Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Hakkı Tonguç

İsmail Hakkı TonguçCanlandırılacak Köy yazarı
Yazar
9.2/10
28 Kişi
82
Okunma
53
Beğeni
2.827
Görüntülenme

İsmail Hakkı Tonguç Sözleri ve Alıntıları

İsmail Hakkı Tonguç sözleri ve alıntılarını, İsmail Hakkı Tonguç kitap alıntılarını, İsmail Hakkı Tonguç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'Avrupa Kurumlarını Taklide Özeniş'
« Metot ve ders konuları bakımından yüzyıllarca olduğu yerde sayan medreseler, 17. yüzyıldan itibaren Avrupa'da birdenbire gelişmeye başlayan müspet bilimlerle bağlılık kuramadıkları için "nakliyat" diye adlandırdıkları spekülatif bilimlere bağlı kaldılar. Medrese öğrencileri, okudukları ders konularını teşkil eden problemlerin aslını ve metnini anlamadan onları şerh etme görüntüleriyle yıllarca boş vakit geçirdiler, öğretimde muhakame problemlerin aslını ve metnini anlamadan onları şerh etme yönünün işletilip geliştirilmesine hiç önem verilmediği için medrese öğrencileri, okutulan her şeyi ezberlemek zorunda kalıyorlardı. Ezbercilik, skolastiğe bağlı kalış, gözlem ve araştırmaya hiç yanaşmayıp medrese mensuplarını gerçek hayattan uzaklaştırmış, onları en basit tabiat olaylarını göremeyecek, bunların kanunlarına nüfuz edemeyecek bir duruma düşürmüştür. Bunun sonucu olarak onlar, tabiatla ilgili en basit olayları bile cinlerin, perilerin, kanatlı ve gizli mahlukların tesiriyle izaha kalkışmışlar, bu kanaatlerini eğitmekte oldukları çocuklara ve halka da aşılayarak kendileriyle birlikte cahil ve uyumlu insan yığınları yetiştirmeye başlamışlardır. Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme devrinde devleti zayıf bulan bu cahiller kafilesi, her yeniliğin karşısına dikilerek Türklerin Avrupa uygarlığını almalarını hem zorlaştırmış hem de geciktirmiştir. »
Sayfa 130 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
« 'İş İçinde Eğitim', kafa ve el becerisinin koordineli kullanımıyla gerçekleştirilir. Tek başına kafa ve el becerisi, üretim ekonomisinin çarklarını döndürmez. Anadolu insanı yüzyıllar boyunca hep el emeğiyle hayatını sürdürmeye çalışmış, zihinsel beceriyi yaptığı işe aktaramadığı için gündelik gerçekliklere sürekli yenik düşmüştür. Köylümüzün çiftçiye dönüşememesinin temel nedeni budur. Öte yandan el becerisinin kazandırdığı pratiklikten yoksun, yalnızca zihinsel emekle yaşayan insan tipi de Tonguç'a göre topluma yabancılaşmış, hayattan soyutlanarak tüketici bir kimliğe bürünmüştür. Geleneksel bürokrasimizi meydana getiren insan tipi işte bu yabancılaşmış tiptir. »
Sayfa 21 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
« Afrika'yı, ltalya'yı, İran'la beraber bütün Ortadoğu'yu dolaşarak Türkiye'ye gelen tanınmış Portekiz gazetecisi Manuel L. Rodriques, enstitüler hakkındaki görüş ve duyuşlarında daha da heyecanlıdır: - "Kanaatim şudur ki, bütün dünyada eşine hemen hemen hiç rastlanmayan çok orijinal ve cidden cesaretli bir teşebbüs. Burada yetişen köylü gençleri tekrar köylerine geri yollamak ve oradaki çocukları yetiştirmek üzere vazifelendirmek fevkalade bir buluş. Ders programlarına gelince, köyü ve köylüyü maddi ve manevi bakımdan kalkındırabilecek şeylerin hemen hepsini toplamıştır. Türkiye'nin köy enstitüleri, birçok memleketlere olacağı gibi, Portekiz için de çok güzel bir örnektir. Bilirsiniz ki, Portekiz'de köyler birbirlerine oldukça uzak kurulmuşlardır ve gene esefle kaydedeyim ki, çoğu bugün öğretmensizdir. Sizin enstitüleri görmekle, elime, eğitim sahasında işlenecek ve yurduma fayda getirecek çok geniş bir mevzu geçirmiş oldum." »
Sayfa 682 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Orta Anadolu Köylerinde Söylenen Maniler:
« Elif üstünde mimler, Bülbül yuvada inler, Benim kalbimde sensin, Senin kalbinde kimler?»
Sayfa 113 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Eğitimde İkilik:
« Birinci Heyet-i İlmiye eğitimle ilgili bütün meseleleri ele alarak yeni hükümetin eğitim programını hazırlamaya başlamış bulunuyor fakat bu heyeti teşkil edenler zihniyet bakımından ikiye ayrılı­yordu: Mektepliler ve medreseliler. Her meselenin karşısına bu iki zihniyet dikiliyor, her iki taraf onu kendi zaviyesinden halletmek istiyor ve ona göre fikir söylüyordu. Onun için hiçbir işte esaslı karara varılamıyordu.»
