About
Ortaöğretimini Gazi Anadolu Lisesinde tamamladı. Ardından Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü'nü “şeref öğrencisi” olarak bitirdi.
Sosyal ve mesleki yönden aktif bir öğrencilik geçirdi. Birçok etkinlikte bölüm ve üniversite temsilcisi olarak görev aldı. Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyet Topluluğu'nda uzun süre başkanlık ve denetim kurulu başkanlığı yaptı.
Üniversite yıllarında, ilkokul ve liselerde öğrenci ve velilere beslenme eğitimi vermeye başladı. Toplum sağlığına yönelik bu hizmetine hala devam etmekte ve davet edildiği her okula, gönüllü olarak, beslenme eğitimleri için gitmektedir.
2015 yılında mesleki yazarlık yapmaya başladı. Yazıları pek çok sitede ve dergide yayınlandı. Şuanda Milliyet diyet köşesinde ve gencdiyetisyenler.com sitesinde diyetisyen kimliğiyle daimi yazarlık yapmaktadır. Ayrıca en yoğun çalışma alanı olan polikistik over sendromu hakkında beslenme tedavisine yönelik bir kitap yazmaktadır.
2017'de TÜBİTAK 4007 Bilim Şenliği'nde mutfak atölyesi lideri olarak görev aldı. 2018 yılında Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü'nden mezun oldu.
Uzun yıllar sporla ilgilendi. TCF'nin kurs ve sınavlarında başarılı olarak pilates antrenörü oldu. Zumba, kardiyo, strong zumba, pilates matwork ve aletli pilates dersleri vermeye başladı. Spor ve diyetin ayrılmaz bir bütün olduğu düşüncesiyle 2017 yılında VİTA Diyet ve Spor Merkezi'ni kurdu.
Title:
Diyetisyen, Yazar
Readers
5 readers liked.
119 readers read.
3 readers are reading.
38 readers will read.
3 readers left half.
Quotes
İnsan sosyal bir varlıktır ve insanın bu sosyal yapısı onun diğer insanlarla birlikte yaşamasını zorunlu kılar. Sinir bilimiyle ilgilenen bilim insanları, gülen insanların ve kendisi gülmeyen ama gülen birine gören insanların beyinlerinde oluşan aktiviteleri incelediler ve sonuç olarak ikisinin birbirine çok benzer olduğunu buldular. Yani karşımızda biri güldüğünde sanki kendimizi gülüyor gibi hissediyoruz. Bu nedenle hepimiz mutluluğu birbirimize de bağlı. Diğer taraftan bazı çalışmalar, sosyal ilişkilerin azalması ve bağımlılık yapan maddelerinin kullanımı arasında inanılmaz bir ilişki olduğunu gösteriyor. Yani sosyal ilişkilerimiz ne kadar az ve kalitesiz olursa o kadar çok alkol, sigara ve yeme bağımlılığı gibi problemlerle karşılaşıyoruz.
Sayfa 103 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Günümüz insanı sürekli strese maruz kalmaktadır. Yaşadığımız kirli ve gürültülü çevre, iş hayatı, insan ilişkilerimizin kötü bir temelle kurulması vs. birer stres sebebidir. Böyle bir ortamda yaşarken stresten uzak kalmamız ve stresle baş edebilmemiz oldukça zordur. Bunun için de her gün belirli aralıklarla stresten uzaklaşma metodlarına ihtiyacımız vardır. Nefes yöntemleri, gevşeme hareketleri ve fiziksel aktivite bu konuda oldukça etkilidir. Ayrıca yapılan çalışmalar hangi dine ait olursa olsun ibadet etmenin ve meditasyon yöntemlerinin stres konusunda oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle özellikle yoğun strese maruz kalan bireylerin duaya, ibadete ve daha fazla sevgiye ihtiyacı olduğu söylenebilir.
Sayfa 102 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
İnsan tıpkı diğer canlılar gibi doğa ile iç içe olması gereken bir varlıktır. Bu nedenle doğayla, toprakla, hayvanlarla vs. vakit geçirmek insan psikolojisini çok iyi gelir. Diğer taraftan insan doğal çevreden uzaklaştıkça stres ve mutsuzluk düzeyi artar. İşin aslı çiçek sulamak bile stresin azalmasına etkili faktörlerden biridir. Gün içerisinde canlılarla ve toprak ve yarım saat dahi olsa etkileşimde bulunmak strese çözüm niteliğindedir.
Sayfa 104 - Dorlion YayınlarıKitabı okudu
Obezite ve infertilite (kısırlık) arasında önemli bir ilişki vardır. Vücut yağ oranı normalin üzerine çıktıkça hem kadın hem de erkek infertilitesi artar. Özellikle bel çevresinde yağlanmanın artması, üreme sorunları için büyük bir risk faktörü oluşturur.
Sayfa 39
Hızlı sindirilen karbonhidrat kaynaklarından olabildiğince az tüketin. Hızlı sindirilen karbonhidratlar kan şekerini hızlı yükselttikleri için glisemik indeksi yüksek karbonhidratlar olarak da bilinir. Patates, pirinç, beyaz un, şeker ve glikoz şurubu, kuru meyveler hızla kan şekerini yükseltir. Kan şekeri yükselince buna cevap olarak insülin salgısı artar. İnsülin seviyesinde artış vücudu yağ depolamaya meyilli hale getirir, inflamasyonu artırır ve uzun dönemde PKOS'taki tüm semptomların kötüye gitmesine neden olur.
Updates
İnsülin Direnci Nedir?
Son zamanlarda insülin direncini sık sık duyar olduk. Pek çok hastalığın temelini oluşturan insülin direnci, vücutta yağ oranının artışıyla veya bireyin kötü beslenme alışkanlıklarıyla ortaya çıkıyor.
İnsülin, kanda bulunan şekerin (glikoz) hücrelere girmesini ve hücrelerde enerji olarak kullanılmasını ya da depolanmasını sağlayan hormondur. Özellikle yemeklerden sonra yükselen kan şekerini dengelemek için pankreastan insülin salgılanır. İnsülin vücudun tüm hücrelerinde bir anahtar görevi görerek hücrelerin kapısını glikoza karşı açık hale getirir. Yani hücrelerin kandaki glikozu almasını sağlar. Böylece kan şekeri dengelenir, hücreler de enerji ihtiyacını karşılar.
Bazı durumlarda hücreler insüline karşı duyarsızlaşmaya yani insülini tanımamaya başlar. İnsüline gösterdikleri tepkinin azalması kan şekerinin ayarlanmasını zorlaştırır. Pankreastan daha fazla insülin salgılanarak durum kurtarılmaya çalışılır. Bu da kanda insülinin olması gerekenden daha fazla bulunmasına neden olur.
İnsülin direncinde; hücreler enerji kaynağına (glikoz) yeterince ulaşamaz, kanda glikoz seviyesi yüksek kalır ve bu durumu tolere etmek için pankreas daha fazla çalışıp daha fazla insülin üretir. Daha net bir ifadeyle söylersek; insülin direnci geliştiğinde hücrelerin glikoza kapılarını açması için daha fazla insülinle uyarılması gerekir.
PKOS ve Beslenme
Gebelik şekeri anne ve bebeği olumsuz etkileyebileceği için mutlaka kontrol altında tutulmalıdır. Açlık kan şekeri, tokluk kan şekeri, şeker yüklemesi gibi ölçümler gestasyonel diyabetin tanısında kullanılabilen ölçümlerdir. Ancak ölçümler esnasında bazı diyabetli gebeler gözden kaçabilir, bu da anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Comments and Reviews
