Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jeffrey M. Schwartz

Jeffrey M. SchwartzBeyin ve Zihin yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
10
Okunma
1
Beğeni
414
Görüntülenme

Jeffrey M. Schwartz Gönderileri

Jeffrey M. Schwartz kitaplarını, Jeffrey M. Schwartz sözleri ve alıntılarını, Jeffrey M. Schwartz yazarlarını, Jeffrey M. Schwartz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
DNA'mız açıkçası insan beyninin kablolama şemasını ayrıntılı olarak açıklayabilmek için çok değersizdir.
Meşgul bir hayatın haritasından başka nedir, Onun dalgalanmaları ve muazzam endişeleri? William Cowper, "Görev"
Reklam
"Beyin yapacağını yapacak", dedim, "ama onun seni itip kakmasına izin vermen gerekmez."
[...] "Farkındalık, gözlemlenen gerçeklerin çıplak bir şekilde kaydedilmesi olarak sınırlanır,"[...]
OKB 'nin kendini bir hastada bir şekilde öteki hastada başka şekilde göstermesinin bir bi­yolojik açıklaması henüz yoktur. Aynı zamanda, genetik bir katkı olduğu bilinse de OKB'nin ana sebebinin ne olduğu net değildir.
Obsesif kompulsif bozukluğu olan bir kişi yaptığı davranışlardan hiç­bir zevk duymaz. [...] Bir OKB has­tası, [...] takıntılı düşüncenin gelişini dehşetle karşılar ve bu dürtü etkisiyle yapılan davranıştan utanç duyar. Kontrolünden kaçmak için can attığı davranışları sergilemeye devam eder; bunun sebebi ya bu davranışları devam ettirmenin hayali bir korkuyu engellemesi ya da dür­tüye karşı koymanın aklını endişenin istilasına uğramış ve ısrarcı, istemsiz dürtüler tarafından işkence edilmiş şekilde bırakması olabilir. Bu tutkular susturulamadığı için dürtülere karşı konulamaz. Mağdur kişi kendini zalim bir kuklacı tarafından oynatılan bir ipin ucundaki kukla gibi hisseder -bu kuklacı kendi beynidir.
Reklam
Bir OKB dürtüsü kaşınan bir kaşıntı gibi yok olmaz. Bunun yerine, bu dürtüye teslim olmak bir şeyin yanlış olduğu hissini körükler. Adeta aklın kronik zehirli sarmaşığı gibidir: daha çok kaşıdıkça daha da kötüleşir.
OKB
Obsesif-kompulsif bozukluk strese sokan, davetsiz, istenmeyen düşüncelerin (obsesyon kısmı) ritüel davranışlar sergilemeye sebep olan ani dürtüleri tetiklemesi (kompulsifk kısmı) ile oluşan nöropsikiyatrik bir has­talıktır.
Bilimde önemli olan şey yeni gerçekler toplamaktan ziyade onlar hakkında düşünmenin yeni yollarını keşfetmektir. Sir William Lawrence Bragg
Bir davranıştan kaçınmak da en az onu gerçekleştirmek kadar bir davranıştır. Sir Charles Sherrington
Reklam
[...] düalizm ve materyalizm arasındaki çar­pışmadan doğan akıl-madde problemi ile yüzyıllardır süren mücadele şuna indirgenebilir. Dünyada iki adet uzlaşmaz şey olduğu iddiasını sa­vunan düalizm ve sadece madde olduğunu savunan materyalizmin ikisi de tarihin atasözlerinden oluşan çöp yığınına atılmalıdır. Düalizm akıl ve madde arasındaki ilişkiyi açıklamakta başarısızdır; özellikle birincisinin ikincisi ile nasıl fonksiyonel olarak birleştirileceği konusunda. .. materyalizm bilinçliliğin sübjektif durumlarının gerçekliğini reddeder. Düalizm, bizi çıkmaz bir sokağa götürür; materyalizm yolculuğa başlamamıza bile izin vermez.
Materya­list düşünce beynin ihtiyaç olunan her şey olduğunu savunur -korku hissi yalnızca amigdalanın gıdıklanmasından başka bir şey değildir, bir fısıltı­nın sesi işitsel korteksteki uyarılmadan başka bir şey değildir. Özgür irade hissinde-sağa veya sola bakmayı tercih etmemiz, bu veya o çiçeği topla­mayı tercih etmemiz, bu veya öbür CD'y i takmamız- ise, beynin içeride tam olarak ne yaptığına ilişkin yanılgı ve cehaletten başka bir şey yoktur.
Beyin devrelerini oluşturan nöral bağlantılar bildiğimiz kadarıyla aklın varlığı için gereklidir. Bunu kontrol etmek için içindeki beyin boşaltılmış bir kafatası hayal edin; beyin gittiğinde aklın içindekiler de gider. Veya beynin zarar gördüğünü düşünün; (genellikle) akıl da zarar görür. Veya bu bahsettiğimiz nöral bağlantıların inkar edilemez biçimde gerçek olduğunu düşünün: akıl değiştiğinde, beyin de değişir (hangisinin hangisine sebep olduğunu bir kenara bırakırsak). Bazı bilimadamları için olay budur ve akıl bu şekilde tamamen beyinle, yani maddeyle açıklanabilir.
[...] La Mettrie gibi madde taraftarları ile Descartes gibi zihinsel olayların tamamen fiziksel olaylara indirgenemeyeceğini savunanlarla birlikte birbiriyle düello eden antolojiler ortaya çıktı. Descartes tezini yayınladıktan üç yüzyıldan sonra bile filozoflar, aklın mı beynin mi dünyanın temel maddesi olduğu konusunda kavga ediyorlardı. Leibniz, Berkeley, Hume, Kant, Mach ve James gibi filozoflar maddenin, aklın tamamen eşsiz bir şekilde objektif ve önemli bir biçiminden başka bir şey olmadığı­nı ileri sürüyordu. [...] Düalist bölünmenin diğer yanında Hobbes, La Mettrie, Marx, Watson, B.F. Skinner ve Daniel Dennett gibi düşünürler ana akım bilimin konsensus pozisyonu haline gelen, aslında aklın özünde maddeden başka bir şey olmadığı ve aklın özel veya farklı bir şey olduğuna dair sübjektif deneyimimizin yalnızca bir hayal olduğu fikrini savunmuşlardır. Akıl tü­müyle ve tamamen beyin maddesinden çıkmıştır.
Eğer Batı bilimsel düşüncesinin entelektüel geleneğinde tek bir temel destek noktası varsa, bunun akıl dünyası ve madde dünyası, yani maddi diyar (kesinlikle gerçek olan) ve manevi diyar (bilimin kurallarına göre kuvvetle muhtemel hayali olan) arasında uzlaşmaz bir ayrılık olduğu tartışmasızdır.
21 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.