Jenny Nordberg sözleri ve alıntılarını, Jenny Nordberg kitap alıntılarını, Jenny Nordberg en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burada başarı ve itibar için en az bir oğul sahibi olmak zorunlu. Onsuz bir aile sadece eksik değil, hukukun egemenliğinin olmadığı bir ülkede aynı zamanda zayıf ve kırılgan görülüyor. Bu nedenle her evli kadın hızla bir oğlan doğurmakla yükümlüdür,
onun hayattaki mutlak hedefi budur ve bunu yerine getirmezse onda bir terslik olduğu düşünülür.
Aslında bir tecavüz kurbanını savuşturmak çok eski, klişe bir girişimdir — kadının üzerinde kışkırtıcı bir şey mi vardı? Eğer öyleyse saldırıya uğradığı için en azından kısmen sorumludur. Erkeklerin kendilerini asla kontrol edemeyen vahşiler oldukları düşüncesi erkeklere büyük bir hakaret olagelmiştir, çünkü çok baskın dürtülere söz geçirebilecek işlevsel bir zihinleri olmadığını ima eder.
“Ancak iyi bir adamdan kızının olması iyi bir şey. Kötü bir adamdan kızın olsun istemezsin, çünkü acı çeker, tıpkı annesi gibi.”
Örneğin, diyor, eğer bir koca karısına fiziksel şiddet uyguluyorsa büyük ihtimalle kızlarına da uygulayacaktır. İşte o zaman sen bir kadın olarak tüm çocuklarının erkek olması için şiddetle dua edersin. Mesleğinin en zor yanlarından biri de şiddet gören bir kadının bir kız daha doğurmasına şahit olmak. Çünkü kızın da şiddet uygulanan bir eve götürüleceğini biliyorlar. Birleşmiş Milletler’in ve birkaç insan hakları örgütünün anket araştırmalarına göre on Afgan kadınından dokuzu bir tür aile içi şiddet görecektir.
Birçok vilayette burka hâlâ çok yaygın, kadınlar nadiren çalışıyor ve kocaları yanlarında olmadan evden çıkmıyorlar. Evliliklerin çoğu hâlâ zorla gerçekleştiriliyor, namus cinayetleri olağan ve adalet sisteminin tecavüz davalarına yaklaşımı genelde kurbanın zina ya da evlilik öncesi cinsellikle suçlanıp hapse girmesiyle sonuçlanıyor: Ama sık uygulanan bir çözümde kurban tecavüzcüsüyle evlenmeye zorlanıyor, böylece hüküm giymekten de kurtuluyor. Burada kadınlar aile içi şiddetten kaçmak için kendilerini ocağın gazıyla yakıp öldürüyorlar. Kız çocukları da hâlâ babaların borçlarını ödemek ve ihtilafları çözmek için kullanılan geçerli, gayri resmi bir tedavül.
Louis Dupree, Afganistan’la ilgili kitabında bu çelişkiyi şöyle tasvir ediyor: “İslam özünde geri kalmış, ilerleme karşıtı, antimodern bir din değildir, ama yorumcularının çoğu, insan, eylem unsuru geri kalmış ve ilerleme karşıtı olabilir.”
Devletin hemen hemen var olmadığı ve az sayıda kurumun iyi işlediği bir yerde itibar birkaç geçerli tedavülden biri ve onu korumak her zaman öncelikli olmalı.
Cinsiyet keşfedebildiğimiz bir bilinmezdir, fakat kadın ve erkek cinsiyetlerinden oluşan ikili tanımın fazla kurcalanması birçok
kişiyi huzursuz eder. Ama iş nasıl farklı olduğumuza gelince -doğuştan mı yetiştirilmeyle mi- cinsiyet bir olgu olmaktan çıkıp bir tartışma konusuna dönüşür.
Zengin ya da yoksul, eğitimli ya da cahil, kim olurlarsa olsunlar Afgan kadınları, erkeklerle kadınlar arasındaki farkı genelde sadece tek bir sözcükle tasvir ediyorlar: özgürlük.
Yani: Erkekler özgür, kadınlar değil.
Çoğu toplumda saygın bir kadının değişen ölçülerde kapanması bekleniyor. Eğer kapanmazsa saldırıyı davet ediyordur. Erkeklerin fazla ilgisini çeken herhangi bir kadının başı “belaya” girerse bunun tek suçlusu kendisidir.