Hakkında
John R. Gribbin (1946 doğumlu) İngiliz bilim yazarı, bir astrofizikçi ve Sussex Üniversitesi Astronomi Bölümünde misafir öğretim üyesi. Çok üretken olan yazar genellikle, topikal aralığını, kuantum fiziğini, ünlü bilim adamlarını, insan evriminin biyografilerini, evrenin kökenini, iklim değişikliğini ve küresel ısınma konularını içerir. Onun yazılarını bilim kurgu olarak nitelendiren bazı eleştirmenler de vardır.
Ünvan:
İngiliz Bilim Yazarı, Astrofizikçi
Doğum:
Maidstone, Birleşik Krallık, 19 Mart 1946
Okurlar
106 okur beğendi.
1.038 okur okudu.
68 okur okuyor.
1.990 okur okuyacak.
65 okur yarım bıraktı.
Okur demografisi
Kadın% 33.4
Erkek% 66.6
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş
Sözler ve Alıntılar
İnsan %100 oranında kuyruksuz maymundur.
İnsanın genetik materyali olan DNA'mız, şempanzelerin genetik materyali olan DNA'larından yalnızca yüzde 1'den biraz daha farklıdır. 1990'lı yıllarda bu, Albert Einstein'ın E=mc² formülü gibi bilimsel bir klişe haline gelmiştir, pek çok insan bu klişeyi biliyor, ancak pek azı gerçekten ne anlama geldiğini anlıyordu. Bu durum genellikle "insanlar yüzde 99 maymun ve sadece yüzde 1 insandır" satırlarıyla ifade ediliyordu. Ancak gerçek şudur ki, bizler yüzde yüz oranında maymunuz, diğer bir deyişle kendi adımıza bir tür değiliz. Daha ziyade kıllı kuyruksuz maymunlar, şempanzeler ve gorillerle kardeş bir türüz.
İnsan dişisinin anatomisi yürümeye elverişli değildir.
İnsanın dişisi dik yürür ve aynı zamanda çocuk doğurmak zorundadır. Dik yürümek için kalçaların dar olması gerekir, ancak kolay bir doğum için de pelvisin geniş olması gerekir. Bu nedenle dişilerde hareket yeteneği ve anneliğin gereklilikleri kalçanın ve pelvisin tasarlanması bakımından çatışan talepler öne sürer. Fosil kayıtlarına dayanan hesaplamalar bize modern kadının atalarına nazaran yürümeye daha az adapte olmuş olabileceğini söyler, çünkü atalarının büyük kafalı çocuklar dünyaya getirmeleri gerekmemekteydi. Aslında bu durum kadınlar ile erkeklerin neden farklı yürüdüklerini de açıklar, çünkü modern dişinin pelvisi uzlaşma sonucunda ortaya çıkmıştır, yürümek için erkeklerden anlamlı biçimde daha az kullanışlıdır, ancak hiçbir erkeğin yapamadığını yapar ve dünyaya yeni bir insan getirebilmeyi mümkün kılar.