Varşova'da. bir atlıkarıncanın yanında,
Güzel bir ilkbahar akşamında.
Hafif bir müzik sesi eşliğinde
Gettolardan gelen silah sesleri
Dingin göğe doğru yükselip
Ezginin içinde yitip gidiyordu.
Rüzgôr yakılan evlerin
Parçalarını savuruyor,
Atlıkarıncaya doğru süzülen
Külleri havada dolanıyordu.
Kızların elbiseleri uçuşuyor.
Ve insanlar mutlu mesut gülüşüyordu,
Bu güzel Varşova pazarında.
- CZESLA W MILOSZ, Campo dei fiori
Çok fazla sayıda tavşan kapalı bir alana konduğunda, tavşanlar kendileri için daha fazla yaşam alanı yaratabilmek için birbirlerini öldürmeye başlarlar.
Alman kanının saflığının koruma isteği, onları 1935 Eylül'ünden itibaren "Alman kanının ve şerefinin korunması" için bir yasa çıkarmaya götürür. Bu, kısa süre içinde Alman Yahudilerin dışlanmasını yasal hale getiren iki önemli kanun metnine dönüşecektir: İlki, Aryanlarla Yahudiler arasındaki evliliği -ve daha genel olarak her tür cinsel ilişkiyi- hapis cezası ile yasaklayan; ikincisi, Yahudilerin 1871 yılında kazanmış oldukları hukuk önünde eşitlik hakkına son veren iki metin.
Böylece herkes devlete tabi hale gelir: Otosansür kaçınılmazdır. Propaganda bakanlığına getirilen Goebbels "Herkes kendi çalgısını çalabilir, yeter ki aynı müziği icra etsinler" der.
Ekilen ötekileştirme ve dışlama tohumları, aşağılama ve insan olarak bile görmeme gübreleri ile büyütülünce soykırımlar, katliamlar ve savaşlar kaçınılmaz oluyor. Yıllardır kader birliği yaptığın insanlar, komşuların bir anda düşmanın olup, karşına dikiliyor. Açlık, sefalet ve ölüm öylesine kolaylaşıyor ki! Yağmurlar duruyor, kan akıyor her bir yerden, kuşlar susuyor, top sesleri, kurşun sesleri çınlatıyor dört bir yanı, sokaklar, caddeler ölmüş insan bedenleri ile dolmuş, ölüm kokuyor adeta... Geçmişte yaşanan bu manzaralar bir daha yaşanmaz diye düşünüldü ve ya düşündük, ama hep yanıldık. Yakın tarihteki Almanya' daki Nazi kampları, Hutular ve Tutsiler - Ruanda Soykırımı derken daha dün gibi hafızalarımızda sıcaklığını koruyan Sırpların Boşnaklara uyguladığı mezalim ve soykırım. En masum ve en suçsuz insanları yok etti ve etmeye de devam edeceğe benziyor böyle giderse. Bakıldığında üç soykırımda ve benzerlerinde de hep başlangıç noktaları aynı, uygulamalarda küçük farklılıkları var sadece. Modern Avrupa' nın göbeğinde olan soykırıma diğer ülkeler seyirci kaldı. Yapmacık ve yapay konuşmalar, formaliteden arabulucular semeresini ölümlerle, açlık ve sefaletle verdi hep. Yarınlarda bizlerinde aynı akıbeti yaşamamız konusunda rehberlik edecek ve ışık tutacak bir eser. Şahsen okuduğum süre içerisinde ülkem için tedirgin olmadım dersem yalan olur...