Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kamla Bhasin

Kamla BhasinToplumsal Cinsiyet yazarı
Yazar
9.5/10
10 Kişi
26
Okunma
0
Beğeni
907
Görüntülenme

Kamla Bhasin Gönderileri

Kamla Bhasin kitaplarını, Kamla Bhasin sözleri ve alıntılarını, Kamla Bhasin yazarlarını, Kamla Bhasin yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadının, toplumlarımızdaki ataerkil ilişkiler kıskacından çıkması, erkekler de aynı doğrultuda bir hareket başlatmadıkça mümkün olamaz. Ataerkil sisteme karşı olan bir erkek hareketi, iyiliksever babacan bir yaklaşımdan değil, kendilerine insani değer ve saygınlığı yeniden kazandırma arzusundan kaynaklanmalıdır. Kadına saygı duymayan erkek nasıl kendine saygı duyabilir ki?
Sayfa 80 - KADAV
Bir kadın yöneticiden, sert, serinkanlı, akılcı, hırslı ve denetime hakim olması beklenir; fakat aynı kadın yöneticiden, bir eş ve anne olarak uysal, koruyucu ve fedakar olması beklenir. Erkek yöneticiler böylesi şizofrenik bir durumla karşı karşıya değildirler.
Sayfa 72 - KADAV
Reklam
Dünyanın doğal zenginliklerini çoğunluk değil, gözlerini kar elde etme ve iktidar hırsı bürümüş bir avuç şirket denetim altında tutuyor ve sömürüyor.
Sayfa 65 - KADAV
Dışarıdaki çalışma hayatı, bu kadından bağımsızlık, hareketlilik, rekabet ve uzun çalışma saatleri talep ederken, aile de tam tersini, yani itaat, hizmet ve işbirliği istiyor.
Sayfa 49 - KADAV
Kadınlar gerçekten de bir rahim ve bir çift meme ile donatılmışlardır; ancak bakım, temizlik ya da gözetmek için fazladan bir donanımları yoktur; bu yüzden de herkesle ilgilenmek onların "doğasında" değildir. Şunu unutmayalım ki, erkek eğer ücretini alıyorsa, silip süpürmek, temizlik yapmak, bulaşık yıkamak ve yemek pişirmek gibi işleri yapabiliyor.
Sayfa 43 - KADAV
Özetle, ev kadını, bütün ömrü boyunca, gece gündüz kocasının hizmetinde olan ücretsiz bir işçidir. Hatta cinselliği, çocuk doğurma yetisi, duygu ve düşünceleri dahil olmak üzere tüm kişiliği kocasının emrindedir. Aynı zamanda kadın, hiç sevgi hissetmediği zamanlarda bile sevgi göstermek de dahil olmak üzerei kocasının ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayacak bütün işleri yapmaya mecbur bırakılan bir köle ve esirdir. Yani kadın sırf sevgisinden kaynaklı çalışır ve sevgi işe dönüşür.
Sayfa 40 - Claudia von Werlhof
Reklam
Bir kız çocuğunun bedeninde, onu şort giymekten, ağaca tırmanmaktan ya da bisiklete binmekten alıkoyan hiçbir şey yoktur. Bir erkek çocuğunun bedeninde de, onu oyuncak bebeklerle oynamaktan, kendinden küçük kardeşleriyle ilgilenmekten, yemek hazırlamaya ya da temizlik yapmaya yardımcı olmaktan alıkoyan hiçbir şey yoktur.
Sayfa 12 - KADAV
Eğer yeryüzünde annelik, fedakarlık ve başkalarına bakmak için hayatını vermek gerçekten önemseniyor olsa,(yani bu uğraş Nobel Ödülü'ne aday olmaya değer görülse) erkeklerin bunun kadınların tekeline bırakmayacağından emin olabilirsiniz.
Erkekler çocuklara, yemeğe, temizliğe, hastaların bakımına, ilişkiler için çaba göstermeye vs. daha fazla zaman ayırmak zorunda kalacak ve erkeklerin tahrip edici sanayi üretimlerine, yıkıcı araştırmalarına, zararlı boş zaman etkinliklerine ve savaşlarına ayıracak daha az zamanları olacaktır.
Eğer kadın yöneticiler, politikacılar ve sivil toplum liderleri istiyorsak, daha fazla erkeğin, anne, bakıcı, hemşire ya da aşçı olmasına ihtiyacımız var. Kadınlar ancak yeniden üretim işinin yükü azaldığında, kendi vücutları üzerinde ve hayatlarında özerkliğe kavuşabilirler.
Reklam
Özel olan politiktir!
Ev ve aile üyeleri arasındaki ilişkilerin hükümet düzenlemelerinden muaf olması gerektiği tartışıldı. Böylece, evin dört duvarı arasında olup biten her şey, kişisel bir sorun olarak değerlendirilir ve hiçbir dış müdahale teşvik edilmez. Kadınlara karşı bariz eşitsizliğin ve vahim saldırıların sürmesine izin verilmektedir. Koca dayağı, evlilik içi tecavüz, kız çocuklara babanın veya diğer erkek akrabaların tecavüzü, kadınlara ve kız çocuklara uygulanan fiziksel ve zihinsel işkence ve kız çocukların yaşadığı genel mahrumiyet, yakın zamana kadar, görünmez, tartışılmaz ve mücadele edilmez olarak kaldı.
"Ev idaresi, kamusal karakterini yitirmekte. Artık toplumu ilgilendirmiyor. Özel bir hizmete dönüşmekte ve Engels’in dediği gibi, kadın toplumsal üretime katılımdan dışlanarak baş hizmetkar haline gelmekte.” Alison M. Jagga
Toplumsal cinsiyet kavramı, sorunun kadınlarda değil, kadınlara ve erkeklere atfedilen, onların haklarını ve sorumluluklarını, işlerini, alanlarını vs. belirleyen sosyo-kültürel tanımlarda olduğunu vurguluyordu. Kadınlar toplumsal sistem nedeniyle nasıl tanımlanıyorlarsa öyledirler ve kadının statüsünün geliştirilmesi için bu toplumsal sistemin ve onun tanımlarının değiştirilmesi gereklidir. Toplumsal cinsiyeti sorgulamak, erkeği sorgulamayı da gerektirir, çünkü kadınları, soyutlarayak anlamak mümkün değildir. Farklı toplumlarda toplumsal cinsiyetin nasıl yapılandırldığı ve devam ettirildiğine ilişkin bir araştırma gereklidir; bu da toplumsal cinsiyet ilişkilerini, toplumsal cinsiyete dayalı işbölümünü ve toplumsal cinsiyet hiyerarşisini incelemek demektir. Ve daha da önemlisi, toplumsal cinsiyet ilişkilerindeki gücü incelemeyi ve çözümlemeyi gerektirir.
Güney Asya da kadınların ikincil konumunun, bağımlılığının ve sağlıksızlığının temel bir nedeni, aşırı ev işi yüküdür. UNDP insani Kalkınma Raporu'na göre, kadınlar tarafindan yapilan ücretsiz işlerin toplam değeri, küresel olarak 11 trilyon ABD dolardır.
Özelde yaşanan ataerkil sistemde kadınların emeği esas olarak hükmeden bireyler tarafından sömürülür, kamusal boyutta ise bu sömürü bireyler değil topluluk tarafından gerçekleştirilir, kolektiftir... "
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.