1959 yılında Tortum'da dünyaya geldi. 1980 - 1985 yılları arasında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde lisans öğrenimini tamamladı. 1987 yılında AÜ ilahiyat Fakültesi'nde Kelam Ana Bilim Dalı araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 1985 - 1991 yılları arasında AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde Prof. Dr. Mustafa S. Yazıcıoğlu danışmanlığında "Kur'an'a Göre Allah ve Ahiret İnancının Ahlakla İlişkisi&" konulu teziyle doktora öğrenimini tamamladı. 1992 - 1993 yılları arasında Mısır'da Kahire Üniversitesi'nde dil öğrenimini gördü ve doktora sonrası araştırmalarda bulundu. 1996 yılında yardımcı doçent, bir yıl sonra doçent ve 2004 yılında profesör oldu. 2007 yılında bir yıllığına Londra'da dil ve bilimsel araştırma maksadıyla bulundu. 1997'den 2009'a dek çıkan İslamiyat dergisini çıkaranlar arasında bulundu, 2005 yılında resmiyet kazanan Doğu Konferansı çalışması içinde yer aldı. Bu dönemden sonra doğudan dergisi ve fikirzamanı internet sitesinde yazılar yazdı. 2010'da kurulan Halkın Sesi Partisi kurucu üyelerinden biri oldu. Halen AÜ İlahiyat Fakültesinde görev yapmakta olan İlhami Güler, evli ve iki çocuk babasıdır.
Kuran’a göre Allah’ın bütün insanlık tarihi boyunca amacı, yeryüzünde kendine ve insan cinsine karşı işlenen zulüm ve ahlâksızlıkları ortadan kaldırarak O’na ve insanlara karşı ahlaklı davranan bir toplum oluşturmaktır...
Çeşitli alanlarda özellikle de din konusunda- bâtıl inançlar edinme, insanlığın yüzeysel düşünmesi ve korkaklığı yüzünden içine düştüğü büyük bir zaaf hâlidir. İnsanlık tarihi ve modern çağdaki gelişmeler göstermektedir ki, zamanın geçmesi ve mekanın değişmesi ile, sanıldığı gibi bâtıl inançlar zayıflamıyor, sadece şekil değiştiriyorlar. İlkel insanların tahtadan ve taştan putlarının yerini, modern insanın etten ve kandan veya soyut putlar alabiliyor.
Taklit, yani içinde doğulan toplumun, tarihin, geleneğin değerlerine körü körüne, sorgulamadan, seçmeden, itiraz etmeden, olduğu gibi uymak, meşru değildir. Kur’an, 23 sene boyunca böylesine katı muhafazakâr-mukallit bir (Hamiyyetu’l-cahiliyye) tutum ile mücadele ederek Müslümanlığı oluşturmuştur. Müslüman âlimlerin bir kısmı, bu gerçeği görüp taklidi “haram” olarak gördükleri halde; çoğunluğu, yeni dönemde kendilerinin mutlak hakikati yorum yolu ile (mezhep) ortaya koydukları zannı ile avama/halka taklidi meşru görmüşlerdir: “Avamın dini, mezhebidir.” Sünnîlik, Şiîlik ve Haricîlik, böylece Müslüman ahalinin “din”i olmuştur. Yani Cahiliye döneminin taklit ve katı muhafazakârlığına kısa sürede yeni bir teolojik ajanda ile geri dönülmüştür.
İlhami Güler bu eserinde okuyucuya doğru bir kader anlayışı kazandırmayı amaç edinmiştir. Eş'ari, Maturidi ve Mutezili olarak ayrılan 3 itikadi mezhebi kıyas etmiş, okuyucuya da sorular yönelterek olaya dahil etmiştir. Somut örneklerle tefekkür kapılarını da aralamıştır. Doğru bir Allah algısı için, Kader inancının içeriğinin ne kadar önemli olduğunu göreceğiniz bir kitaptır. Kaderciliğin arkasına sığınan ihmalkarlığın ve cehaletin sonuna kadar karşısında ama kaderi inkar etmeyen, onu aktif bir süreç olarak gören bir kitaptır.
İslam peygamberi vefat ettikten sonra dinin lideri kim olacak durumu birçok kişinin kafasında soru işareti oluşturdu. Lider, peygamberin soyundan olmalı (Şia), istişare yapılmalı (Ehli Sünnet) veya lidere gerekmez(Haricilik)gibi tutumlar siyasi olarak ayrılıklar doğurdu. Emevi, Abbasi ve Osmanlı dönemlerinde ise bu liderlik(Halifelik) saltanata dönüştü. Teolojik olarak Ehli Sünnet iki büyük yol ayrımına girdi. Rey Ehli(Maturidilik, Hanefilik, Malikilik) ve Hadis Ehli(Eşarilik, Selefilik, Hanbelilik) olarak adlandırılıyor. Rey ehli daha çok mantık, düşünme, sorgulama; Hadis Ehli rivayet, teslim olma gibi noktaları önemsemiştirler. Bu iki büyük ekol uzun yıllardır Ehli Sünnet grubunu dini düşünce alanında temsil ediyor. Prof.Dr. İlhami Güler bey bu kitabında bu iki ekolü değerlendirmiş/eleştirmiş. Dünya’da İslam adına sıkıntı çıkaran grupların bu kaynaklardan beslendiğini ifade ediyor. Siyaset alanında din adına yapılan yanlışların, farklı farklı cemaatlerin oluşmasını, sadece kendilerini doğru diye savunmalarını eleştirmiştir. Çok farklı ve ufuk açıcı değerlendirmeler mevcut. Eleştiri geliştirir diye düşünenler için iyi bir eser.
Ankara İlahiyat ekolünden, kelam profesörü İlhami Güler, bir süredir görüşlerini takip ettiğim önemli bir eleştirel entelektüel. Hoca bu kitabın teoloji ve etik bölümlerinde gayet yetkin; lakin iç siyaset ve uluslararası ilişkilerle tarih okumalarında vasat bir okuyucuyu pek geçemiyor. Yine de içindeki bazı önemli tespitlerin hatırına bu kitabı okunabilir.
Derin Ahlakİlhami Güler · Ankara Okulu Yayınları · 201517 okunma