yapıtları: makalelerini topladığı Neva-yı sarir (1899), Talim-i lisan-ı farisi (1915), Zerdüşt-name (1916), Hediye-isal( 1919), Kervan-ı ömr (şiir, 1926), Rıza Tevfik'le birlikte çevirdiği Tercüme ve şerh-i hal-i Ömer Hayyam (1927) ve Fransızca-türkçe hukuki ve medeni lügat (1934).
❝Gençlik bir kitaptı, okuduk bitti;
Canım bahar geçti çoktan, kış şimdi.
Hani sevincin, o cıvıl cıvıl kuş?
Nasıl, ne zaman geldi, nasıl gitti? ❞
Rubailer,
Ömer Hayyam
Bahçemizin halinden,
Baharımı kıyasla.
Zambaklar verem olmuş,
Kırmızı güller yasta.
Eller yüzler simalar,
Resimler aynı değil.
Baharlar bile değişmiş,
Artık her şey bir başka.
Hayyam ı anlamak için tasavvufi donanıma sahip olmak gerek diye düşünüyorum. Bu sebeple Rubaileri okurken Hayyam ın tasavvuftaki ifade edilen hal ile dile geldiğini düşündüğüm Yaradana naz ve sitem içeren bu dizeleri keskin gelebilir.
Şu durmadan kurulup dağılan evrende Yaşam ve ölümü varla yok arasında tanımlayan Hayyam ın da dediği gibi alacağın bir nefes o da boş, o da boş....
Herşey bir gün dağılıp gidecek diyor ve: Dağılmadan, yanılmadan, varı yok, yoku var bilerek okumanızı diliyorum...
Rubailer Ömer Hayyam'in önemli eseri.
Ömer Hayyam, Nizamul Mülk ve Hasan Sabbah ile okul arkadaşı.
Astronomi alanında çalışmaları var.
Rubailer konusu genellikle şarap dünyanın geçicliği .
Bazı rubailer çok anlamlı
Tavsiye ederim
İyi okumalar
Ömer Hayyam ve neredeyse 10 asırlık bin yıllık rubailer, o değilde rubailer Hayyamında sevdiği şarap gibi,sanki bekledikçe ballanmış yılladıkça güzelleşmis... "Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen;
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık;
Umudumu rahmetine bağlamışım ben "