Ali Şeriati, aydın ve entelektüel arasındaki farka işaret etmektedir.... Entelektüeller, bilgi ve düşünce üreten ama toplumdan kopuk, halkın sorun ve dertleriyle uğraşmayan kişiler olabilir. Aydınlar ise entelektüel olmasalar da toplumu donukluktan, durağanlıktan kurtarmaya çalışan, onlara bir bilinç ve hareket kazandırmak için çaba gösteren kişilerdir. Şeriati'ye göre aydın, kendi köşesinde bilgi ve düşünce üreten kişi değildir. Aydın, halka temas eder, sorun ve dertlere dokunur ve zulme karşı baş kaldırır. Halka önderlik eder, onlara yol gösterir ve onlara öncülük eder.
bir de; kapitalizm kendi kırıklarını romans sansın
ve marka kendini erotik bir depremle geliyor sansın
mutluluk taklidiyle isteyen herkes istediği hazza kansın.
Bu skor beni aldatmıyor
Çünkü rövanşı olan her oyunda
En az kaybetmek kadardır kazanma ihtimali
Bu skor beni aldatmıyor
Çünkü çok ihtimalli her oyunda
Daima açık durur insanlık ihtimali.
Kenan Çağan
Modernitenin tanımlayıcı iki önemli özelliğini rasyonalite ve sekülerleşme olarak tespit etmek mümkün. Her ikisinin de köklerini, Rönesans’ın keşfi ve mirası olan insan ve nesnel gerçeklik anlayışında bulabiliriz. Zira ikisi de modern toplumun inşası sürecinde yerlerini daha muhkem kıldılar. Aklın aydınlatıcı rehberliğinde metafiziğin bütün tahakkümcü yüklerinden kurtularak özgürleşmeyi umut eden insan, yine aklın rehberliğinde nesnel gerçekliği bilginin ve bilimin nihai amacı kıldı. Bütün kutsalları yıkarak ilerleyen modernite yine de kendi kutsallarını inşa etmekten kendini alamadı, insan ve onun en önemli edimi olarak bilim, yeni kutsallar formunda modernitenin ruhunda konumlandı. Bilim, insanın yüceltilmesinde en önemli araç olarak işlev gördü; akılcı, ispatlanabilir ve her tür değerden bağımsız olarak üretildiği iddiasındaki bilimsel bilgi, bir yandan kendine yıkılmaz bir konum inşa ederken öte yandan da kendi metafıziğini üretmiş oldu.