Öne Çıkan Jeremy Reed kitaplarını, öne çıkan Jeremy Reed sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Jeremy Reed yazarlarını, öne çıkan Jeremy Reed yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kutsal buldum sonunda aklımın düzensizliğini. Aylaktım, kurbanıydım bir yüksek ateşin: imreniyorum mutluluğuna hayvanların, -Vaftizsiz ölen bebeler cennetinin masumluğunu simgeleyen tırtılların, o erdenlik uykusu olan köstebeklerin!...
Mükemmel kitap 'Maldoror'un Şarkıları'nın merak edilen, gizemli yazarı Isidore Ducasse'ın hayatını anlatıyor.
Bu kötümserlik, yalnızlık nereden geliyor? O kitap komple bir hayal ürünü mü yoksa karanlık bir zihniyetin kırıntıları mı?
Henry Miller:" Onun atası Jonathan Swift, bir numaralı uygulayıcısı da Marquis de Sade'dır " diyor.
Andre Breton:" kasılmalı şiirin tam bir manifestosu "
SÜREKLİ BİR RUHSAL PATLAMA
Kitabın girişinde hayali bir söyleşi var soru-cevap şeklinde. Devamında 8 bölüm mevcut.
Kurgu olsa da bize eserlerinden uyarlanan bir Isidore sunuyor. Ayrıntılarla yaratılan, anlaşılmaya, empati kurulmaya çalışılan, yaşatılan bir Maldoror.
Kısa süren bir ömür, otel odasında biten bir ölüm kaydı. Varlığı gerçek mi? Kısıtlı bilgilerle onun gizemini kaldırmaya çalışmış yazar.
Isidore Ducasse'ın maskesi olarak kullandığı Lautreamont'a dönüşü..
Okumadıysanız Maldoror'un Şarkılarını okuyun önce. Sonra bunu. Ve sorun kendinize: Peki Maldoror bittiği zaman ben kim olacağım?
Hayatında bir yağmur damlasının çıplaklığı vardı; ama aynı zamanda kör edici bir algı berraklığı, başkalarının ürkmeden bakamayacakları müthiş bir kıvılcımlanma.
İnsanın "kendi"si denen şeyin tükenmez bir araştırma malzemesi olduğuna inanıyordum, kuma yazılmış karışık şifreler yüzünden karşı tarafına yürünüp geçilemeyecek bir kumsal. İnsan duyusal bir ayılmanın ürünü olan şifreli yazıyı okumak için uzun süre diz çöküp oturmak zorundadır. Deniz kuşu hematopus'un kumda bıraktığı üçgen izin üzeri,
kareli kağıttaki gibi çizgiler oluşturan, birbirine uymaz işaretlerle doluydu. İnsan başka izleri bir yana bırakıp bir ömür boyu bu kuşun izlerini araştırabilirdi.
Hayatımın sınırlı çapı içinde sırrımı açabileceğim kimse yoktu. Yetişkinler dünyası gençlere karşı sürekli işbirliği içindeymiş, yetişkinler aralarında onlara karşı köklü bir düşmanlık geliştirilmiş gibiydi.
Ya fazla geliyor ya da az; ya içerde, ufuklarımız son derece küçülmüş olarak yaşıyoruz ya da uzamın uçsuz bucaksızlığı içinde kendimizi yalnız hissediyoruz. Ben kendimi bir bıçağın sivri ucuna avucumu dayayıp dengelenmiş olarak yaşarmış, kuramsal olarak Gelecekteki Bir Kitabın Önsözü adını vermek istediğim bir şeyi yazarmış gibi hissediyorum. Zamanın yaratıma oranı hep böyle görünmüş olsa gerek, her bir yapıtın insanın ilerde varacağı, mantıksal sonucu da ölüm olan bir evrenin öndeyişi olabilmesi için belli bir evrede bir insanın bir noktaya toplanmış enerjinin eksiksizliğinin ifadesi olan bir oran.
Hayır! Hayır! Başkaldırıyorum şimdi ölüme! Çok hafif geliyor çalışma gururuma: Çok az
bir işkence olabilir dünyaya ihanetim. Son anda saldırmak isterdim sağa, sola...