Araştırmacılar, altı ila 11 yaşlarındaki çocukları gözlemleyip okul bahçesinde zorbalık yapanların diğer çocuklara göre daha fazla televizyon seyrettiğini ortaya koymuştur (günde ortalama beş saat).
Eserin ilk basım tarihi 1996 yılı. Ülkemizde çevrisi ise 2015 yılı. Doğrusunu söylemek gerekirse kimi sayfaları okurken sıkıldığım oldu. Sebebi ise olayların biraz abartılarak yazılmış olması...
Yazar, eserini medya haberlerinden, anekdotlardan ve yayınlanmış raporlardan hazırlamış ve her bireye şüpheli yaklaşımlar da bulunup, onları psikopat olarak değerlendirse de şöyle bir not eklenmiş. "Bireylerin uzmanlar tarafından etraflıca değerlendirilip psikopat olarak nitelendirilmesi ciddi ve geniş kapsamlı sonuçlar doğurur." Bu söyleme benzer o kadar çok not var ki...
Ebeveynlerimizin, komşularımızın, eşimizin, çocuğumuzun ve kendimizin de psikopat olup olmadığımızı anlamak için her konu başlığı altında psikopatlığa dair yedi işaret eklenmiş. Eğer bunlar hayatımızda olan kişi veya kendimizde varsa psikopat olduğumuza dair şüphelerimizin olması gerektiği öngörülmüş...
Eser de en çok hoşuma giden bölüm ise ana başlıklar altında sunulan örnek hikayelerdi...
Yazarın dili sade ve akıcı, çevri de ise hata yok.
Eseri okuduktan sonra etrafınızda ki insanların davranışlarına daha çok dikkat edeceğinize emin olabilirsiniz...
Kitabı okurken ben ve çevremdeki insanları düşündüm ölçtüm iyi haber normalim, kötü haber bi kaç tane psikopat olmasalar bile narsist(ileri seviyede olmayan) insanlar var :)) ne yapabilirim hmm insanları değiştirmek adetim değildir. Zaten insan kendini beğenmezse çatlar ölürmüş ama öz eleştiride şart bunu usturuplu bir dille hatırlatmam gerekir :))
Aslında dili ağır bir kitap ama örnekler vererek hafifletilmiş.Hoş bir kitap ama çekici değil. Daha sert işaretler olmasını isterdim ama psikolojide bu mümkün değil. Yine de okunur,tavsiye ederim.Kültürümüzle uyumlu olmasa da biz uygun hale getirdiğimizde yanlış olacak işaretler var gibi görünüyor.Yine de farklı dünyaları görmek güzel oldu.