En Eski Kadri Öztopçu kitaplarını, en eski Kadri Öztopçu sözleri ve alıntılarını, en eski Kadri Öztopçu yazarlarını, en eski Kadri Öztopçu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadir Öztopçu'yu bu eseriyle tanıdım. Kendine has üslubuyla, kısa cümle tercihleriyle herkesin bildiği ama daha fazla merak etmeyip, arasına mesafe koyduğu insanları anlatmış bu eserinde. Kendisini bu hayattan göç edip gittikten sonra tanımak açıkçası beni çok üzdü...Onu daha yakından tanımak için eserlerini okumaya devam edeceğim..
Betonlaşan Saklıköy ve Korumak Zorunda Olduklarımız Üzerine
Saklıköy; zeytinlikleri, meyve ağaçları, alabalıklarla dolu tertemiz deresi, masmavi denizi, asırlık çam ormanlarıyla dolu tepeleri, koyları, taş evleri, insanları ile cennetten bir köşe adeta. Ancak şehir tüm huzursuzluğu; beton yapıları, egzoz kokuları, gürültüsü,trafiği, kalabalığı, samimiyetsizliği, ile tüm güzel şeyleri yok ederek yaklaşıyor!
Eser basit bir dille anlaşılır şekilde yazılmış. Çocuk ve genç okurlara dili ve anlatımı itibari ile daha çok hitap ettiğini düşünüyorum. Çocuklarımıza çevre bilinci ve doğa sevgisi kazandırmak, tüketim hırsının her şeyi yok etmeye kararlı göründüğü şu günlerde her zamankinden daha da önem kazandı. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz ve ülkemizin ormanı, köyü, sahili, tarımı; tarihi ve doğal mirası betonla örülü şehirlerden çok daha değerli ve herkesçe de öyle olmak zorunda. Yoksa kaybedeceğimiz şey çok büyük olacak. Böyle önemli konularda hele ki geleceğimizi değiştirecek çocuklarımız ve gençlerimize hitap eden eserlerin daha da fazla yazılması dileğiyle.
Yorgundunuz, çok yorgun. Bütün gün dişe dokunur hiçbir şey yapmamanın, gidecek bir yer, konuşacak bir insan bulamamanın (bunu başkalarının anlaması çok zor) ağır yorgunluğu. Yılların.
Sessizlik mi dedim? Evet. Sessizlik.
Sessizlik, dediğin, biriktirmek aslında Müjgan. Gizlice, dipte. Biriktirmek. Bir gün hatırlamak umuduyla biriktirmek. Bir gün, hatırlanmak umuduyla...
“Söylentiye bakılırsa konuşmak en büyük bela. Topluca susuyoruz. Sessizlik vicdanlarımızı kanatsa da günü kurtarıyor. Vicdanlarımıza tütün basıyoruz.”
Yine hayata bakış açımı değiştiren, beni yüreğime doğru sürükleyen bir eserle karşı karşıyayım.. Kadir Öztopçu’nun 2019’da kaleme aldığı üç bölümdem oluşan, ölüm, ölüm korkusu gibi konuların yoğun işlendiği “kimsenin bilmediği insanlar” eserinde ilk bölüm uzun ya da olağan sayılabilecek öykülerden oluşuyor. İkinci bölüm yani Kısa Bir Ara’ da kısa bir çoğu tek sayfalık olan öykülerden oluşuyor. Son bölüm olan Kimsesiz Yolarda ise hem uzun hem kısa öykülerden oluşuyor. Toplumun kıyısında kalmış gerek vicdan yoksunluğumuz gerekse de alışıla gelmiş durumlarımızla görmezden geldiğimiz insanların iç dünyalarının derinliklerine girip hüzünlü hikayelerinin içinde buluyoruz kendimizi. Eseri okurken içeriğinden etkinlendim ama özellikle ilk bölümde yazarın üslubunu beğendiğimi söyleyemem. Tavsiye ederim. Bizi toplumun kıyısına sürükleyen, hepimizin bildiği ama aramıza mesafeler koyduğumuz insanların, içimizde silikleşen insanların iç dünyalarında kendimi bulduğum bir eser...