Karl Mannheim

İdeoloji ve Ütopya yazarı
Yazar
8.0/10
8 Kişi
40
Okunma
11
Beğeni
2.152
Görüntülenme

Karl Mannheim Gönderileri

Karl Mannheim kitaplarını, Karl Mannheim sözleri ve alıntılarını, Karl Mannheim yazarlarını, Karl Mannheim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Burjuva- demokratik düşünce tarzı, sınıf mücadelesinin evrimci yöntemleri­nin mümkün olduğu sürece modem yaşam içerisindeki gerçekliği­ni ve işlevini kaybetmeyecek güçsel-iradesel mücadelelerin top­lumsal mekânda yer bulmasını mümkün kılacak rasyonalize edilmiş biçimleri hem yaratmış hem de keşfetmiştir. Bu platformun yaratılması, burjuvazinin tarihsel-kalıcı başarısıy­dı; ve buna bağlı olan entelektüalizinin tek taraflılıkları acımasızca deşifre edilmiş olsa bile, yine de bu başarının önemine saygı duy­mak mümkündür. Burjuva bilinci, bu entelektüalizmle kendi rasyonelleştirmesinin sınırlarını örtbas etmeye çalışıp böylece sırf tartış­malarla reel çelişmelerin tamamıyla üstesinden gelinebilir imajını yaratmayı hedeflemiştir. Ancak iş böyle olunca, politiğin alanında, teoriyi pratikten ve düşünmeyi istemekten özsel olarak ayıramadı­ğımız yeni bir düşüncenin oluştuğunun da farkına varmamıştır.
Sayfa 152 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
İnsanî düşün­ce, toplumsallıktan arındırılmış alanda yönü belirsiz şekilde oraya buraya savrularak oluşmamaktadır; tam tersine bu alan içerisinde ve daima belli bir mekâna kök salmış olarak varolmakladır. Bu kök salma olgusu, asla yanlışların kaynağı olarak değerlen­dirilemez. Nasıl başka insanlarla ya da o insanların içinde bulundu­ğu koşullarla dirimsel bir ilişki içinde bulunan insan, bu ilişkiyi de­rinden anlama şansına sahipse; bir bakış açısının, bir kategoriler aparatının toplumsal bağlılığı da, tam da bu dirimsel ilişkiden dola­yı, bu düşünce biçiminin belli varoluş bölgelerindeki etkileme gü­cüne ilişkin şansı arttıracaktır.
Sayfa 93 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
Nasıl eskiden “kendinde bilinç’in yerine tarihsel açıdan daha ayrıntılı bir ifade olan “halk ruhu” kavramı geçtiyse, günümüzde de hâlâ çok fazla kapsamlı olan halk ruhu kavramının yerine sınıf bilin­ci ya da, daha doğru olarak, sınıf ideolojisi kavramı geçmiştir. Dü­şüncedeki gelişim, böylece, çift yönlü hareket etmektedir: Bir yan­dan, dünyanın sonsuz çokluğunun bilinç kavramı yardımıyla tek bir merkez kazandığı sentezleyici bir yoğunlaşma sürecine girilmiştir; öte yanda ise, sentezleyici hareket çerçevesinde fazlasıyla kurucu olarak tasarlanan bu bütünlüğü giderek daha çok yumuşatıp esnek­leştirmeye çabalayan aynı düşünsel hareketin varlığı görülmektedir.
Sayfa 83 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
“İdeoloji” anla­mının ilk varyantını kısmî, İkincisini ise bütünlükçü ideoloji kavra­mı olarak adlandıracağız. Bu sözcükle, karşı tarafın belli başlı “fikir” ve “düşünceler”ine inanılmamak gerektiği kastediliyorsa eğer, o zaman söz konusu olan kısmî bir ideoloji kavramıdır. Zira, bu “fikir” ve “düşünce”ler, karşı tarafın çıkarına uygun olmayan bir gerçeğin bilinçli bir şekil­de örtbas edilmesi olarak ele alınır. Bu bağlamda, bilinçli yalandan, yarı bilinçli içgüdüsel örtbas etmeye ve bir başkası tarafından yanıl­tılmadan özyanılmaya uzanan geniş bir alan içindeki her şey söz konusu olabilir. Kendini basit bir yalancılık kavramından ancak ya­vaş yavaş sıyırmış olan bu ideoloji kavramı, kelimenin birçok anla­mında kısmîdir. Kısmî niteliği karşısına, radikal, biitünlükçü bir ide­oloji kavramı çıkartıldığında, anında göze çarpmaktadır. Bir çağın ya da tarihsel-toplumsal açıdan somut olarak tanımlanabilen bir gru­bun -örneğin bir sınıfın- ideolojisinden bahsetmek bu çağın ya da bu grupların bütünlükçü bilinç yapılarının özellikleri ve niteliği an­lamında mümkün olabilir.
Sayfa 74 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Sosyolojik tarzda çalışabilmek için, toplumsal sürece katılmak gerekir. Ancak, kolektif-bilinç dışı isteme katılma, katılan kişilerin gerçekleri hatalı bulmaları yada bulanık görmemeleri anlamına gel­mez. Tersine, toplumun bu canlı bağlamlılığına katılma, bu canlı bağlamlılığın içsel doğasını anlayabilmenin ön koşuludur. Bir kişi­nin süreçlere katılma biçimi, problemleri ifade ediş biçimini de be­lirler. Niteliksel unsurların göz ardı edilmesi, ve iradeci momentin bastırılması, bir nesnellik oluşturmadığı gibi nesnenin temel niteli­ğini de inkâr eder.
Sayfa 63 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Ütopik düşünce kavramı; yine politik çelişmeye borçlu olu­nan, ama politik mücadelenin karşıtındaki bir keşfi, yani, ezilen belli grupların entelektüel olarak toplumun verili bir durumun yıkıl­masıyla ve dönüştürülmesiyle ilgilenmeleri sonucunda, bilmeden, koşulların yalnızca koşulları olumsuzlayan (reddedici) unsurlarını görmelerini yansıtmaktadır. Bu gruplar, toplumun mevcut ko­şullarını düşünsel anlamda doğru bir şekilde değerlendiremezler; gerçekte varolanla ilgilenmek yerine düşüncelerinde daha ziyade varolanın değişimini tasarlamayı hedeflerler. Dolayısıyla düşünce­leri, asla koşulların somut analizini hedeflemez; olsa olsa bir eylem rehberi olarak kullanılabilir. Ütopik bilinçte, arzuların yarattığı ta­savvurlardan ve eylemci irade tarafından hükmedilen kolektif bi­linçdışılık, gerçekliğin belli veçhelerini örtbas edip inancı sarsabi­lecek ya da koşulların değişimine yönelik isteği felç edebilecek her şeye sırtını çevirir.
Sayfa 58 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.