En Beğenilen Irene Zeilinger kitaplarını, en beğenilen Irene Zeilinger sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Irene Zeilinger yazarlarını, en beğenilen Irene Zeilinger yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu ülkede halen kendi maaşını kendinin alması engellenen kadınlar var.
-Ekonomik şiddet:Saldırganın ortak veya kurbanın kendisine ait maddi kaynakların kontrolünü,mesela aileye ait parayı kullandırtmamak,kurbanın çalışmasını,eğitimine devam etmesini engellemek veya mallar üzerindeki hakkını inkâr etmek yoluyla elinde bulundurması.Yaşlıların maddi açıdan sömürülmesi de bu türde şiddete girer.
Görüşmelerimde de kavramın bilinmediğini fark ediyorum.
-Psikolojik veya ahlaki şiddet:Dalga geçmek,aşağılamak,tehdit etmek,kişinin özgür iradesini ve algılarını inkâr etmek,yalıtmak,korkutmak,hakaret etmek vs. bu tür şiddete girer.Bu tip davranışlar,kurbanın kişiliğini ve özgüvenini hedef alır.
Tarih göz ardı etse de kadınlar kendilerini her zaman şiddete karşı savundular.Bazı dövüş sanatlarının kökleri bariz biçimde kadınlara dayanır.Mesela Kungfu'nun bir türü olan Pa Pei tarlalardaki saldırılara karşı kendilerini koruyabilmeleri için sadece Çinli köylü kadınlara öğretilirdi.Japonya'da Naginatado halbert yöntemi vardı.2.5-3 metrelik halbert,geleneksel bir samuray silahıydı.O denli uzundu ki samuraylar savaşa giderken onu evde bırakırdı.Anlatıldığına göre,onların yokluğunda kadınlar bu silahla evlerini ve canlarını korumayı öğrenmişler.
Bu listeyi geçerli sebep olarak savunan meslektaşlarımı gördüm..
Bir de bize,baştan çıkarıcı olduğu söylenen ve güvenliğimiz için mutlaka kaçınmamız gereken bir durum,yer ve tavırlar listesi verilir.Bazı kıyafetleri giymek,tanımadığımız insanlarla konuşmak,tek başına -özellikle geceleri- çıkmak ve seyahat etmek (burada tek başına derken erkeksiz denmek isteniyor çünkü bir grup kadın da "tek başına" addedilir),toplu taşıma araçlarına binmek,kamuya açık alanları,özellikle parkları,kapalı otoparkları,ıssız sokakları kullanmak... Nasıl oldu da nefes almak listeye eklenmedi,anlamış değilim.
Ancak,1960'lara,70'lere gelindiğinde "ikinci dalga" feminist hareket kadınların maruz kaldığı şiddetin boyutunu saptadı.Kadınlar cinsel şiddeti gündeme getirip çevrelerindekilerle deneyimlerini paylaşmaya başladıklarında,saldırganın çoğunlukla tanımadıkları birisi değil,tam tersine,tanıdıkları biri ve çok yakınları olduğunu fark ettiler.Avrupa ve Kuzey Amerika'da dayak yiyen kadınlar için sığınma evleri ve cinsel taciz kurbanları için telefon hatları,bundan tam otuz yıl önce açılmaya başladı.