Sayfa 312 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
...cahilliğin kurbanı olan suçsuz yetimler köye akın etmeye başlamışlar. Bunlann içinde adları, doğum yerleri ve tarihleri bilinmeyen çocuklar varmış; bazılarının tırnakları uzamış, kirli bir bezle elleri sarılı imiş; bir kısmının yıpranmış defterlerine yapıştırılmış buruşuk bir resmin altında "annem" veya "babam" kelimeleri yazılı imiş. Ölümün pen­çesinden kurtarılmış bu çocuklar şimdi nerede olduklarını bir türlü kavrayamıyorlarmış.
Sayfa 98
Reklam
« Köyün canlanması demek, aynı zamanda köy kaynağının fış­kırması demektir. Milli kudretimizin özü orada saklıdır. Bu kaynak fışkırmadıkça kuvvetli, mesut, şen ve varlıklı Türkiye yaratı­lamaz. Türk milletinin kültür yaratabilmesi bu kaynaktan ilham ve kuvvet almasına bağlıdır. »
Sayfa 564 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Kurtuluş Savaşı'ndan Önce Köy ve Köylü
« Köylüye esir muamelesi yapılırsa şehirlilerin de esir olacağı anlaşılmaya başlanmıştı. Köylü aç bırakılırsa kasabalının da günün birinde açlığa mahkum olacağı görülüyordu. Köylü dövülürse, fırsat düşünce şehirlerinde dayak yiyeceği meydana çıkmıştı. Adalet makinesi köyde işletilemezse şehirde de bozuk kalacağı belli olmuştu.»
Sayfa 35 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Zaten bütün hayat bitip tükenmek bilmeyen bir okuldur. Bütün zorluklarla, felce uğratıcı kavgalara rağmen şu inanç sayesinde ürkekliği, yorgunluğu yenebiliriz: "Hayata onu severek saygıyla bağlanmak."
Sayfa 65
Dünya savaşı sonunda memlekette başka türlü bir hava esmeye başladı. Yanlış anlaşılmış demokrasi veya hürriyet prensiplerine sığınan bazı beyinsizler, zehirli hava yaratmaya teşebbüs edeceklerdir. Bunlar her ne kadar kendi kendilerini insanlık dışı bir mahluk haline getiriyorlarsa da bunun anlaşılması… hayli gecikecektir… Saldırganları boğmak, onların geri görüşlerine asla yer ve değer verdirmemek elimizdedir. Yetiştirdiğimiz nesli korumalıyız.
Reklam
Köylü halka, kadının da bir insan olduğunu, onun da hayatta bir payı bulunduğunu göstermelisiniz. O zaman toplumun iç yapısında büyük bir değişiklik yaratılacak, yeni insan tipi ortaya çıkacak.
Sayfa 133 - Çağdaş Yayıncılık, 1990
« Halbuki öğretmen okulundan çıkarken, memleket ve meslek uğrunda ne kadar idealisttik. Fakat realitenin çengeline takılamayan, gerçeğin temeli üstünde kurulmayan idealistlik, başarı için kafi olmamaktadır. Biz köyleri Çalıkuşu romanının panoramasından tanımıştık. »
Sayfa 586 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları ( Bir Öğretmenin Hatıraları)Kitabı okudu
Atatürk: « Efendiler! Söz söyleyen arkadaşlarımızdan biri bana nereden ilham ve kuvvet aldığımı sordu. Bu suale kısa bir cevap vermek isterim. Diyebilirim ki bugünkü intibahı [uyanışı], düne, maziye medyunuz [borçluyuz]. (...) Arkadaşlarımızın sorduğu ilham ve kuvvet menbaı milletin kendisidir.»
Sayfa 344 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, II. Gazi'nin 23 Eylül 1924 tarihinde Samsun İstiklal Okulu'nda öğretmenler tarafından şereflerine hazırlanan çay ziyafetinde söylediği nutuktan bir parça..Kitabı okudu
“Köy insanı öylesine canlandırılmalı ve bilinçlendirilmeli ki, onu hiçbir kuvvet, yalnız kendi hesabına ve insafsızca sömüremesin. Köyün sakinlerine köle ve uşak muamelesi yapmasın. Köylüler, bilinçsiz ve bedava çalışan birer iş hayvanı haline gelmesinler. Onlar da her vatandaş gibi her zaman haklarına kavuşabilsinler”
« Gerek müderrislik ve gerek kadılık ehli olmayanların ellerine geçmiş ve etrafı kesif bir cehalet kaplamıştı. Son devirlerde medreselerde ... İslami ilimlerin en mühimlerinden olan (tefsir) ve (hadis) tamamiyle ihmale uğramıştı. Hele riyaziyat (matematik) ve tabiiyat gibi ilimlerin adları dahi bilinmezdi. Müderrisler içinde iki satır yazıyı doğru yazamayan ve doğru söyleyemeyenler nadir değildi. »
Sayfa 132 - İş Bankası Kültür Yayınları, M.Şerafettin Yaltkaya, TanzimatKitabı okudu
324 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.