Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İbrahim Sarıçam

İbrahim SarıçamHz. Muhammed ve Evrensel Mesajı yazarı
Yazar
9.0/10
254 Kişi
1.383
Okunma
60
Beğeni
5,6bin
Görüntülenme

İbrahim Sarıçam Gönderileri

İbrahim Sarıçam kitaplarını, İbrahim Sarıçam sözleri ve alıntılarını, İbrahim Sarıçam yazarlarını, İbrahim Sarıçam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bana arkadaşlığında ve malında en emin kimse Ebubekir'dir. Rabbımdan başka dost edinmiş olsaydım Ebubekiri edinirdim. Fakat Islam kardeşliği vardır, o benim arkadaşım ve kardeşimdir..." diye dile getirmiştir Hz.Peygamber (sav).
Sayfa 85
Hz. Peygamber ümmetimin ümmetime karşı en merhametlisi Ebubekir'dir buyurmuştur. Çok merhametli olduğundan kendisine "evvah" lakabı verilmiştir.
Sayfa 82
Reklam
..Resûlullah'ın vefatından sonra Hz. Fatıma Hz. Ebubekir'den babasının mirasını istemiş ancak Hz. Ebubekir, Hz. Peygamber'in "Biz Peygamberler miras bırakmayız, bıraktığımız sadakadır " sözüne dayanarak onun teklifini reddetmiştir. Hz. Fatıma bu yüzden Hz. Ebubekir'e vefatına dek dargın durmuştur.
Sayfa 72
Hz. Ebubekir devlet işlerinde Hz. Peygamber'den kendisine intikal eden mührü, şahsi işlerinde ise "Ni'me'l-Kâdiru Allah"(Allah ne güzel kâdirdir) nakşını taşıyan mührünü kullanmıştır.
Sayfa 72
...kızı Hz. Aişe'ye Resûlü Ekrem'in yanına defnedilmesini vasiyet etti. Altmış üç yaşında olduğu halde Allah'ın rahmetine kavuştu. Hz.Peygamber'in yanına defnedildi; başı, onun omuzları hizasına konuldu. Hilafeti iki yıl üç ay on gün sürmüştü.
Sayfa 63
Sıddık...
Fakat, Hz. Ebu Bekir, "Eğer bunu Muhammed (sav) söylüyorsa doğrudur" karşılığını verdi.
Sayfa 17
Reklam
Müslüman olduktan sonra Hz. Peygamber ona Abdullah adını verdi.
Sayfa 5
Allah verdiği derdin şifasını da verir.
Sayfa 393 - Buhari
Çünkü insan, zorla alıştırmayla, kanunlarla, kaba kuvvetle ıslah edilemez, sadece davranışı değişebilir.
Sayfa 174 - Diyanet işleri başkanlığı
Abdülmuttalib’e, ataları arasında Muhammed adıyla anılan bir kimseye rastlanmadığı hatırlatılıp torununa bu ismi vermesinin sebebi sorulduğunda “Onun gökte ve yerde övülmesini istedim” cevabını vermiştir.
Sayfa 71 - Diyanet işleri başkanlığı
Reklam
Müşrikler putların kendileri için Allah’a birer şefaatçi olduğunu düşünürler ve onlara kendilerini Allah’a yaklaştırmaları için taparlardı.
Sayfa 65 - Diyanet işleri başkanlığı
Dilimize çok farklı anlamda geçen sözcüklerde bugün
Asabiyet, bir kimsenin asabesini, yani baba tarafından akrabalıklarını veya genelde kabilesini, ister haklı, ister haksız olsun her zaman savunmaya hazır olmasıdır; dış tehlikelere karşı koymak veya saldırı yapmak gerektiğinde bütün kabile üyelerininin harekete geçmesini sağlayan birlik ve dayanışma ruhudur.
Sayfa 44 - Diyanet İşleri Başkanlığı
Müşrikler bizzat Hz. Peygamber'in kendisine başvurarak da bazı tekliflerde bulundular. Bundan bir sonuç alamayan müşrikler, ''Biz senin ibadet ettiğine ibadet edelim, sen de bizim taptıklarımıza tap.'' şeklinde bir teklif daha götürdüler. Bunun üzerine Kâfirun Sûresi nazil oldu. Bu sûrenin meali şöyledir: '' De ki: Ey kâfirler! Ben sizin tapmakta olduklarınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmıyorsunuz. Ben de sizin taptıklarınıza asla tapacak değilim. Evet, siz de benim taptığıma tapıyor değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.''
O günkü ortamda geçimi sağlayabilmek adına yapılabilecek işlerin en başında ya ticaret ya da hayvanların bakımını üstlenmek gelmektedir. Hz. Muhammed صلى الله عليه وسلم buyurmuşlardır ki; ''Peygamberler içinde çobanlık yapmayan yoktur.'' Mesela Hz. Musa da , Hz. Davud da çobanlık ettikleri sırada peygamber olmuşlardır. Bu Mekke'de çocukluğunu ve gençliğini geçiren bir kimsenin meşgul olacağı normal bir iştir. Aynı zamanda çobanlığın kişiyi sabra ve tahammüle alıştırdığını, himayesi altındakileri koruma alışkanlığı kazandırdığını ve sorumluluk duygusu aşıladığını da belirtmek gerekir.
Hz Muhammed صلى الله عليه وسلم'in Ümmi oluşundaki ( Okuma-Yazma bilmemesi) hikmeti şöyle yorumlayabiliriz; Şayet peygamberlikten önce okur- yazar olsaydı, peygamberlikten sonra karşıtlar, onun, kutsal kitapları, geçmişte yaşamış milletlerin tarihini okuyarak elde ettiği bilgileri tebliğ diye sunduğunu iddia edebilirlerdi. Nitekim Hz. Peygamber'in ümmi olmasının başlıca hikmeti Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirtilmektedir: '' Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı batıla uyanlar kuşku duyarlardı.'' Bunun dışında Hz. Muhammed صلى الله عليه وسلم, devrinin meşhur rahip, şair, kahin, ve bilge kişileri önüne çöküp ders almamış ve ilim öğrenmemiştir. Kahinlerin mahareti olan sihir, büyü gibi gizli ilimler konusunda da hiçbir bilgisi ve iddiası yoktur. Hatta bunlardan nefret ederdi. Bazı alimler, onun ümmiliğini peygamberlik alametleri arasında gösterir. Çünkü o, okur-yazar olmadığı halde, bir surenin benzeri bile ortaya konulamayan bir kitap getirmiştir. Peygamberliği döneminde kendisine indirilen bu kitabı okuyor, tekrarlıyor ve bir harfinde bile tereddüde düşmüyordu.
1.159 öğeden 1.126 ile 1.140 arasındakiler gösteriliyor.